Gençler hem dünyaya bakış açıları, hem de yaşları gereği sosyal sorumluluk konusunda hepimizden bir adım önde. Bu gelecekte iş yapış şekillerini değiştirecek. Kavramlar, yaklaşımlar, düzenler, yatırımlar... Gençlerin önderlik edeceği, toplumsal sorunlara çözüm üretebilen yeni iş yapış biçimleri hayatımıza girecek.
Yeni düzende iş yapan değil, kendi kendini döndüren iş modeli yaratanlar başarı kazanacak.
Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammad Yunus tarafından 1970’lerde Bangladeş’te başlatılan mikro-kredi uygulamasından, son yıllarda büyük bir ses getiren Toms Ayakkabıları tarafından geliştirilen sosyal sorumluluk projesine kadar birçok farklı sosyal girişim, kendi ülkelerinin koşullarına uygun strateji ve uygulamalarla önemli sosyal değerler üretir halde.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi sosyal girişimlere özgü çeşitli yasal düzenlemelerin olduğu ülkelerde sosyal girişimlerin sayısı, projeleri ve etkisi daha da fazla artıyor. Sosyal girişimciliğin önemi, bir yandan dezavantajlı grupların sorunlarının görünürlüğünün arttırılmasına katkı yapması, diğer yandan ortaya koyduğu yenilikçi yaklaşımlarla sorunların çözümsüz olduğuna yönelik umutsuzluğu gidermesidir. Ancak en az bunlar kadar önemli olan bir başka nokta, sosyal girişimlerin istihdam yaratma potansiyeli olup, özellikle genç işsizliğinin giderilmesine etkin bir çözüm alternatifi yaratması. Sosyal girişimcilik, gençleri yalnızca geleceği yönelik yapılan bir yatırım olmaktan çıkarıp, bugüne dair söz söyleyen ve eyleme geçen aktörler haline getiriyor.
Gençlerin toplumsal sürece katılımlarında sivil toplum örgütleri kadar önemli bir yapı haline gelen sosyal girişimler, özellikle gönüllülüğün barındırdığı kısıtlılıkları gidermesi açısından da önemli.
Gençler, özellikle okul yıllarında, yoğun olarak gönüllülük faaliyetlerine katılmakta, ancak mezuniyetleriyle birlikte ‘hayat şartları’ olarak ifade edilen bir sürecin dayatması ile önem verdikleri toplumsal sorunun çözümüne katkı sağlama fırsatlarından uzaklaşıyorlar. Ekonomik nedenlerle, içerisinde bulunmaktan hoşlanmadıkları kurumsal yapılarda yer almak zorunda kalan gençler, enerjilerini inandıkları toplumsal faaliyette kullanamamanın da verdiği bir mutsuzluk ile geleceğe yönelik karamsarlık içine girebiliyor.
Bugün birçok genç, büyük ve/veya klasik bir şirketin/işletmenin kâr odaklı ticari faaliyetlerinde görev almak yerine -belki daha az gelir elde edeceği- toplumsal sorunların çözümünü hedefleyen bir sosyal girişimde yer almayı tercih ediyor. Bunu güçlendirecek bir başka gözlem, gönüllülük deneyimi olan birçok gencin, üniversite mezuniyetleri sonrasında, içinde görev aldıkları sivil toplum örgütlerinde çalışmayı arzu etmeleri.
GENÇLER FARKLI DÜŞÜNÜYOR
Sosyal girişimcilik, bu kapsamda, gençlerin bir yandan çözümüne katkı yapmak istedikleri toplumsal soruna ilişkin çalışmalarına devam etmelerine, diğer yandan kendi yaşamlarını sürdürecek bir gelir elde etmelerine imkân vermesi bakımından, gönüllülükte olmayan, eşsiz bir fırsat sunuyor. Sosyal girişimlerin içinde barındırdığı ekonomik model, özellikle genç girişimciliğinin güçlenmesine, bu genç girişimcilerin ihtiyaç duyduğu az sayıda yeni çalışan ihtiyacı ile de başta genç işsizliği olmak üzere istihdama ilişkin sorunların çözümüne alternatif bir katkı yapıyor.
İnovasyon, iş dünyası içerisinde genel olarak iş süreçlerinin gelişmesi, maliyetlerin azaltılması gibi olumlu özellikleri ile değer verilen bir kavramdır. Bununla birlikte, başarılı bir inovasyon süreci, aynı işi daha az sayıda çalışan ile yapma sonucunu da beraberinde getirmekte. Belirli bir sermaye ile kurulan bir ticari faaliyet geçmişte daha fazla personele ihtiyaç duyarken, birçok alanda yaşanan gelişmeler ve başarılı inovasyonlar sayesinde aynı miktarda sermaye ile kurulan yeni bir iş için daha az çalışana gereksinim duyulmakta.
İnovasyon süreçlerinin getirdiği bu ilginç paradoks özellikle genç işsizliğinin yaygınlaşmasının nedenlerinden biri. Klasik bir girişimcilik yatırımına kıyasla çoğunlukla daha az insan ve mali kaynak gerektiren sosyal girişimler, gençlerin gerek girişimci gerekse çalışan olarak istihdamında olumlu bir çözüm potansiyeli barındırıyor.
Sosyal girişimlerin sağladığı istihdam potansiyeli, bir yandan tutkulu sosyal girişimcilerin hayallerini gerçekleştirmelerine fırsat sağlarken, diğer yandan işin doğası gereği merkezi istihdam süreçlerinin dışından kalan ve çözüm üretilen toplulukların içinden gelen, özellikle çeperde kalan gençlerin istihdamına da katkı sağlamakta. Hizmet üretilen toplulukların içerisinden gelen gençler yaratılan sosyal değerin sonuçlarını izleme konusunda daha avantajlı bir konuma sahiptir. Bu potansiyel, sosyal girişimlerin, ortaya koydukları toplumsal hizmetin etkilerini belirleme konusunda alternatif bir ölçme şansı verir. Son olarak, bu toplulukların içinden gelen gençlerin istihdamının artmasının bir sosyal içerme fırsatı olduğunu da not etmek gerekir.
Temple sosyal sermayeyi Putnam, Schuller, Woolcock’a atıfla toplumsal güvene, katılıma ve sivil toplum ve iletişim ağlarına (network) dayalı bir süreç olarak tanımlar. Özellikle sivil topluma katılım ve iletişim ağlarında etkin rol alma sosyal sermayenin gelişiminde önemli bir unsur olarak görülür. Bu noktada kurumlarla etkileşim de bu sürecin gelişmesinde önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle bir ülkenin sosyal sermayesinin gelişmesinde sosyal sorumluluk uygulamaları, aktivizm ve gönüllülük potansiyeli büyük bir öneme sahiptir.
Hepimiz takdire değer başarılı bir iş kurmak isteriz. Ancak bazı girişimciler kâr etmekten fazlasını isterler. Bazıları ihtiyacı olan kişilere yardım ederek kaynaklar, fırsatlar, eğitimler ve başka değerli varlıklar sağlar. Bu tür sosyal girişimciler dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek için bilgi birikimlerini ve deneyimlerini kullanırlar.
İşte çevresel ve sosyal bilinç yaratan başarılı sosyal girişimcilerden birkaçı. Her biri sosyal girişimcilere ilham veren başarılara imza attı.
BILL DRAYTON
Bill Drayton sadece bir sosyal girişimci değil aynı zamanda bu kelimeyi tam olarak tanımlayan kişidir. Drayton, Ashoka’nın kurucusudur. Toplum için yenilikler yapan bu kuruluş kendini dünya çapındaki sosyal girişimcileri bulmaya ve yardım etmeye adadı. 2010 yılında Ashoka 73 ülkedeki 2.145 kişiye sponsor oldu - bunlardan bazılarının dünya çapındaki topluluklara büyük etkileri olmuştur.
BLAKE MYCOSKIE
TOMS’un kurucusu Mycoskie’yi bu listeye aldık çünkü diğer birçok girişimin aksine popüler kültürün farkında olan herkes bu markayı duymuştur. Mycoskie gerçekleştirdiği Arjantin ziyaretinden sonra 2006 yılında TOMS’u kurmaya karar vermiş. Arjantin ziyareti sırasında birçok çocuğun giyecek ayakkabısı olmadığı için hastalandığını veya yaralandığını öğrenmiş. Bu durumla savaşmak için satılan her çift ayakkabının ihtiyaç sahibi bir kişiye bağışlandığı TOMS markasını yarattı. 2011 yılında firma başka bir girişimde daha bulunarak satılan her güneş gözlüğü veya gözlüğe karşılığı ihtiyaç sahibi insanlara gözlük bağışlamaya veya göz ameliyatı yaptırmaya başladı.
SCOTT HARRISON
Temiz ve ulaşılabilir içme suyu eksikliği dünya üzerindeki birçok insanın her gün karşı kaşıya kaldığı ciddi bir problemdir. Liberya’da her şeyin netleştiği bir anda Scott Harrison bu sorunu kendi görevi gibi üstlenip değiştirmeye karar verdi ve su ile ilgili kâr amacı gütmeye bir kuruluş kurmaya karar verdi. Kuruluş açıldığından beri dünya üzerindeki 17 farklı ülkedeki bir milyondan fazla insana temiz içme suyu gönderdi. Benzer girişimler ekonomik kriz yüzünden felce uğradığı halde kuruluş 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 100’den fazla büyüme kat etti.
JEFFREY HOLLENDER
Jeffrey Hollender 1988 yılında temizlik, kağıt ve kişisel bakım firması olan Seventh Generation’ı kurdu. Firma günümüzde pek çok temizlik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılan kötü kimyasallar kullanılmadan yapılan üretime odaklandı. Buna ek olarak firma toplum, çevre ve sağduyuya odaklanan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara vergi öncesi kârının yüzde 10’unu bağışlıyor.
CHRIS ‘KREECE’ FUCHS VE JEFF KURTZMAN
Better World Books oldukça başarılı sosyal girişimcilik örneklerinden biridir. 2002 yılında Notre Dame mezunu Xavier Helgesen, Chris ‘Kreece’ Fuchs ve Jeff Kurtzman tarafından kurulan Better World’s amacı her kitabın değerini arttırmak ve edebiyatın bütün dünyada tanıtılmasını sağlamak. Firma internet sitelerindeki satışlar aracılığıyla kitapları yeniden kullanıyor veya geri dönüştürüyor ve daha sonra bunları okullara bağışlıyor.
IBRAHIM ABOULEISH
İbrahim Abouleish kariyerinin erken dönemlerinde Avrupa’daki önemli ilaç firmalarından birinde çalışıyordu. Kemik erimesi ve damar sertleşmesi ile ilgili yeni tedaviler geliştirirken 1970’lerin ortasında Mısır’a yaptığı bir ziyaret hayatını değiştirdi. Avrupa’yı terk edip Mısır’a dönerek SEKEM’i (güneşten gelen yaşam kudreti) kurdu. Abouleish biyodinamik tarım metotlarını kullanarak sadece doğanın korunmasına yardımcı olmadı aynı zamanda bu alanlarda yaşayan Mısırlı çiftçilere de yardımcı oldu. SEKEM bitkisel çaylar, taze ürünler ve hatta diğer hizmet araçlarının da devamlılığını sağlayan organik pamuk yetiştiriyor. Abouleish aynı zamanda pamuğun işlenmesi ve Mısır’ın ilk özel ilaç firmasının geliştirilmesinde de rol oynamakta.
WILLIE SMITS
Mikrobiyolog Willie Smits günün birinde sosyal girişimci olmayı beklemiyordu ancak 1989 yılında Endonezya’da çalışırken bir bebek orangutan buldu ve kariyeri hızla yön değiştirdi. Smits’in orangutanla yaptığı çalışmalar Borneo Orangutan Kurtarma Kuruluşu’nun (Borneo Orangutan Survival Foundation ) kurulmasını sağladı. Borneo Orangutazn Kurtarma Kuruluşu sadece öksüz veya tehlikedeki maymunlara yardımcı olmaz aynı zamanda yerel halkın sürdürülebilir tarım metotlarını ve yeniden ağaçlandırmanın faydalarını öğrenmelerine de yardımcı olur.