Bu iki adam ne yapıyor?

Sami AJİ Köşe Yazısı
2 Ağustos 2017 Çarşamba

Sağdakini tanıyorsunuz: İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu. Soldaki ise Hindistan Başbakanı Narendra Modi. Sağdaki kişi, nüfusu 8,5 milyon olan bir devletin başında iken diğeri ise 1,35 milyar (tekrarlıyorum: milyar) nüfuslu bir ülkeyi yönetiyor.

Bu fotoğraf geçen ay İsrail’de, seyyar bir su arıtma tesisinin tanıtımından sonra, bir plajda çekilmiş. Birisi pantolon paçalarını sıyırmış, öbürü ise pantolonun ıslanmasına aldırmıyor.

Resmi ziyaretlerde çok nadir görülen bir sahne değil mi? Samimiyet had safhada. Her ikisi de şakalaşıyorlar gibi; neredeyse birbirlerine su fırlatacaklar. Ama mizahi bir şekilde çok ciddi konuları ele alıyorlar.

Müsaade ederseniz başa gidelim. Başbakan Narenda Modi İsrail’e 3-6 Temmuz arasında planladığı ziyaretine çıkmadan evvel Facebook’a şu sözleri yazmıştı:

“Bu seyahat işbirliğini ve karşılıklı yatırımları geliştirmeye odaklanacaktır. İlaveten İsrail’in teknoloji ve yaratıcılıktaki başarılarını belli tesisleri bizzat gezerek görmek fırsatını bulacağım.”

Ajandası yüklüdür ve 48 saatlik tarihi ziyaretinde iki ülke arasında su, teknoloji ve ziraat konusunda birçok antlaşma imzalanır.

Sıra basın konferansına gelmiştir. Modi demecinde şöyle der:

“Şunu da ifade edeyim, İsrail’de gördüğüm her şey beni çok etkiledi. Kabiliyetli ve yaratıcı insanlara sahipsiniz. Bizim şu anda 800 milyon gencimiz var. Onları da çok iyi bir şekilde yetiştirmeye özellikle gayret ediyoruz. Bu meyanda bana karşı gösterdiğiniz ilgiye çok teşekkür ederim; dostluktan öte, sanki candan bir arkadaşa bahşedilen bir yakınlıktı.”

Netanyahu şöyle cevap veriyor:

“Modi, birlikte yapabileceğimiz çok şey var. Hindistan ve İsrail beraberce dünya nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyor. Nispetlerimiz biraz farklı tabii. Ancak ileriye bakış tarzlarımız eşit. Yetenek ve bilgilerimizi harmanlarsak mutlaka gelecek bizlerin olacaktır.

Sana karşı gösterilen ilgi çok normal. Önce minnetle ifade edeyim: Hindistan’da hiçbir zaman Yahudi düşmanlığına rastlanmadı. Ve iki ulusu birleştiren çok derinlere giden tarihi ilişkilerimizin olduğunu biliyorsun.”

Okudunuz, değil mi? Yine klasik cümle kullanılmış? İki milleti birleştiren derin tarih… Peki, İsrail ile Hindistan ilişkileri ne zaman başladı dersiniz? 

Gerçi Modi, İsrail’e, Hindistan’ın İsrail ile tam diplomatik ilişkilerin kurulmasının 25. yılını kutlamak vesilesiyle de gitmiştir ancak Hintliler ile Yahudiler arasındaki müşterek tarih çok daha eskilere dayanıyor.

Bazı araştırmalara göre ilk temaslar Milattan Önce 700’lü yıllarda başlamış. Yani takriben 2700 yıl önce…

Ortaokulda bize öğretildiğini hatırlarsanız, MÖ 2000 ilâ MÖ 612 yılları arasında Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya’da Asur İmparatorluğu hüküm sürmüştü. Bu imparatorluk, İsrail’in kuzeyinde yerleşik kavimlerimizi ciddi baskı altında tutar ve bu kavimlerin bir kısmı Doğu’ya doğru göç ederler. Bunların bir bölümü de, Hindistan’ın orta-batı bölgesinde yer alan, eskiden Bombay olarak bilinen şimdiki Mumbai şehrinin güneyine yakın bölgesinde ikamete başlamışlar. O gündür bugündür kendilerini ‘Bene – İsrael’ (İsrail Oğulları) olarak tanıtıyorlar.    

Yerleşimler ileriki tarihlerde de devam etmiş. Özellikle 14. asırda ve daha sonra 19. yüzyılın başlarında önemli sayılabilecek göçler görülüyor.

Çok küçük cemaatler olmalarına rağmen Yahudiler Hindistan’ın her döneminde, sosyal, ekonomik, idari ve askeri alanlarında önemli hizmetler yapmışlar. Buna en iyi örnek hem genelkurmay başkanlığı hem de eyalet valilikleri görevlerini yürüten Tümgeneral Jack Jacob’dur. Tümgeneral Jacob, 13 Ocak 2016’da Yeni Delhi’de vefat ettiğinde, Hindistan’ın milli kahramanlarından biri ilan edilmişti.1

Yukarıdaki resme dönelim.

Başbakan Modi ve İsrail Başbakanına yaklaşıp kulak verelim: (her ikisinin ayakları hâlâ sudadır.)

“Binyamin, biraz evvel gördüğüm seyyar su arıtma tesisine hayran oldum. Bizim de temiz suya ihtiyacımız var. Bu konuda işbirliği yapalım. Şunu da ifade edeyim, İsrail’de gördüğüm her şey beni çok etkiledi.”

Cevabı iyi anladığımı söyleyemem (dalgaların sesi o anda yükselmişti) ama Netanyahu’nun şöyle konuştuğunu tahmin ediyorum.

“Modi, benim de senden bir ricam var, İsrail nüfusunun takriben yüzde 0,5’i her sene Hindistan’ı ziyaret ediyor. Sizden de aynı oranda turist bekliyorum” (fonda hesaplama sesleri sonra kahkahalar…)

Özetlemek gerekirse ve başlıktaki fotoğrafın verdiği ilhamla, uluslararası ilişkilerde artık yeni bir tarzın oluştuğunu müşahede etmekteyiz. Samimiyet, karşılıklı tevazu, akla, mantığa ve ilimi gelişmelere dayanan gerçekçilik, dürüstlük ve önyargılardan arınmış yaklaşımlarla toplumları müştereken çalışmaya sevk etmek, hayati bir önem taşımaktadır.

Ve bu yönüyle Hindistan Başbakanının İsrail’i ziyareti, önem kazanmış ve dolaysıyla hemen hemen tüm dünya devletleri tarafından ilgi ile izlenmiştir.

0-0-0

1 Jack Jacob’un yaşamı ve hizmetleri ayrı bir yazı konusu teşkil edebilir. Bilhassa, Bangladeş’in bağımsızlık savaşında gösterdiği beceri ve cesaret gerçekten övgüye layıktır.