Ayna ayna söyle bana...

Dalia MAYA Köşe Yazısı
11 Ekim 2017 Çarşamba

“Herhangi birinin yapabileceği en etkili eylem, gülmektir.”  Patch Adams

 

Gülmenin bir etkisi var yaşama. Sağlığa etkisi var. İşler yolundaki gittiğinde zaten güler de insan, asıl mesele işler yolunda gitmediğinde gülebilmekte. İnadına gelebilmekte. Her şeye rağmen, her şeyle birlikte gülebilmekte. Güldükçe kendiliğinden düzeldiğini bile görebilirsiniz işlerinizin. Sağlığınıza yararlarını bilim adamları söylüyorlar. Hem düzelmese bile, gülmek, sizin yaşama bakış açınızı değiştireceğinden, yaşamınız yine de daha keyifli geçecektir. Öyle ya bulutlar hep olur gökyüzünde. Mesele bulutların ardındaki güneşi görebilmekte, karanlığın ardındaki ışığın sizi sarıp sarmalayan ısısını hissedebilmekte.

Berk İlhan bir ürün ve deneyim tasarımcısı. 2015 Aralık’ta CNNTürk haber yapmış, ben kaçırmışım. Tez çalışması bir ayna. Ancak bu sıradan bir ayna değil. Bu, gülümseten bir ayna. Tasarım dersleri de verdiği Thomas Jefferson Üniversitesine bağlı aynı isimdeki tıp fakültesinin desteği ve ortaklığıyla bu aynanın üretimine hazırlanan Berk İlhan’ın, Amerika’da kanser hastalarının yararına yaptığı çalışmalar sonucu tasarladığı ‘Uplift: Kanser Durumlarında Mutluluk ve İletişim’ ismi altında projelerden biri. İletişime geçtiğim Berk İlhan, bu aynanın üretim çalışmalarının sürdüğünü ve yaz başında satışına başlayabileceklerini söylüyor. Sihir gibi bir şey! Çünkü bu ayna sadece gülümsediğinizde aynalık görevini gerçekleştiriyor, sadece gülümsediğinizde sizi yansıtıyor... Gülümsemeyene ekmek yok! Ayna, kullandığı farklı teknolojilerle yüz kaslarının hareketini tespit ederek kişiye gülümsemek için bir neden yaratıyor ve böylelikle mutluluk duygusunu tetiklemeyi amaçlıyor.  Onkoloji doktorları, kanser hastaları, hasta bakıcılar ve hasta yakınları ile yaptığı çalışmalarla aynanın kanser hastalarının üzerinde etkileri test edilmiş... Sonuçlar etkileyici: “Neşe ve mizah deneyimleri olumlu yönde etkileyebiliyor. Ve tasarımın bunu yapma gücüne sahip.”

Zaten yıllardır söylenir; beyin düşüncelerimizdeki gerçek ile yalan arasındaki farkı bilmez. Sevindiğimiz ve mutlu olduğunuz zaman gülümseriz. Ama bu ruh hallerinde değilsek bile gülümsediğimizde, yeteri kadar gülümsersek, beynimizi kandırabilir ve iyileştirici mutluluk kimyasallarını salgılamasını ve  stres kimyasallarının azaltılmasını sağlayabiliriz. Bilim adamlarının dediklerine göre stres yükseldiği zaman vücudumuz kortizol salgılıyor. Yüksek kortizol sistemi de bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Gülmek ise bu kortizol seviyesini azaltıyor. Maryland Üniversitesi’nden Koruyucu Kalp Sağlığı Departmanı sorumlusu Michael Miller’ın yaptığı araştırmaya göre, kalp hastası olan bir kişiyi güldürdüğünüz zaman, bu hastalığın tekrarlama riski yüzde 40 oranında düşüyormuş. 

Demek oluyor ki, gülmek mutluluktur. Ve mutluluk yaşamdır, yaşam coşkusudur mutluluk. Sağlıktır ve yaratıcılıktır. Soruna değil, çözüme odaklanmaktır mutluluk. Doğrusu Berk İlhan bu aynayı kanser hastalarının yaşam kalitesini arttırmak amacıyla tasarlamış ama bana sorarsanız her eve bir tane lazım. Her eve, her iş yerine, hatta Berk İlhan’ın aynı mantıkla tasarladığı (Smart Smile) gibi en çok kullandığımız aparatların çalıştırma düğmelerine de birer tane lazım. Zor bir iş günü geçirdiğinizde, kendinizi hasta hissettiğimizde, moraliniz düştüğünde, ya da sadece sonbaharın karanlık bir sabahına uyandığınızda bir gülümseyin kendinize... Sabah uyandığınızda kahve makinenizi çalıştırmak için ya da banyonuzun ışığını yakmak için gülümseyin. Trafiktesiniz diyelim... Önünüzü görmek için gülümseyin. Yaşam bir ilişkidir özünde. Ve her ilişki bir etki tepki meselesidir. Gülümsemeniz bakın nasıl yayılacak topluma ve her bir gülümsemede bakın nasıl güzelleşecek dünya birden!

Belki de şimdi masalların izinden, gerçekten sormanın zamanı 
Ayna ayna, söyle bana; kim yaratma gücüne sahip… Daha sağlıklı bir insanı? Daha mutlu bir toplumu? Daha iyi bir dünyayı?