İnsan ne ister?

Estreya Seval VALİ Köşe Yazısı
3 Ağustos 2016 Çarşamba

İnsanoğlu bu dünyada ne ister sevgili okurlar?

Önce uzak geçmişten bir anı ile başlayayım izninizle. Notre Dame de Sion’da son sınıfta okurken, ‘radikal’ rahibelerden biri (Sion rahibelerinden pek hazzetmediğimi bilirsiniz) kendince aklımızı zorlayacak bir soru sormuştu: “Aşk mı, sağlık mı?” Neden aşk mı, para mı demediğini bilemiyorum doğrusu. Henüz on yedi yaşında olduğu halde hem anne, hem babasını kaybetmiş olan bir genç kız ayağa fırlamış ve ‘aşk’ demişti. Takip edebildiğim kadarıyla aşkın peşinden gitti ve kendini hırpalayacak şeyler yaptı. Ben ne cevap mı verdim? Sessiz bir çocuktum. Cevap vermedim ama neden ikisi birden olmasın, sonra da sağlık olmazsa, insanın aşka keyfi olabilir mi diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Artık günümüze gelebiliriz. İnsan bence huzur ister. İnsan mutluluk ister. Eğer aşk ona huzur ve mutluluk verecekse, insan aşk ister. Demek ki, bu yaşta insan önce huzur istiyor. Peki, insan huzuru nasıl bulur?

Huzuru getiren, istikrardır. İnsan bir evi, evinde düzeni olmasını ister. Bu düzeni sağlayacak kadar parası, düzenli bir geliri olmasını ister. Doyacağı ve aşermeyeceği şekilde yiyeceğinin, toplum içine çıkabilecek kadar giyeceğinin, gönlünü aydınlatacak süslerinin (evinde tablo, biblo, üstünde saat, takı) olmasını ister. Ailesinin etrafında olmasını ister. İki laf edeceği dostlarının olmasını ister. Oyalanacağı bir uğraşısının olmasını ister. İster de ister… Haksız mıdır acaba? Bu arada fazla para başa beladır. Kaç evde birden yaşayabilir, kaç teknede aynı anda gezebilirsiniz?

Evlilik sözleşmesi Ketuba’nın kocaya yüklediği sorumluluklar nelerdir bilir misiniz? Karısının başına bir çatı (ev), sırtına bir giysi, boynuna ya da koluna bir takı sağlaması, durumu müsaitse ev işlerini yapacak bir hizmetçi tutması ve cinsel ihtiyaçlarını gidermesi. Az önce sıraladıklarımızdan çok mu farklı bunlar?

İnsan sadakat ister. Hem eşinden, hem aile bireylerinden, hem de dostlarından. Aşkı varsa eğer, sırtını ona dayamak ister. Saçma bile olsa, endişelerini ona açabilmek ister. Zor gününde gözyaşlarını kurutacak, sırtını sıvazlayacak arkadaşlar ister.

İnsanı en çok strese sokan şeyler nedir? Eşini kaybetmesi, işini kaybetmesi, sağlığını kaybetmesi, özgürlüğünü kaybetmesi… Bu listeyi istediğimiz kadar uzatabiliriz. Size başka bir yazımda söz etmiştim. Boğaz’daki yalısını kaybedip de kalan parasıyla Maçka’da yayla kadar bir dairede oturanlar, ben ne hale düştüm diyerek bunalıma girermiş. Gülebilirsiniz ama en başta ne demiştik? İnsan istikrar ister.

Uzaktan hatta içeriden bakınca tekdüze gibi görünen bir hayat, aslında en büyük mutluluktur çünkü bu yaşantıda istikrar vardır. Hep aynı işleri yapıyor olabilirsiniz ama eksik noksan delik gedik yoktur. Her şey yerli yerindedir. Kalkarsınız, ruhunuzu size geri verdiği için Aşem’e şükredersiniz, kahvaltı edersiniz, eşinizi çocuklarınızı uğurlarsınız, en yakınlarınızı arar durumlarını kontrol edersiniz, evinizi toplarsınız, alışverişe çıkarsınız, bu arada ihtiyacınız her ne ise tedarik edersiniz, yemeğinizi hazırlarsınız, canınız istiyorsa yatar biraz kestirirsiniz, dostlarınızı arar ya da onlarla buluşursunuz, sabah uğurladıklarınızı karşılarsınız, karınlarını doyurursunuz, yemekte sohbet edersiniz, televizyon izlersiniz, evi tekrar toplayıp yatarsınız. Kimseyi kırmadığınızı, hiçbir yanlış yapmadığınızı ümit ederek duanızı eder ve huzurlu bir uykuya dalarsınız. Bu, durumun kadın versiyonu. Erkek versiyonu da var tabi. Ancak her durumda, canınız çekiyorsa gecenin bir vakti kalkar, salonda oturursunuz. Ya da arabanıza atlar, Boğaz’da bir tur atarsınız. Sizi kısıtlayacak bir husus yoktur. Dilediğiniz ve durumuz uygun olduğu takdirde tatile, yurt içinde ya da yurt dışında bir seyahate çıkarsınız. Bütün bunları layığıyla yapabilmek için başlıca koşul nedir? Sağlıklı olmak. Bu, paradan da önce gelir.

İnsan ne ister? Gecenin bir saatinde, sabahın köründe kötü bir haberle, şiddete uyanmamak, herhangi bir şekilde kısıtlandığını, bir kayba uğramadığını hissetmemek ister. Sonuçta huzur, mutluluk, sağlık ve istikrar ister.

Aşem bizi alıştığımızdan alıkoymasın sevgili okurlar.

 

 

*********