Bilgi ve duygu yüklü bir gezi BERLiN

Yahudi mirası açısından da dünyadaki sayılı şehirlerden biri olan Berlin, kültürel açıdan mutlaka görülmesi gereken bir yer. Meydanları, caddeleri, anıtları ve müzeleri, bir seyahatten farklı beklentileri olan herkesi tatmin ediyor.

Yaşam
18 Nisan 2018 Çarşamba

Cako Taranago

Gezi grubumuz BTS (Bir Tutkudur Seyahat) ile yeni ufuklara yelken açmayı planlarken, çok keyif aldığımız cruise seyahatine bir yenisini eklemek için Norveç fiyortlarını seçmiştik. Fiyortları gezmenin farklı yolları bulunuyor. Biri Norveç’e uçakla gitmek ve oradan tüm fiyortları otobüs ile gezmek. Cruise gezisini tercih eden grubumuz, bu kez hangi limandan hareket eden gemiyi tercih edeceğimizi tartışmaya başladı. Kopenhag, Hamburg, Warnemünde Limanları arasında tercihimizi Warnemünde’den yana kullandık. Sebep belliydi; Berlin ile mesafesi fazla olmadığından ve grup üyelerinin birçoğu Berlin’i görmediğinden Norveç fiyortlarını gezmeden Berlin’i de görüp gezme fırsatımız olacaktı.

Her seyahatimizde olduğu gibi yaklaşık bir yıl öncesinden rezervasyon işlemlerine başlayıp, programı şekillendirmeye koyulduk. Gemi pazar akşamüstü hareket edeceğinden, birkaç gün öncesinden Berlin’e gitmek üzere programlandık. Biraz internetten, biraz giden arkadaşlardan, biraz TV ve gazetelerin seyahat eklerinden Berlin hakkında bilgiler toplayarak gezi programının taslağını yaptık.

Nihayet hareket günü geldiğinde grubumuz 36 kişi olarak hareket etti. Bir perşembe sabahı 9.15 uçağı ile Berlin’e uçtuk. Yerel saat ile 11.20’de Berlin’in Tegel Havaalanına indik. İstanbul’dan ayarladığımız otobüsümüz rehber ile birlikte havaalanı çıkışında bizleri karşıladı. Otele gitmeden, daha önceden programladığımız gibi, yarım günlük şehir turuna başladık.

II. Dünya Savaşı Berlin simgeleri

Yolun üzerinde 2. Dünya Savaşı’nın Berlin’deki simgelerinden East Side Gallery ve Check Point Charlie’de fotoğraf molası verip bilgiler alındıktan sonra Jewish Museum’a gittik. 1940’lı yılların başında Yahudilere Soykırım kararları alınan bir şehirde, Berlin’de, Yahudi Müzesini gezmek çok etkileyici bir o kadar da anlamlı idi.                 

Saat öğlen vaktini geçtiğinden açlığımızı bastırmak için müzenin içindeki kaşer kafeteryada bir şeyler atıştırdık. Sonrasında da üç gece konaklayacağımız Alexander Platz metro durağına yakın, merkezi Titanic Confort Mitte Oteline vardık. Check-in işlemlerinden sonra odalarımıza dağıldık.

BTS grubu erkekleri olarak her ayın ikinci perşembesi akşam buluşur, bira - patates keyfi yaparken gezi ve seyahat ağırlıklı sohbetler eder, yeni destinasyonların tohumlarını atarız. BTS grubu bu kez ayın ikinci perşembesi Berlin’de idi. O halde geleneksel bira gecesi yurt dışında da olsak yapılacaktı. İstanbul’dan bu gece için mekânlar arandı ve yaklaşık bin kişinin bir arada bira içip yemek yiyebileceği, sohbet edebileceği Prater Garten bulundu.

Akşam tüm grup lobide buluşarak daha önce internetten siparişini verdiğimiz ve otelden teslim aldığımız metro biletleri ile mekana gittik. 36 kişinin bir arada oturması çok kolay olmasa da 3-4 masaya dağılarak keyifli bir gece geçirdik. Günün yorgunluğu kendini hissettirmeye başlayınca yemek sonrası kahveleri Bebelplatz Meydanında içip, yine metro ile otele döndük.

Hüzünlü durak Holokost Anıtı

Cuma sabahı iyice dinlenmiş olarak erken saatlerde turumuza başladık. Yoğun, yorucu ve kültürel bir tur bekliyordu grubu. İlk durak Holokost Anıtıydı. Rehberden bilgiler alırken hüzünlenmemek mümkün değildi. Birçoğumuz “Neden?” diye geçirdi içinden; bir kısım ise “Bir daha asla!” İnanılır gibi değil; altı milyon Yahudi katledilmişti savaşta. Tüm arkadaşlar yürekleri buruk, gözler nemli ayrıldı anıttan.

Sonraki durağımız Orien Strasse’de bulunan Neue Sinagog ile Rosenstrasse Anıtı ve Block of Women oldu. Grup, bir taraftan gezilen yerler hakkında bilgiler alırken diğer taraftan fotoğraf makinelerinin deklanşörüne durmaksızın basıyor, anıları ölümsüzleştirmeye çalışıyordu.               

Berlin’deki Yahudi mirasına biraz ara verip Berlin ve Almanya’nın simgesi haline gelmiş Branderburg Kapısına gidildi. Çok heybetli, izlenmesi gündüz başka, gece başka güzel olan bir anıt.

Bilgi ve duygu yüklü bir gezi

Buradan Berlin’in bir başka simgesi Parlamento Binasına geçildi. Binanın üstündeki Reichstag Kubbesi ikonik olarak yapılmış cam bir kubbe. Cam oluşu parlamentonun işleyişinin şeffaflığını simgeliyor. 360 derece Berlin manzarasına sahip olan bu yapı önceden rezervasyon ile gezilebiliyor.

Bilgi ve duygu yüklü programımız akşamüstü saatlerinde sona erdi. Arkadaşlardan kimileri otele dönüp dinlenmeyi tercih ederken, kimileri meydan ve caddelerdeki cafelerde vakit geçirdi; bazıları ise alışverişi tercih etti. Akşam Şabat yemeği için otelin restoranında buluşuldu. Tüm ekibin katılımı ve büyük bir coşku ile söylenen Arvit duası ile başlayıp, Kiduş duası ile devam eden Şabat yemeği, şarkılar, fasıl ve danslarla keyifli bir eğlenceye dönüştü.

Berlin’deki üçüncü gün, kahvaltı sonrası sabah yürüyüşü ile Alexanderplatz Meydanından başladı. Cumartesi günü, TV Kulesi, Berlin Dome Katedrali, Topographie des Terrors (Nazi/Gestapo Merkezi), Müzeler Adası içindeki olmazsa olmaz Pergamon Müzesi ziyareti planlanmıştı. Özellikle önceden internetten alınan giriş biletleri sayesinde kuyrukta beklemeden ziyaret edilen Pergamon Müzesi, koleksiyonları ve sergilenen eserleri ile herkesi oldukça etkiledi.         

Öğlen yemeği ve dinlenme molasını Hackesher Markt’ın otantik havasında verdik. Öğleden sonrasını ise serbest saatler ilan ettik ve alışveriş tutkunları için Kurfürstendamm Caddesini hedef aldık. Denizi olan ya da içinden nehir geçen hangi şehre gitsek bir fırsat yaratıp mutlaka tekne turu yapmaya çalışırız. Spree Nehrinin bu şehirden geçmesini fırsat bilen bazı katılımcıları alışveriş yerine tekne turu yapmayı tercih etti.

Akşam yemeği için bir İtalyan restoranı olan 12 Apostel’i uygun gördük. Daha önceden yaptığımız rezervasyonla, 36 kişi hiç sıkıntı çekmeden nefis şaraplar eşliğinde, İtalyan mutfağının lezzetlerinin tadına vardık. Yemek sonrası kahve keyfi için Unter den Linden (Ihlamurlar altında) Bulvarına yakın cafelerden biri seçildi. Arka fonda Deutsche Dom ve Fransözischer Dome’un muhteşem ışıklandırılmış siluetleri eşliğinde seyahatin tatlı anıları paylaşıldı. Dolu dolu yaşanmış, bu üç gün adeta tarih ve kültür bombardımanı etkisi yaratmıştı. Bir taşla iki kuş vurmak tabiri bu tur için sanırım kullanılabilirdi. Amaç ve hedef Norveç fiyortları iken 3 gece, 4 gün ayırıp unutulmaz anılar bırakan bir Berlin turu da BTS grubunun seyahat dağarcığına katılmıştı.