Sürekli öğreniyorum

Avram VENTURA Köşe Yazısı
21 Haziran 2017 Çarşamba

Genelde bulunduğum her ortamda, kitap elimin altından hiç eksik olmaz. Birkaç sayfa daha çok okumak için fırsat yaratmaya çalışırım.  Kitapların yaşantımı zenginleştiren ve ufuk çizgimi sürekli genişleten olanaklarıyla, yaşantıma farklı bir anlam kattığımı düşünüyorum. Bu açıdan yoğun okumalarımla geçen yaz dönemini, kendi payıma daha verimli değerlendirdiğimi söyleyebilirim.

Geçenlerde yine terasta koltuğuma gömülmüş kitabımı okuyordum. Komşumuzun küçük kızı, karşıma geçip bir süre beni merakla izledikten sonra şunu sormuştu: “Daha öğreniyor musun?”

Hiç duraksamadan şöyle demişim: “Sürekli öğreniyorum!”

Bu sözlerimi küçücük yaşına göre nasıl algıladı bilmiyorum, ama başını anlamış gibi sallayıp oyununa geri dönmüştü. Okumaya kaldığım yerden devam etmeğe başlamıştım ki, çocuğa bir anda dilimin ucuna gelen, bilinçdışı verdiğim bu yanıt, kafamda oluşan bir soruyla beni daha çok düşündürttü:

Neler öğrenmedik ve neler öğrenmiyoruz ki, daha ilk soluğumuzu aldığımız andan başlayarak?..

Sanırım önce var olmak için beslenmeyi öğreniyoruz; sonra konuşmayı, yürümeyi, okumayı, yazmayı… Bakarken görmeyi, dokunurken duyumsamayı, duyarken algılamayı… Sonra da başka insanlarla geliştirdiğimiz ilişkileri, sevmeyi, nefret etmeyi… Mutluluğu, mutsuzluğu, birlikteliği, yalnızlığı, sevecenliği, arkadaşlığı, şiddeti, direnmeyi… Kısacası her an, bilinçli ya da bilinç dışı, sürekli bir şeyler öğreniyoruz.

Deneyimlediğimiz her bir duygu, bizi yeni açılımlara sürüklüyor. Diyelim ki bir sevdaya tutulmuşuz; aynı zamanda terk edilmeyi, hasreti, mutluluğu, bağışlamayı, hoşgörüyü, kıskançlığı da öğrenebiliyoruz.

Değişen duygu ve düşüncelerimizle birlikte, yaşantımızın, alışkanlıklarımızın, bireysel ilişkilerimizin ne denli değiştiğimizi öğreniyoruz.

İster hayatı dolu dolu yaşıyor olalım, isterse duyarsız, çevreden kopuk görünelim, koşulların hazırladığı yaşam,  nasılsa bize bir şeyler öğretiyor. Kimi zaman sevgi, iyilik ve güzellikle; kimi zaman da baskıyla, hor görüyle, acıtarak…

Hayat bir yandan bize bir şeyler öğretirken, öte yandan bir anlam arayışı içerisinde hayatı öğrenmeye çalışıyoruz. Nereden geldiğimiz, nereye gideceğimiz, kim olduğumuz… Bir yanıt alamayacağımızı bilmemize karşın, bu zorlu arayış da son soluğumuzu verinceye kadar sürüyor.

Öğrendikçe bilgisizliğimizin, eksikliğimizin, yetersizliğimizin bilincine varıyoruz. Hedeflediğimiz ufukların ötesinde yeni ufuklar olduğunu görüyor, bilginin sonsuzluğunu ve gücünü öğreniyoruz.

Sonunda gün geliyor…

Bildiklerimizi hiç kimseyle paylaşamadan, ölümü öğreniyoruz!