Sinema ve siyaset dünyasının cinsel tacizle imtihanı

Geçen aydan beri Amerika’da cinsel taciz iddiaları ardı arkası kesilmeden devam ediyor. Çoğu kişi ABD’de cinsel taciz kurbanlarının gereken cesareti, film yapımcısı Harvey Weinstein’a yönelik ünlü oyuncuların yaptıkları açıklamadan sonra bulduğunu düşünüyor ki oldukça haklı bir düşünce.

Dünya
21 Kasım 2017 Salı

Ali Abaday


Üç yıl önce oyuncu Bill Cosby’nin 1965 ile 2008 yılları arasında onlarca kadına cinsel tacizde bulunduğu iddiası ortaya çıktığı zaman bu derece bir fırtına kopmamıştı. Çoğu üniversite Bill Cosby ile bağlarını kesmiş, verdikleri unvanları geri almış, Netflix planlanan bir program çekimi iptal etmişti ancak sadece Bill Cosby’nin kurbanları başlarından geçenleri anlatmıştı.

ABD Başkanlık seçimleri zamanı ise Donald Trump’a yönelik iddialara gündeme gelmişti. On beş civarında kadın Trump’ın kendilerini izinleri olmadan öptüğünü, sarıldığı ve benzer eylemlerde bulunduğunu söylemişti. Bu iddialar şu an mahkemede ancak medyanın bir kanadında bu haberler çıkarken kimi kanallar bu iddiaları “yalan haber” olarak nitelemişti.

Ne olduysa her şey New York Times ve New Yorker’ın Harvey Weinstein’a yönelik Oscar Ödüllü, milyonlarca hayranı olan, tüm dünyanın tanıdığı kadınların suçlamalarını haber yapmasıyla değişti. O haberlerde zamanında New York savcılığının bu iddiaları değerlendirdiği ancak dava açmadığı da öğrenildi. Zaten Bill Cosby’den beri çoğu televizyon ve gazetenin, ayrıca savcılığın bu tür iddiaları gündeme getirecek hareketlerden kaçındığı anlaşıldı.

Ardından Kevin Spacey’nin 30 yıl önce henüz çocuk oyuncu olan Anthony Rapp’ı taciz ettiği haberi ile neredeyse Hollywood’daki her yapım firması Oscarlı oyuncu ile ilişkisini kesti. Hatta Spacey’nin son filmi ‘All the Money in the World’deki tüm sahnelerinin silindiği duyuruldu.

Şu an cinsel taciz suçlaması yapılan birçok ünlü oyuncu mevcut. Henüz adli bir kovuşturma başlamadı. Ayrıca çoğu şirketin kimi oyuncularla bağılarını keserken diğerlerine henüz dokunmaması veya bu tür bir suçlama ile yıllardır karşılaşan Woody Allen’a karşı kimsenin hâlâ bir yaptırımda bulunmaması eleştirilerin hedefinde.

Mesela geçen yıl En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını alan Casey Affleck’in iki kadının suçlamasından birine 2 milyon, diğerine 2,25 milyon dolar vererek vazgeçmelerini sağlamıştı. Ne var ki kimse Casey Affleck ile iş ilişkisini kesmedi. Ayrıca Ranch dizisi oyuncularından Danny Masterson hakkındaki cinsel taciz suçlamalarıyla ilgili polisin deliller topladığı ve savcılığın dava açmak üzere olmasına karşın yapımcı kanal Netflix’i hâlâ Masterson’ın arkasında kalması sadece iki örnek.

Şimdi cinsel taciz iddiaları Amerikan siyasetini etkilemeye başladı. Geçen hafta Washington Post’ta Cumhuriyetçi Parti’nin Alabama senatör adayı Roy Moore hakkında 30’lu yaşlarındayken 14 yaşında bir kızı taciz ettiği haberi yer almasıyla siyaset sahnesi de etkilenmeye başladı. Moore ve kimi Cumhuriyetçi yayın organları bu iddialar için “yalan haber” derken, parti içinden Moore’un adaylıktan çekilmesini isteyen sesler de yükseliyor.

California bölgesinin Demokrat Partili Eyalet Senatörü Tony Mendoza hakkında da cinsel taciz iddiaları ortaya atıldı. Mendoza bu iddiaları yalanlasa da California Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyesi Davis Chiu iddialara inandığını açıkladı.

Bu iddialar üzerine Senato Başkanı Kevin de Leon bir açıklama yaptı. Leon, senatörler ve çalışanlara yönelik cinsel taciz iddialarının eyaletten bağımsız kurumlarca inceleneceğini ve bir suç unsuru bulunması halinde de gerekenin yapılacağını açıkladı. Bu sayede kimsenin olayların üstünün örtüldüğü düşüncesinde olmamasını istediklerini ifade etti.

Beyaz Saray son dönemde Trump’ın hâlâ Moore’u destekleyip desteklemediğini belirtmese de Donald Trump’ın Twitter üzerinden sadece hakkında cinsel taciz iddiası olan Demokrat Partililere saldırması ancak kendisine yönelik suçlamalara hala “yalan” demesi ve partisinden suçlananlara dair söz etmemesi Washington’da işleri biraz daha zorlaştırıyor.

Pek çok kişi hakkında cinsel taciz suçlamaları her geçen gün ortaya atılmaya devam ediyor. Komedyen Louis C.K. gibi kabul edenler de var, George Takai ya da Richard Dreyfuss gibi reddeden de. Bu iddiaların yasal süreçleri başlayınca olaylar daha farklı bir hal alacaktır. Ancak şu an görünen siyasetin bu süreci Hollywood kadar bile idare edemediği yönünde.