Hipertansiyonunun çare bulunabilir nedenleri

Sağlık
18 Ocak 2017 Çarşamba

Uz.Dr.Sadi Rüştü Vural*

İkincil hipertansiyon

Hipertansiyonun yüzde 80 oranında genetik geçişi vardır yani kalıtsaldır. Halk arasında bu tarz yüksek tansiyona sinirsel tansiyon yüksekliği veya asabi tansiyon denir. Bu tür tansiyon hastalıklarında yapılan ileri tetkiklerde tansiyon hastalığının herhangi bir nedeni bulunamaz. Bunun hastalara çok iyi izah edilmesi gereklidir. Çünkü hastalar tansiyon yükselmesinin bir nedeni yoksa tedaviye de ihtiyaç yoktur diye düşünürler hâlbuki yüksek tansiyonun kalp krizi, felç, böbrek yetersizliği, damar tıkanıklıkları, körlük gibi vücuda çeşitli zararları vardır. Bu nedenle tansiyon nedeni bulunamasa bile mutlaka tansiyon düşürücü ilaçlarla tedavi edilmelidir. Eğer alışılagelmiş tansiyon düşürücü yöntemlerle tansiyon kontrol altına alınamıyorsa tansiyon yükselmesinin ikincil bir sebebi olup olmadığı araştırılmalıdır. Yani tansiyonun çare bulunabilir sebepleri araştırılmalıdır. Bütün tansiyon hastaları arasında bu grup yüzde 5-10 civarındadır. Eğer bu sebep tespit edilebilirse ve sebebi ortadan kaldırmak mümkünse tedavi sonrası tansiyonun normale düşme imkânı olduğundan bu grup çok önemlidir.

İkincil hipertansiyonun nedenleri nelerdir? Bu tür tansiyon yükselmeleri tedavi edilebilir mi?

Yüksek tansiyonun ikincil (sekonder) nedenleri;

1. Uykuda nefes durması hastalığı (Sleep Apne Sendromu)

2. İlaca bağlı hipertansiyon

3. Böbrek hastalığı

4. Böbrek üstü bezi hastalıkları

5. Aort darlığı (Aort Koarktasyonu)

6. Tiroid ve Paratiroid hastalıkları

7. Böbrek damar hastalıkları

8. Cushing Hastalığı

9. Şeker hastalığı başlangıcı

Uyku Apne Sendromuna bağlı hipertansiyon

Uykuda nefes durması veya yeterince nefes alınamaması sonucu organların yeterli oksijenlenmemesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Kandaki karbondioksit miktarının artması ve oksijenin azalması sonucunda damarların büzüşmesi sonucu tansiyon yükselir. Vücudun kan basıncını düzenleyen mekanizmalar bu yüksek basınca uyum sağladığında artık normal zamanda da kan basıncı hep bu seviyede kalmaya başlar. Fazla horlayan insanlar, kilolu kişiler, fazla alkol alanlar ve yaşlılar bu hastalığa meyillidir. Bu tür rahatsızlığı olduğunu düşünenler ilk olarak nefes yollarını tıkayan kulak burun boğaz problemleri olup olmadığının tespiti açısından bir hekime başvurmalıdırlar. Daha sonra nöroloji hekimleri tarafından yapılacak bir uyku testi ile bu hastalığın olup olmadığı kesin olarak saptanarak tedavi yoluna gidilmeli.

İlaca bağlı hipertansiyon

Bazı ilaçlar, (buna en fazla rastlanan bazı grip ilaçlarıdır), içlerindeki damar büzücü katkılar nedeni ile tansiyon yüksekliğine neden olabilirler. Bu tür tansiyon yükseklikleri ilacın bırakılması ile düzelir. Dikkat edilmesi gereken şey zaten tansiyon yüksekliği ve kalp damar hastalığı olan hastaların bu tür ilaçları kullanırken dikkatli olmasıdır. Bazı antiromatizmal ilaçlar da ani tansiyon yükselmesine neden olabilir. Bunun da bilinmesi ve tansiyon hastalarında dikkatli kullanılması önemli.

Böbrek hastalıklarına bağlı hipertansiyon

Akut ve kronik böbrek hastalıklarında vücuttaki su ve tuz miktarı arttığından damar içi basınç yükselir. Akut böbrek hastalıklarında hastalığın düzelmesi ile birlikte tansiyon da genelde normale döner. Kronik böbrek hastalığında ise hastalık ilerleyici olduğundan sürekli bir tansiyon tedavisine ihtiyaç vardır. Son dönem böbrek hastalıklarında hastanın diyalize (suni böbrek cihazı) alınması tansiyonu geçici olarak düşürebilir. Fakat bu geçici bir çözüm olup kişilerin sürekli tedavi alması gereklidir.

Böbrek üstü bezi hastalıklarına bağlı hipertansiyon

Böbrek üstü bezinin bazı tümörleri tansiyonun yükselmesine sebep olur. Bu tümörlerden feokromasitoma, böbrek üstü bezinde yerleşebileceği gibi karın ve göğüsteki sempatik sinir sistemi üzerine de yerleşebilir. Bu hastalarda tipik olarak kriz tarzında tansiyon yükselmeleri terleme, kızarma, çarpıntı şikâyetleri olur. Belli bir kısmında ise bu şikâyetler olmadan sadece yüksek tansiyon bulunabilir. Tanı, hastalarda  bu tümörlerin salgıladığı maddelerin atıklarının idrarda tespit edilmesi ve bilgisayarlı tomografide tümörün tespiti ile konur. Tümörün cerrahi yoldan çıkarılması mümkün olduğunda tansiyon normale döner. Fakat ameliyat öncesinde de ilk önce tansiyonun kontrol altına alınması gereklidir.

 Yine böbrek üstü bezinin bazı iyi huylu tümörleri de salgıladıkları tansiyon yükseltici maddeler nedeni ile yüksek tansiyona neden olabilirler. Bu yüksek tansiyon etkisi damarları büzerek veya su ve tuz atılımını azaltarak olabilir. Hem kanserlerde hem de iyi huylu tümörlerde cerrahi girişim mümkün olduğunda uygulanmalı, mümkün olmadığında ise ilaçla tedavi yoluna başvurulmalı.

Aort darlığına (Aort Koarktasyonu) bağlı hipertansiyon

Aortun (ana atar damarın) genellikle sol kol damarının ayrıldığı noktanın hemen altında oluşan darlığa verilen addır. Sıklıkla doğumsal bir hastalıktır. Böbrek kanlanmasının sonucu böbrekten, damarları büzen maddelerin salgılanması bu hastalıkta tansiyonun yükselmesine neden olarak gösterilmektedir. Bacaklarda ve kolda kan basıncı ölçüldüğünde elde edilen çok farklı değerler bu hastalığın teşhisinde çok önemlidir. Çocukluk çağında tanı konulur ve tedavisi cerrahidir.

Tiroit ve Paratiroit hastalıklarına bağlı hipertansiyon

Tiroit hastalıklarında tiroidin fazla çalışması metabolizmayı hızlandıracağından kalp hızı ve pompaladığı kan miktarı artacaktır. Buna bağlı olarak da tansiyon yükselebilir. Yeni başlayan kalp damar hastalıkları olanlarda ki çarpıntı da buna dâhildir, mutlaka tiroit kontrol edilmelidir. Tiroit ve paratiroit hastalıklarında zamanında  teşhis ve tedavi tansiyonun da normale dönmesine neden olacaktır.

Böbrek damar hastalıklarına bağlı hipertansiyon

Böbrek damarlarının tek taraflı veya çift taraflı daralması böbrekten bazı damar büzücü maddelerin salgılanmasına neden olur. Damarların daralmasına bağlı olarak tansiyon yükselir. Erken teşhis edilerek damarların yeniden genişletilmesi tansiyonun düzelmesine neden olabilir. Geç kalındığında böbreğin kendi de hasar göreceğinden kronik böbrek hastalarındaki geri dönüşümsüz tablo ortaya çıkar. Böbrek arterlerinin görüntülenmesi ile teşhis konulur. Böbreklerden salgılanan maddelerin kandaki tayini de teşhiste yardımcıdır.

Böbrek damarlarının yeniden genişletilmesi mümkün olmayan durumlarda ilaçla tedavi uygulanılmalıdır.

Cushing Hastalığı’na bağlı hipertansiyon

Tedavi amaçlı dışardan verilen ilaçlarla, hipofiz bezinin fazla çalışmasına bağlı veya böbrek üstü bezinin hastalıklarında kandaki kortizonun yükselmesi sonucu oluşan bir hastalıktır. Kandaki bu hormonun yükselmesi vücudun su ve tuz dengesini etkileyerek tansiyon yükselmesine neden olur. Böbrek üstü bezinin ve beyindeki hipofiz bezinin MR ile tetkik edilmesi, kan ve idrarda bu hormonun tayin edilmesi ile teşhis edilir. Bu hastalar genelde kırmızı yüzlü ve şişman kişilerdir. Normal olmayan kıllanma, adale güçsüzlüğü, tansiyon yüksekliği ile birlikte görülen diğer belirtilerden bazılarıdır. Hipofiz veya böbrek üstü bezi adenomları veya kanserlerinde tedavi cerrahi olabilir. Bazı akciğer kanserlerinde de bu hormona benzeyen bir maddenin salgılanması benzer bir hastalığa neden olabilir. Bu durumda da cerrahi girişim eğer mümkünse yapılmalıdır. Cerrahisi mümkün olmayan durumlarda ilaç tedavisi uygulanmalı.

Şeker Hastalığı ve hipertansiyon

Şeker hastalığı başlangıcında şekerin iniş çıkışları vücutta bazı hormonların salgılanmasına neden olarak damarların büzülmesine ve tansiyonun yükselmesine neden olabilir. Şekerin aşırı yükselmesi vücudun su tuz oranını bozarak veya kan Ph’sini etkileyerek yine tansiyon yükselmelerine neden olabilir. İleri dönem şeker hastalarında ise şeker hastalığından dolayı damarların elastikiyetinin bozulması ve kronik böbrek hastalığının ortaya çıkması nedenleri ile yüksek tansiyon gelişebilir. Şekerin iyi kontrol altına alınması ve hastanın diyetine ve tedavisine dikkat etmesi hem erken hem de geç komplikasyonların oluşmasını engelleyeceğinden yüksek tansiyon gelişmesi de engellenmiş olacaktır. Ayrıca bazı tansiyon ilaçlarının daha yüksek tansiyon başlamadan önce koruyucu amaçlı kullanılması böbrek problemlerinin ortaya çıkmasını engellemekte. Yüksek tansiyon da şeker hastalığı da damarları bozan hastalıklar olduğundan iki problemin birden olması kalp damar hastalıklarının gelişmesini hızlandırabilir ve kişinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasına neden olabilir. (Felç veya kalp krizi gibi)

* İç Hastalıkları Uzmanı Or Ahayim Hastanesi