Medyada geçmişi, geleceği ve şu anımızı etkileyen arıza: ÖNYARGI

Riva HAYİM Köşe Yazısı
26 Nisan 2017 Çarşamba

Geçtiğimiz günlerde Facebook’ta paylaşım rekorları kıran bir fotoğraf Amerika’da haberlerde yer aldı. Haberde, New York metrosunda, muhafazakâr Yahudi bir çiftin, muhafazakâr bir Müslüman annenin yanına oturduğu ve Yahudi çiftin, Müslüman anneye bebeğini emzirmesine yardımcı olduğu yazıyordu.

Açıkçası bu fotoğraf, bu kadar sirküle edilip çok istisnai ve olağanüstü bir şeymiş gibi paylaşılınca insan bir duraksıyor.

Bu paylaşımı yapan kişi, iyi niyetli olarak, fotoğrafın altına şu yorumu yazmış:  “Bir Paskalya Pazarı, ben bir Taoist olarak, metroda Hasidik Yahudi çifte yerimi verdim. Yahudi çift de, yanında oturan Müslüman anne, bebeğini rahatça emzirebilsin diye ona yardımcı oldular. Burası Amerika! İnsanların kendi gibi olabildiği ülke!”

Bu güzel tablo, çok beğenilmiş olacak ki sosyal medyada şöyle paylaşılmaya başlanılıyor: “Dindar Yahudi çift ile Müslüman annenin fotoğrafı internette paylaşım rekoru kırdı.” Herkes bu kareden çok hoşnut ama hoşnut olma sebepleri ilginç. Sanki çok anormal bir durummuş, bir mucizeymiş gibi kimi, “bir Müslüman nasıl Yahudi’nin yanına oturdu,” kimi ise “bir Yahudi nasıl Müslüman’ın yanına oturdu” diyerek son derece şaşırmış. Mega şoklar yaşanılıyor.

Bence bu fotoğrafın bu kadar anormal, mucizevi bir şeymiş gibi paylaşılması, önyargıların ne kadar saçma olduğun da emaresi.

Bence fotoğraftaki kare gayet de normal.

Anormal olan bunun garipsenmesi. Yani Yahudi çift bebeği havaya fırlatacak ya da Müslüman anne Yahudi çiftin boğazına sarılacak diye bekliyorlardı ama yan yana oturunca şaşırdılar mı, ne oldu?

Haberi okuyunca aslında iyi bir şeymiş gibi paylaşılan bu fotoğrafı çeken kişinin bilinçaltında “Bir Yahudi’yle Müslüman’ın metroda birbirlerini boğazlamadan nasıl yan yana oturabildiği” mi var emin olamadım. Yani şöyle mi düşündü “İşte bir panda yavrusuyla bir penguenin arkadaşlığı, haydi fotoğraflıyım.

Yine fotoğrafı çeken, muhtemelen bu mucizevi görüntünün sadece kendi ülkesinde olduğunu zannetmiş de olabilir.

Haberi okuyunca aklıma geldi, kimi zaman, bizlere medya ve iletişim okuyan öğrencilerden, toplumdaki farklı grupların nasıl haberleştirildiğiyle ilgili sorular geliyor.

Bence bu haberin veriş şekli, farklı grupların medyada nasıl temsil edildiği ile ilgili üzerinde konuşulacak örneklerden biri. Aslında bu haberin verilişinde, ötekilerin temsili ve bu temsilde kalıp yargıların, önyargıların nasıl oluştuğuyla alakalı bir formatla karşı karşıyayız.

Ve son olarak… Bu fotoğrafın bu kadar olağanüstü bir şey, bir mucizeymiş gibi paylaşılmasıyla sosyal medyada dalgalarını geçenler de oldu. (Bunlardan biri de benim itiraf etmem gerek).

Buyurun, bu olağanüstü durumla ilgili sosyal medyadaki bazı tepkiler:

 “Vooooww vuhuu inanabiliyor musunuz? Yahudi’yle Müslüman metroda yan yana oturmuş vay vay…”

 “Üretilmiş yargılar, hayatları belirliyor. Temas etmeksizin, kitabi dostluklar/ düşmanlıklar ürüyor. Sonra da Amerika “yeniden keşfediliyor”.

 “Oysa metroda roketatar ve tüfeklerle çatışmaları gerekiyordu. Bunlar gerçek Yahudi ve Müslüman olamaz. Tatlı su dindarları bunlar”

 “Ooo böyle bir şey olabilir mi?”

 “Bence asıl bu fotoyu çeken önyargılı.”

 “İnşallah biri beni metroda çekmez ve böyle salak paylaşımlarda falan da bulunmaz! Vallahi çekeni o zaman pataklarım!”

 

İşte böyle…

Hepinize ön yargısız günler dilerim…