Zor ameliyatların ustası olarak bilinen Kolorektal Kanser Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, yediğimiz içtiğimiz şeylerin bağırsaklarımıza yaptıklarını anlattı
Yediklerimiz, yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız çeşitli hastalıklara davet çıkaran unsurlar. Kanser, çağdaş yaşamın kötü bir armağanı… Kansere neden olan en önemli etkenlerden biri beslenme alışkanlıkları… Obezite ise kanseri tetikleyen unsurların başında geliyor. Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum, kan kanserleri, endometriyum, özefagus, böbrek, karaciğer, multiple myeloma, serviks, yumurtalık ve prostat kanserinin agresif türleri obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yağ tüketiminin yüksek olması obeziteye neden olmaktadır. Yağlı besinler ve artmış yağ tüketimi, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerinde alımının artmasına neden olmaktadır.
Eğer bağırsaklarımız mutlu olursa biz de mutlu oluruz ve kanserden korunuruz. Günümüzde herkesi zayıflama ve forma girme telaşı aldı. Birçok kişi vücudunu tanımadan, bulduğu her diyet programını uygulamaya çalışıyor. Bunun sonucu olarak da bağırsaklarını yoruyor. Oysa bağırsaklarımız vücut sağlığımızın yapı taşlarından biri. Genel Cerrahi ve Kolorektal Kanser Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, zor ameliyatların uzmanı olarak biliniyor. Kendi hayatında koşu ve sporu eksik etmeyen Prof. Asoğlu, her gün koşarak hem formunu tutuyor hem de hastalarına örnek oluyor. Prof. Oktar Asoğlu, kolorektal kanserin görülme oranının yüksek olduğunu ama erken teşhisle ölümcül riskinin ortadan kalktığını söylüyor ve “Mutlu bağırsaklar, sağlıklı yaşamın anahtarı,” diyor.
Prof. Asoğlu, öncelikle kanserin nasıl algılanması gerektiğini şöyle anlatıyor, “Radyasyon yayan telefonlardan baz istasyonlarına, rafineleştirilen (işlenen) yiyecek, içeceklerden giyeceklerimize kadar hepsinin taşıdığı karsinojenler, kanseri 20 ve 21. yüzyılın en ciddi hastalığı haline getirdi. Keşke gerek beslenme gerekse yaşam tarzımızla çok çok geriye değil ama dedelerimizin, babaannelerimizin dönemine geri gidebilseydik… Bugün için zamanda geriye yolculuk mümkün olmadığına göre yapılacak şey tarama programlarıyla kanseri erken saptamak ve kanseri erken evrede yakalamaktır. Kanseri erken tanıyarak çok başarılı sonuçlar elde etmek, yüksek düzeyde teknolojiyi kullanarak hücresel seviyede kanserle mücadele edebilir hale gelmek mümkün.”
Kanserden korunmak adına kırmızı etle aramıza mesafe koymalıyız diyen Prof. Asoğlu, durumu şöyle açıklıyor: “Kırmızı etin yayın tüketildiği yerlere bakıldığı zaman, sebze tüketilen yerlere göre kolorektar kanser vakaların daha fazla olduğunu görülüyor. Bu nedenle kırmızı etten kaçmak akıllıca. Özelikle ızgara gibi daha fazla işlem görmüş, ağır yöntemlerle pişirilmiş çeşitlerden uzak durup, daha hafif bir diyete geçmek ve Akdeniz tipi diyete geçmek kolorektal kanser riskini azaltır.”
Akdeniz tipi beslenen bölgelerde kanserin azlığına dikkat çeken Asoğlu, “Diyet kanserlerin yüzde 30’nu engelleyebiliyor. Akdeniz tipi diyeti Türkiye geneline yaymalıyız. Sağlık açısından baktığımızda da kırımızı eti azaltmak kalp damarı sağlığı içinde faydalı olduğunu biliyoruz,” diye ekliyor.
Prof. Asoğlu, bağırsakları korumak için yapılması uygulanması gereken sekiz kuralı şöyle anlatıyor:
1 YETERLİ VE DENGELİ BESLENİN: Öğünlerde dört besin grubundan yiyeceklerin yer aldığı dengeli mönüler hazırlanmalı.
2 GÜNDE EN AZ BEŞ PORSİYON SEBZE-MEYVE TÜKETİN: Bu beş porsiyonun en az iki porsiyonu yeşil yapraklı sebzeler veya portakal, limon gibi turunçgiller olmalı.
3 TANELİ TAHILLARI TERCİH EDİN: Rafine tahıllar ve saf şeker yerine tam taneli tahıllar tercih edilmeli.
4 İŞLENMİŞ KIRMIZI ET YERİNE BALIK VE BAKLAGİL TERCİH EDİN: Özellikle yağ içeriği yüksek ve işlenmiş kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır. Kırmızı et yerine balık, tavuk ya da kuru baklagiller tercih edilmelidir.
5 YAĞI AZALTIN: Yağ alımının azaltılması için yemekler az yağla pişirilmeli, et yemekleri yağ eklenmeden kendi yağları ile pişirilmeli, kızartma kavurma gibi pişirme yöntemleri yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmeli.
6 ANNEANNE YEMEKLERİNE DÖNÜN: Batı tipi beslenme yerine, geleneksel yemeklere yani annenizin veya anneannenizin hazırladığı o güzel yemeklere geri dönün.
7 GÜNDE BİR ELMA YİYİN: Günde bir elma her derde deva ve kalın bağırsak kanserinden koruyucu bir meyvedir. Çünkü vücudun ihtiyacı olduğu günlük lif miktarını bir elmadan alabilirsiniz.
8 SİGARA/TÜTÜN VE ALKOLDEN UZAK DURUN: Alkol beslenme durumunu olumsuz yönde etkileyerek kanser riskini arttırıcı faktörler arasında yer alırken, direk etkileri ile de kanser oluşumunda rol oynar. Fazla bira içenlerde kalın bağırsak-rektum kanseri daha fazla görülür. Sert içkileri fazla tüketenlerde, ağız, baş-boyun kanserleri daha sık görülür. Alkol tüketimi fazla olanlarda ise karaciğer kanseri sık görülür. Sigara ile birlikte alkol alışkanlığı kanser riskini daha da arttırır.