‘Preparasyon’ ilaçlar

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
16 Ağustos 2017 Çarşamba

Ne sattığı belli olmayan dükkânlardan uzak durmaya özen gösteririm. Böyleleri genelde cadde üstündedir. Birkaç basamak inerek içeri girilir. Vitrinleri yarı antika, yarı gümüş kaplama parçalarla donanmış, bir köşede izleyene çağrıda bulunan gizemli bir objesi mutlaka vardır. Tehlike o küçük parçada yatar. Boş bulunup, ‘bir göz atayım’ niyetiyle dükkâna girerseniz, olacaklar iki şıkla sınırlıdır. Gezinirken bir fildişi opera dürbününe takılır, ‘A, filancaya hoş bir doğum günü sürprizi olur’ diyerek kenara koyar, ardından en olmayacak başka bir süs eşyasını da ayırır, muhtemelen kredi kartı makinesi bir türlü çalışmayan kasaya cüzdanınızdan yeterli miktar nakitinizi güler yüzlü dükkân sahibine uzatırsınız. Zaman geçer dürbünün arkadaşınızın zevkine uymadığına karar verip, evinizin bir çekmecesine, ‘belki bir gün başkasına kısmet olur’ der unutursunuz. Tıpkı kendinize hediye ettiğiniz obje gibi.

İkinci şık ise her tarafı tıkış tıkış olan dükkânı dolaşır, gerçekten ihtiyacınıza hitap eden bir eşya yoksa, teşekkür edip çıkarsınız. Tecrübeyle sabittir ki, ikinci şıkka dahil olan insan sayısı çok ama çok azdır.

 

***

Bir zamanlar sadece ilaç satan eczaneler sonraları her türlü kozmetik, bebeklere yönelik aksesuarlar, losyon vs. gibi çoğulcu malzemelerle ciroyu yükseltmek zorunda kaldılar. Artık ‘preparasyon’ ilaç hazırlayan eczaneler günden güne azalıyor. Oysaki, çocuklarımız bebekken Tepebaşı’ndaki Daron Eczanesi’ne pişikler için özel hazırlanan ‘Popolin’i almaya koşa koşa giderdik. Şimdilerde eczaneye gidip ilaç yerine bir doğum günü hediyesi bulmanız mümkün.

***

Geçen gün eşimle Nişantaşı’nın iyi tanınan, köklü bir firmasına, teşekkür amaçlı düzgün bir çikolata kutusu almak üzere gittik. Gerçi bazı meslek sahiplerine çikolata götürmek zulüm. Kim bilir günde kaç kutu geliyordur. Ancak çok kişisel olmak istemiyorsanız, fazla seçenek de kalmıyor. Kutuya mı koysak, tepsiye mi dizsek, diye kararsızlık geçirirken rafların birinde çok zarif iki kolye gördüm. Şaşırdım kaldım. Çikolata dükkânında kolye ne arar? Hediye bir bayana gidecekti. Kolyenin birini gerdanlık gibi daha küçük bir kutuya koyduk. Ve çikolatayla paketlendi. Söylemesi ayıp ama diğer kolyeyi çok beğendiğimden onu da ben aldım.

Artık nerede ne bulacağımız muamma. Tüketim toplumunda tek silah, irade.

Haftanız tatlı geçsin.