Paranın silemediği değerler

Globalleşen futbol dünyasında bazen takımların şehirleri temsil ettiği göz ardı edilebiliyor. Şehrini temsil eden Athletic Bilbao, bonservis bedelleri ve kontratlar tarafından yönetilen 21. yüzyıl futbol dünyasında kendi şehirlerine ve sistemlerine sağdık kalmayı başardı.

Spor
24 Temmuz 2017 Pazartesi

Eran Kan


Globalleşen futbol dünyasında bazen takımların şehirleri temsil ettiği göz ardı edilebiliyor. Her yaz bir öncekinden daha da fazla oyuncunun farklı ülkelerde, farklı takımlara transfer olması ile de uluslararası maçlar haricinde takımların ulusal benliklerinin yok olmaya başladığı gözüküyor. İspanya’nın kuzey ucundaki Bask Bölgesi, bu gelişen dünyaya rağmen kendilerini göstermeyi başardı. Şehrini temsil eden Athletic Bilbao, bonservis bedelleri ve kontratlar tarafından yönetilen 21. yüzyıl futbol dünyasında kendi şehirlerine ve sistemlerine sağdık kalmayı başardılar.

İspanya’da politik olarak da bağımsızlık isteyen Bask Bölgesi kendi içinde güçlü bir birlik anlayışına sahiptir. Bu anlayış şehrin içinden çıkan Athletic Bilbao ve Real Sociedad takımlarına da işledi. İki takım da kuruluşunun ardından İspanya ve Fransa sınırları içindeki Bask Bölgesinde yetişmiş oyuncular ile takımlarını oluşturdular. 1996 yılına kadar sadece İspanyol oyunculara sahip olan Athletic Bilbao, Fransız Bask bölgesi kökenli Bixente Lizararu’yu imzalayarak takımlarını Fransız Bask bölgesine de açtı. İki takımın da resmi kuralları arasında böyle bir poliçe olmamasına rağmen bu kural iki takım tarafından da uzun bir süre boyunca uygulandı. Real Sociedad, 1989 yılında Liverpool’dan İrlandalı John Aldridge’i kadrosuna katması ile bu kuralı bozar.

 

TARİHİ BAŞARILAR

Athletic Bilbao ise 119 yıllık tarihinde bu kuralı daha bozmadı. İspanyol birinci liginden şu ana kadar hiç küme düşmemiş üç takımdan biri olarak, Barselona ve Real Madrid’in yanında yer alır. Bu istikrarlı başarılarının yanında, dünyanın en büyük beş liginden biri olan İspanya ligindeki başarıları ile ligin en sık Avrupa gören takımları arasında yer alır Athletic Bilbao.

Athletic Bilbao’nun sadece Bask kökenli oyuncular ile oluşturduğu kadronun başarıları göz önünde bulundurulduğunda, bu poliçenin kalkması ile takımın başarılarının hiç şüphesiz artması beklenir. Ancak, bu duruma rağmen ne takımın yönetim kurulu bu duruma karşı gelmiş, ne de taraftar kitlesi tarafından bu poliçenin değiştirilmesi üzerine bir talep görülmüş. Bu durum takım, taraftarlar ve oyuncular arasındaki bağı güçlendirdi, günümüzde Athletic Bilbao’da oynayan İnaki Williams ve Aymeric Laporte gibi dünya devleri tarafından istenen oyuncuları takımda tutmayı başardı. Ayrıca takımın alabileceği oyuncu kitlesinin limitli oluşundan dolayı Raul Garcia ve Artiz Aduriz gibi Bask kökenli oyuncuları takımına bağlamak için Atletic Bilbao elinden geleni ardına koymadı. Takım aynı zamanda Lezama sistemi adı verilen bir sistemle genç Bask yetenekler yetiştirmeye odaklanıyor. Bu sistem sonucu Bayern Munich’de oynayan Javi Martinez ve Manchester United’ın bu seneki vazgeçilmez oyuncusu Ander Herrera gibi dünyaca tanınan oyuncular parlama şansı buldu.

 

YETENEK AVCILARI

Athletic Bilbao, oldukça kısıtlı bir oyuncu kitlesinden takımlarını kurmalarına rağmen İspanyol ligini sekiz kere, İspanyol futbolunun da prestijli kupası Copa Del Rey’i 24 kere kazandı. Takım bu başarısını genç yetenekleri yetiştirmelerine borçlu oldukları kadar da uluslararası yetenek avcılarına borçlu. Her köklü kulübün sahip olduğu gibi deneyimli yetenek avcılarına sahipler. Athletic Bilbao’nun deneyimli görevlileri buldukları futbolcuları hem belirli bir yetenek standardına göre araştırırken hem de bu oyuncuların geçmişlerini de araştırmak zorunda. Oyuncuların ailelerinde kan bağına sahip oldukları bir üyenin Bask Bölgesi kökenli olması veya oyuncunun futbol geçmişinin geniş bir şekilde Bask Bölgesinde geçmiş olması şart. Athletic Bilbao, resmi bir kural olmamasına rağmen kuruluşundan beri bu sistem çerçevesinde oyuncular tespit etti ve takımlarını kurdu.

Futbol dünyasının her gün biraz daha genişlemesi ve globalleşmesine rağmen Athletic Bilbao şehrine sadık kalmayı başardı. Deneyimli yetenek avcıları ve üstün genç oyuncu yetiştirme sistemleri ile Bask yeteneklerin parlamasını sağladı. Bu süreçte hem yönetim hem de taraftarlar memnun kaldı. Günümüzde sporlarda paranın yeri göz önünde bulundurulursa, Athletic Bilbao gibi bir takımın ekollerinden vazgeçmemesi gerçekten de bir başarı öyküsüdür.