İsrail Eli Cohen’in Şam Radyosuna verdiği mülakatı yayınladı

Eli Cohen, Kamil Emin Sabit ismiyle 1962-1965 yılları arasında Suriye’nin başkenti Şam’da Mossad adına faaliyet gösterdi. Suriye Cumhurbaşkanı Emin Hafız’ın yakın arkadaşı oldu.

Dünya
6 Kasım 2019 Çarşamba

Üst düzey siyasi ve askeri bürokratlarla kurduğu dostluklar sayesinde elde ettiği gizli ve İsrail için hayati bilgileri Mossad’a iletti. Bu bilgiler sayesinde İsrail, 1967 yılında Altı Gün Savaşında Suriye’yi mağlup edecekti.

Kamil Emin Sabit’in önemli dostlarından biri Şam Radyosu’nun Latin Amerika servisinin şefi George Seyf idi. 1962 yılında Seyf, arkadaşını Latin Amerika diasporasındaki Suriyelilerin durumunu görüşmek ve onları Suriye’ye çekebilmek için “Arjantin’den Şam’a dönen bir vatanseveri” yani Kamil Emin Sabit’i radyo yayınına davet etti. Mossad’daki amirleri böyle eylemleri yasaklamasına rağmen, Kamil radyo yayına katıldı.

İsrail ordusu, Kamil’in idam edilmesinden yıllar sonra Kamil Emin Sabit’in (Eli Cohen) Şam Radyosuna verdiği mülakatı yayınladı. Kamil Emin Sabit’in (Eli Cohen) Şam Radyosu Latin Amerika şefi George Seyf ile yaptığı radyo söyleşisini, Altınordu Yayınlarından yayınlanan ‘Eli Cohen – Casus’ kitabını İbranice’den çeviren Yusuf Süha Sonuç tercüme etti.

İşte o radyo programının yayınlanan metni:

George Seyf (G): Bugün Şam’da yanımda birader Kamil Emin Sabit bulunuyor. Sabit, küçük yaşta ülkesinden ayrılarak gurbete gitti. O şimdi yıllar sonra delikanlı çağında ülkesine geri dönen bir adam. Kalbi bir nurun tebessümü gibi olan vatan sevgisiyle dolu. O milli gurur ve özgürlüğün gölgesinde yaşamak için ülkesine döndü. O görkemin başkenti, Arap dünyasının kalbi Şam’a döndü.

Merhaba kardeşim Kamil.

Kamil Emin Sabit (K): Merhaba

G: Bizlere Arjantin’deki durumun hakkında bilgiler verebilir misin?

K: Tabiki. Arjantin’deki Arap diasporasının durumunu mu kast ediyorsunuz?

G: Evet. Sizin ve Arap diasporasının durumu?

K: Amerika’daki Arap diasporası genellikle tüccar. Çoğu Lübnan ve Suriyeli. Arjantin ve Latin Amerika ülkelerinde yaşam sürdürüyorlar. Önceleri perakende kumaş satarlarken şimdi herkes toptan kumaş satışıyla ilgileniyor. Kumaş satışıyla uğraşan kişilerin büyük çoğunluğu bizim soydaşlarımız, Suriyeliler ve Lübnanlılar. Ev ev, şehir şehir gezerek taksitle satış yaparlar. Sürümden kazanırlar. Kumaşlarını Doğu Ticaret Şirketinden temin ederler. Diasporadaki herkes kumaş ticaretiyle uğraşır.

G: İlk geldiklerinde Suriye ve Lübnanlıları, Türk zannedip öyle çağırmışlar. Suriyelilere Türk zannetmelerinin nedeni nedir?

K: Çünkü Araplar Türk himayesi altındaydılar. Topraklarını Türkler yönetiyordu.

G: Arapların farkını bilmiyorlar mıydı?

K: Araplar ile Türkler arasındaki farkı bilmiyorlardı. Suriyeli, Lübnanlı ve Ürdünlülerin nasıl ayrıştığını da bilmiyorlardı. O yüzden insanların nereli olduğunu birbirlerinden ayıramıyorlardı. Onların gözünde herkes Türk. Şimdi kimin nereli olduğunu anlamaya başladılar.

G: Arjantin’deyken ne işle meşguldün?

K: Şahsen turizm işiyle ilgileniyordum.

G: Hangi yönüyle?

K: Buenos Aires’te birçok şirketimiz ve büyük bir ulaşım firmamız vardı.

G: Şansı nasıl yakalandın da Suriye’ye döndün?

K: Buenos Aires’teki Arap kulüplerinde, eğlence merkezlerinde buluşurduk. Herkes ülkesine (Suriye) gider ve dönüşte ülkede gördüğü kalkınmadan bahsederdi. Onların bu sohbetleri beni şevklendirdi. Hepimizin damarlarında Arap kanı akar. Bana sorduklarında ben bir şey diyemezdim. Ülkem hakkımda bir şeyler anlatmamı isterlerdi ancak ülkeme dair anlatacak bir şey bilmiyordum. Kendi kendime ülkeme gidip ülkemi görmem gerektiğini söyledim. İşte, her şey böyle gelişti.

G: (Suriye) Rüyalarındaki gibi miydi?

K: Suriye, rüyalarımdan ve hayal ettiğimden daha iyi şeyler de var, daha az olan şeyler de.

G: Aslında hiçbir şey yok, Allah’ın izniyle her şey yoluna girecek. Amerika’da gördüğünüz en güzel şey nedir?

K: Amerika’da gördüklerim yüksek binalar, geniş ve temiz caddeler. Merkezde ticaret merkezi ve tüm büyük şeyler var. Merkezin arkasında banliyöler, parklar, deniz. Şehrin ortasında, iş yerlerinin yanında rahatlayacağınız yerler var. Eğer (siz) banliyölere giderseniz, parklar vs. her şey var.

G: Suriye’de gördüğün en mükemmel şey nedir?

K: Suriye’deki en güzel şey… Güzel doğa manzaraları.

G: Diasporadaki sermaye ülkemize nasıl getirilebilir?

K: Turizm alanında büyük projeler olabilir. Gurbetçiler arasında buna sermaye yatırabilecekler var.

G: Sence bu projelere ne kadar para yatırabilirler?

K: Gurbetçiler 70-80 milyon Suriye Liralık yatırım yapabilir. Burada yapabilecekler büyük imkânlar, projeler var. Tabi uygun teşvik alırlarsa. Başarılı olan biri gelip cesaret bulacaktır. Teşviklerden ve başarılardan arkadaşlarına bahsedecekler, onlarda kendi arkadaşlarına. Cesaretlendirici şeyler olacaktır. Gurbetçilerin her birinin bir serveti var, teşvik edilerek buraya yatırım yapmaları sağlanmalı.

G: Suriyelileri mi, Arapları mı kastediyorsunuz?

K: Buenos Aires’te Suriye-Lübnan Bankası var. Sadece Araplar değil, yabancı yatırımcıların çoğu o bankayla çalışıyor.

G: Orada hangi kulüpler var?

K: Birçok Arap kulübü var: Arap Kulübü, İslami Merkez. Bunun gibi birçok kulüp var. Genellikle Arapça öğrenimi var.

G: Gurbetteyken Şam Radyosunu hiç dinledin mi?

K: Şam Radyosunu dinlerdim. Ancak bizim de iki tane radyo yayınımız vardı: ‘Arap Dünyası’ ve ‘Arap Gurbeti’.

G: Orada gurbetçiler hangi dilde konuşuyor?

K: Gurbetçiler Arapça konuşuyor. Dinledikleri müzikler, söyledikleri şarkılar Arapça. Suriye’den gelen haberler tartışılıyor.

G: Oradayken en sevdiğin şarkılar neydi?

K: Vadi El Safi, Feyruz ve Abdulvahab’ın şarkıları en beğendiklerim.

G: Bu sanatçıların şarkıları favorileriniz?

K: Evet.

G: Mülakatımızın sonuna gelirken kardeşim Kamil, bizden hangi şarkıyı çalmamızı istersin? Hangi şarkı senin en sevdiğin?

K: Dinlemek istediğim şarkı (Bu esnada arka planda ‘Anavatanından Gurbete Gittin’ adlı şarkı yayına girer).

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün