Sanki yazdan kalma...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
22 Kasım 2017 Çarşamba

18 Kasım Cumartesi günü. Hava mis; limonata gibi. Yazdan kalma bir gün. Yıllar önce aynı mekanda tanışmış, sonra dost olmuş dokuz - on arkadaş, bahçede sohbet ediyoruz. Aramızdan birini başka diyara, çocuklarının yanına yolcu ediyoruz. Her ayrılıkta bir hüzün vardır. Gerçi bağlar o kadar sağlam ki. Gene de giderken belleğimin bir parçasını yanında götürecek. Zira çok genç yaşından beri okuduğu, gittiği, gördüğü yerleri hafızasında tutan nadir insanlardır. Sorardık, anında yanıt alırdık. Yine soracağız; nasılsa ‘anında görüntü’ var artık.

Hava güneşli, yazdan kalma bir gün.

***

19 Kasım Pazar, saat on iki. Neve Şalom Sinagogu tıklım tıklım. Damadın gözleri parlıyor. Gelinin gülüşü bir rüya. Ve bence en güzel törenler, büyükannelerle büyükbabaların katılabildiği düğünlerdir. Konuk olmasına karşın ‘azara’da İzzet Keribar’ı fotoğraf çekerken görürseniz bilin ki, düğün sahipleri çok sevilen insanlardır. Anladığınız üzere Keribar oradaydı.

Dafne ve Metin yüreğinizdeki sıcaklık size hep doğru yolu göstersin.

Mazal Tov.

***

CRR programlarını iyi duyuramıyor mu, yoksa biz mi son anda haber aldık bilmiyorum. Az daha olağanüstü bir konserden yoksun kalacaktık. Daha kötüsü dünyaca ünlü üç kemancı yarı boş bir salonda konser verecekti. Son anda eş, dost derken insanlar koşarak bilet almaya gittiler. Elda’ya bunun için teşekkür ederiz. Aşkın Ensemble eşliğinde Shlomo Mintz, Roby Lakatos ve Cihat Aşkın, ‘Üç Kemancının Hikayesi’ başlıklı bir dinleti sundular. Kâh solo, kâh birlikte çaldıkları parçalarla izleyenleri büyülediler.

Kendisinden ‘Şeytanın Kemancısı’ olarak söz edilen Macar sanatçı Lakatos ve müzik otoriteleri tarafından dünyanın önde gelen virtüözlerinden Cihat Aşkın’ın performansları müthişti. Mütevazi görüntüsüyle Shlomo Mintz’in kemana olan hakimiyeti, beden dili ile birleştiğinde yerimizden kalkmak istemedik.