Yılın en kutsal günü olarak kabul edilen Kefaret Günü Yom Kipur, On Teşuva Günü’nün doruk noktasını oluşturur. Yahudi geleneklerine göre Moşe Rabenu, 10 Tişri’de, ikinci On Söz tabletleri ile Sina Dağından iner.
. Bu şekilde Yahudilerin altın buzağı günahından dolayı affedildiklerinin müjdesi gelmiş olur. Bu şekilde Yom Kipur, aynı zamanda Tora’nın ikinci kez veriliş günü sayılır. Bugün, insanların Tanrı ile ilişkilerindeki açıkları kapama fırsatı bulacakları, özlerine, Tanrı’ya yakınlaştıkları eşsiz bir gündür.
Yom Kipur orucu, yıl boyunca tutulan oruçlar içinde, Tora’nın özellikle tutmamızı emrettiği tek oruç günüdür... “yedinci ayın onunda-o gün, günahlarınız için Onarım Günü’dür-sizin için kutsal bir bayram olacaktır. Oruç tutun…” (Vayikra 23:27)
Bu yıl Yom Kipur orucu, 11 Ekim Salı güneş batmadan başlıyor.
Bugün Yom Kipur
Bugün yemez, içmez, yıkanmaz, krem ve parfüm kullanmaz, eşler arası ilişkide bulunmaz, deri ayakkabı giymeyiz. Bugün Tanrı’nın dünyaya kutsallığı getiren ve şekillendiren Varlığı ‘Şehina’yı saflıkla karşılamaya hazırlanırız. Bugün her şey, tüm dünyayı kaplayan Tanrı’nın Kutsal Varlığı ile ilgilidir. Günahlar silinir, çünkü tamamen Tanrı olan bir dünyada kötülüğe yer olmaz. Tanrı’nın önünde şeffaf olarak durduğumuz zaman, teşuva ve pişmanlık düşünceleri otomatik olarak içimizi kaplar. Bu süreçte düşüncemiz ve dualarımız, Tanrı’nın bu dünyadaki ve içimizdeki kötülüğü iyiye dönüştürmemize yardım etmesi üzerine yoğunlaşır. Bugün günahlarımız affedilir.
*Bugün ihtiyacımız olduğunu sandıklarımızı, bağımlılıklarımızı, planlarımızı bir kenara koyarak, yepyeni boş bir bir tuval, yeni bir başlangıç, yeni bir şans yaratalım. Yeni doğan bir bebek gibi, affedilmiş olarak bizi bekleyen yeni ve gerçek hayatımıza başlayalım.
*Bugün, yetenek, beceri ve gücümüzün Tanrı’dan geldiğinin bilinciyle, bunları dünyayı iyileştirme yolunda kullanmaya niyet edelim.
*Bugün, yaradılışın İlahi Düzeni’nin içinde kendi değerimizi ve önemimizi idrak edelim. Bizler, Tanrı’nın elçileriyiz. Tanrı, bizim vasıtamızla dünyanın ihtiyaçlarını karşılar.
*Bugün, kendi kendimize yetelim. Bizim olmayan herhangi bir şeyi istemeyelim. İçimizdeki kıskançlık duygularını üzerimizden atalım, Tanrı’nın, ihtiyacımız olan tüm spiritüel, duygusal ve fiziksel araçları bize sağlamış olmasının güvencesini hissedelim.
*Bugün, hiçbir şeyin bizi öfkelendirmesine izin vermeyelim. Öfkenin, kendi kendimize yer açmak için Tanrı’yı kenara itmemize sebep olduğunu aklımızda tutalım.
*Bugün, bir an durup eşimizin veya arkadaşımızın bize Tanrı tarafından yollanmış olduğunu takdir edelim. Onları oldukları gibi kabul edelim. Onları değiştirmeye çalışmayalım.
*Eğer yaşamımızda birileri bizden etkilendiyse, onları bu vesileyle Tanrı’yı takdir etmeleri için yönlendirelim, kendimizi takdir etmeleri için değil.
*Tanrı’nın hakkını verelim. Bugün birçok kez: “Teşekkür ederim Tanrım” diyelim.
YOM KİPUR YAKLAŞIRKEN
Kapara: Yom Kipur’dan önceki günlerde kapara yapma âdeti vardır. Geleneksel olarak canlı bir tavuğun ya da bir miktar paranın insanın başının üstünde döndürülüp, kapara duası edilerek kefaret olarak ilan edilmesidir. Kapara, Matan Baseter gibi ilgili kurumlardan telefonla da yapılabilmekte, ismi verilen kişiler için Kapara duası okunmaktadır.
Tsedaka: Tanrı’nın bize dağıtmamız için verdiklerini, adil bir şekilde ihtiyaçlılara ulaştırmak, bizim görevimizdir. Tsedaka vermek hem görevimizdir, hem bunu samimiyetle yapmak övgüye değer bir davranıştır. Ayrıca hakkımızda verilebilecek sert hükümleri iptal etme, hatta ölümden kurtarma gücüne sahiptir. ‘Tsedaka tatsil min amavet’. Tsedakayı, kurumlara ulaştırdığımızda, onlar tarafından ihtiyaçlılara yönlendirilmektedir.
Teşuva: Pişmanlık diye tercüme edilen Teşuva, aslında kendi özüne, Tanrı’ya Dönüş anlamını taşır. Bunun için önce, hatalı davranışlara son verilir. Daha sonra bu olumsuz davranışlar için dürüstçe ve samimiyetle pişmanlık duyulur. Bundan sonraki adımda Tanrı’ya, sözlü olarak hatalar itiraf edilir. En son olarak da gelecekte bu olumsuz davranışları tekrar etmemeye dürüstçe niyet edilir. Bunlar sadece kul ile Tanrı arasındaki hatalı davranışlar için geçerlidir. İnsanlar arasındaki yanlış davranışlar için ilgili kişilerden özür dilemek gerekir. R.Abraham Twerski, Teşuva’nın başka bir anlamı olan ‘cevap’a dikkat çeker. Baal-sahip, baal teşuva da cevap sahibi anlamına gelir. Teşuva cevap ise, soru nedir? Belki de bu, varoluşsal bir sorudur: “Kimim ben ve varlığımın amacı nedir?” Bunu bir adım daha ileri de alabiliriz: “Varlığımın bir amacı var mı?” Tora’yı kabul eden ve onun kurallarına göre yaşayan herkesin cevabı vardır. Bu cevap, Tora’nın ilk kelimelerinin içindedir: “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeryüzünü yarattı.” Her kişi, “Sadece O’nun bildiği nedenlerle, Tanrı evreni yarattı ve beni de aynı şekilde, O’nun ana planının bir parçası olduğum için yarattı. Yerine getirmem gereken bir görevim var ve başkaları üzerinde bir etkisi olmasa bile yaptığım her hareketten sorumluyum” diye cevap verebilir. Günahların listelendiği Al Het bölümünde “Senin önünde işlediğimiz….günahı için” deriz, çünkü Tanrı’nın İsteği’ni ihlal etmek, Tanrı’nın beni yaratma amacından sapmak anlamına gelir. Dolayısıyla Teşuva, pişmanlıktan öte bir kavramdır. Pişmanlık, bir hayat amacını belirlemez. Birisine bir zarar verdiysem, pişmanlık ifade eder, özür diler, zararı bir şekilde telafi etmeye çalışabilirim. Ama bunlar, benim bu dünyadaki varlığımın temel bir amacı olduğunu göstermez. Tora’nın ve Yaradılış’ın İlahi Kaynağı’na olan inanç, insan yaşamına amaç ve anlam verir.
Aramızda olmayan yakınları ziyaret etme: Yom Kipur’dan önce mezarlığa gidip artık aramızda olmayan yakınlarımızı ziyaret etme âdeti vardır. Ayrıca tsadiklerin mezarlarını ziyaret etme ve dua etme âdeti de vardır.
Dua etmek için tsadiklerin mezarını ziyaret eden kişilerin duaları bu tsadiklere değil, her zaman Tanrı’ya yapılır. Tanrı’dan, bu tsadiklerin liyakati hatırına merhamet bağışlaması için dua edilir.
“Yedinci ayın onunda-o gün, günahlarınız için ‘Onarım Günü’dür-sizin için kutsal bir bayram olacaktır. Oruç tutun.” (Vayikra 23:27)