Osiris-REx, Bennu’ya doğru yola çıktı*

Sami AJİ Köşe Yazısı
21 Eylül 2016 Çarşamba

Başlığı ve resimleri gördüğünüzde, “eyvah” dediğinizi duyar gibiyim. “ Yine Mısır tarihinden bahsetmeye başlayacak” demektesiniz. Ama yanılıyorsunuz.

Eylül başlarında gazetelerde çıkan, epeyce küçük yer kaplayan haberler belki dikkatinizden kaçmış olabilir. “NASA uluslararası bir projenin çerçevesinde uzaya yepyeni bir uzay aracı fırlattı” diye başlıklar vardı.  Dilerseniz beraber okuyalım:

“NASA kayaç örnekleri toplamak üzere Bennu adlı göktaşına Osiris-REx’i gönderdi (Dikkat, kayaç örnekleri diyor, kaya değil. Kayaç, içinde muhtelif organik maddeleri de barındıran mineral karışımlarından oluşan kütlelerdir).  Osiris REx’in, göktaşına 2018’de inmesi planlanıyor.

Bu uzay aracı, (Dünyaya yakın olması dolayısıyla yaklaşık 500 bin göktaşı arasından seçilen) 500 metre çapındaki Bennu’nun önce haritasını çıkaracak (Yine dikkat, sadece 500 metrelik bir kaya parçası diyor). Sonra yüzeyinden kayaç örnekleri toplayacak. Osiris-REx’in 2021 de Bennu’dan ayrılarak dünyaya 2023’te dönmesi bekleniyor.”

Hepsi bu kadar… Ancak, projenin hazırlanma sürecine ve maliyetine baktığımızda karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor. Projenin hazırlık safhası en az on yıl sürmüş; kesin kabul 2014’te alınmış.  Maliyeti ise, aracı dünya yörüngesinden kurtaracak, Atlas V füzesi dahil takriben bir milyar dolar.

Yani olay çok çok önemli hatta insanlığın önüme muazzam ufuklar açacak nitelikte. Acaba niye?

Önce koskoca evrende buldukları göktaşının boyutlarına bakın:

Yani Bennu, Empire State Building’den biraz büyük.

Şimdi de Mısır mitolojisinde Bennu’nun neyi ifade ettiğine bakalım.

Bennu kendi kendini yaratmış bir varlıktı ve evrenin meydana gelmesinde rol oynamıştı. Resimde gördüğünüz kuş olarak temsil edilir. Bazı kitabelerde Bennu, düzenli bir şekilde, tıpkı bir güneş gibi kendini yenilediğine dair ibarelere rastlanmıştır.

Şimdi de uzmanların niçin başka bir göktaşı değil de Bennu göktaşını seçtiklerine bakalım: 

İlk olarak, yeryüzüne nispi yakınlığı. (Yakın derken aman yanlış anlamayın; en az dört sene sürecek uzay yolculuğu bahis konusudur. Yani komşu kapısı değil uzayın sonsuzluğundaki bir noktadan bahsediyoruz.)

İkincisi, Bennu göktaşının morfolojik yapısı. 1999’da keşfedilen bu göktaşının güneş sisteminin doğuşu ile beraber yani takriben 4,5 milyar (Tekrar ediyorum 4,5 milyar) yıl evvel oluştuğu, üstünde hâlâ mineral ve organik maddelerin bulunduğu tespit edildi. Dolaysıyla bize evrenin yapısı ve hatta hayatın başlangıcı hakkında önemli bilgiler verebileceğine dair kesin kanaat belirmiş.

Yani Bennu bizi bir yönden yaratılışın, diğer yönden sonsuzluğun sırlarını çözmeye yönlendirecek.

Peki. Niye uzay aracına Osiris REx adı verildi?

Mısır mitolojisinde Osiris genel anlamda öldükten sonra yeniden dirilen tanrıdır. Diğer bir deyimle, ebedi yaşamın sembolü. Yine bazı efsanelere göre, Osiris,  başta Mısır olmak üzere tüm Nil havzasında, tarımsal hayatı, yani gerçek yaşamı, başlattığına inanılır.

Piramitlerde bulunan bazı yazıtlara göre ise Osiris, öldükten sonra uzayda yıldızlar arasında dolaşarak sonsuza kadar yaşayacaktır.

İşte aynı adı taşıyan uzay aracı da, uzayda milyonlarca kilometre yol kat ettikten sonra, Bennu’nun yanına yaklaşacak ve üzerine inerek aranılan parçacıkları toplayıp bir kapsüle yerleştirecek. O kapsül takriben 5 yıl sürecek bir yolculuktan sonra Dünya’ya inecek. İçinden çıkacak parçacıklar, Dünya’nın birçok üniversitesindeki araştırma laboratuvarlarına dağıtılacak. Bu laboratuarlarda görevli kişilerin incelemelerinin sonucu, en geniş anlamıyla, yepyeni bir yaşam beklentisine kavuşmamız kuvvetle muhtemeldir. 

Böylesine bir projeyi yürüten ekibin başındaki kişi Arizona Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dante Lauretta. Şu tesadüfe bakın: günümüzden takriben 800 yıl evvel yaşamış ünlü düşünür Dante Alleghieri, eserleriyle Rönesans’ın kapılarını açmıştı. Ünlü eseri ‘İlahi Komedya’yı hatırlayalım. Üç bölümden oluşuyor: Cehennem, Araf ve Cennet.

21. asrın Dante’si de adeta aynı safhalardan geçerek dünyamızda yepyeni bir aydınlık çağın başlangıcına yol açmaya çalışmakta.

Yazımın başında söylediğim gibi size Mısır tarihinden bahsetmedim. Tam tersine bizleri belki de yüzlerce yıl ileri götürebilecek bir serüvene dikkatinizi çekmek istedim.

Ancak şu hususu da kabul etmek lazım: binlerce yıl evvel var olmuş büyük Mısır medeniyeti, günümüzü hâlâ aydınlatmakta ve ilham kaynağı olmaya devam etmekte.

*OSIRIS REx’i gördüğünüzde benim gibi bir yazım hatası olabileceğini zannedebilirsiniz. Hep öyle küçük ‘x’ ile yazıldı. Sebebi muhakkak ilmidir ama ben bulamadım.