Genç Kosova devleti, bugün 60 kişinin altında kalan küçük bir Yahudi nüfusuna sahip olsa da ülkedeki Yahudi tarihi engizisyondan öncesine kadar uzanıyor.
15. yüzyılın sonlarında bazı Yahudiler, İspanya ve Portekiz’den sınır dışı edilmesini takiben Kosova topraklarına geldi. 18. yüzyılın ortalarına kadar bölgede yaklaşık bin Yahudi yaşıyordu. I. Dünya Savaşı arifesinde, Yahudiler 1.750 kişilik bir nüfusa ulaşmıştı.
I. Dünya Savaşı’nın ardından, çoğunlukla etnik Arnavutların yaşadığı Kosova, Yugoslavya Krallığına dahil edildi. II. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde Kosova bölgesinde yaklaşık 500 Yahudi yaşıyordu. 1941’de Kosova, İtalya’nın kontrol ettiği büyük Arnavutluk’a dahil edildi. 1943’te ise Komünist Partizanlar, Kosova’yı Arnavutluk’tan geri aldı. 1944’te Demokratik Federal Yugoslavya’nın bir parçası haline getirmeden önce, Kosova Alman egemenliğine girdi.
II. Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya’daki Yahudi Toplulukları Federasyonu, Belgrad’daki merkez ile kuruldu. Yugoslavya’nın dağılması ve 1990’larda iç savaşın patlak vermesine kadar, Kosova’da yüzden fazla Yahudi yaşıyordu. Çatışmalar sırasında Yahudilerin çoğunluğu Sırbistan veya İsrail’e gitti.
Yahudi mirası
Kosova’da Yahudi mirasını yansıtan çok az sayıda bina ve mekâna rastlanabiliyor. Başkent Priştine’de iki yıkık Yahudi mezarlığının yanı sıra yarım düzine daha mezarlığın tek tük izlerine rastlanabiliyor. Priştine’deki son sinagog, 1963 yılında kentsel dönüşüm sırasında yıkılmış ve yerine parlamento binası inşa edilmiş.
Kosova Yahudi Cemaati Başkanı Votem Demiri
BUGÜN KOSOVA…
Geçtiğimiz yıl 7 Aralık tarihinde Hanuka Bayramı’nın altıncı mumunu yakmak için bir otelde yaklaşık 40 kişi bir araya geldi.
Bugün, Arnavutça konuşan Kosova toprakları, çok küçük bir yüzölçümüne sahip. 14’ü çocuk olan, sadece 56 Yahudi’ye ev sahipliği yapıyor. Yahudi cemaatinin neredeyse tümü, zarif taş köprüler altından akan pitoresk Bristica Nehrinin ikiye böldüğü, şirin, küçük ve derli toplu bir şehir olan Prizren’de yaşıyor.
ABD’nin de yardımıyla, Müslüman çoğunluk Kosova’da açılacak olan ilk sinagogu ve Yahudi müzesini planlayarak, hayata geçirme çalışmalarına başladı. Bu olayın çerçevesinde sponsorlar Prizren’de toplandı.
Hanuka’nın altıncı mumunun yakıldığı bir tören de yapılan toplantı, Kosova’nın küçük Yahudi cemaatinin 72 yaşındaki başkanı Votem Demiri ile Prizren’de yaşayan Müslüman bir kardiyolog Dr. İrfan Daullxhiu ve finans desteği verecek olan yardım derneğinin kurucularından Eş Başkan Steven Aiellon’un katılımıyla gerçekleştirildi. Katılanların üçte ikisi, Arnavutça konuşan Yahudilerle Müslümanlar, geri kalanı ise İsrail’den gelen öğrencilerdi.
Bu girişimle, Osmanlı döneminde yapılan Sinan Paşa Camii ve 19. yüzyıldan kalan Perpetual Succor Meryem Ana Katedralinin restorasyon faaliyeti de aynı projeye dahil edildi. Kosova’nın tek sinagogu ve müzesi de bu proje kapsamında inşa edilecek.
Yapılması planlanan ‘Muzeu Shqiptaro-Hebraik - Arnavut Yahudi Müzesi’, iki milyonluk nüfusun yüzde 95’inden fazlasının Müslüman olarak tanımlandığı bir ülkede ortaya çıkmış olacak.
Cemaat Başkanı Demiri, “Herkese açık, dini bir yapıya sahip olmamızı istiyorum. Özellikle öğrencilerin müzeyi ziyaret etmesini arzu ediyorum. Eserler ve fotoğraflar yoluyla, Yahudi cemaatinin tarihini açıklayacağız. Bu eserleri şimdiden toplamaya başladık” diyor. 2007 yılında tıbbi bir konferans için İsrail’i ziyaret eden, Müslüman Kardiyolog Dr. Daullxhiu da müzeyi destekliyor.
Bölgedeki sıcak ilişkilerin geçmişi
Orta Çağ’da Prizren, Sırp İmparatorluğunun başkenti idi. Yugoslavya’nın dağılmasına kadar Sırbistan, Yugoslavya Federasyonunu oluşturan altı cumhuriyetin en büyüğü idi.
Kosova’da, 2008’teki tek taraflı bağımsızlık ilanına kadar, yaklaşık 3 bin Yahudi Sırbistan’da yaşarken, şimdi Kosova sınırları içinde kalan bölgede 60 kişi var. Nazi işgali sırasında, Müslüman nüfus ülkenin Yahudi vatandaşlarından ve komşu ülkelerden 600 ile 1.800 Yahudi’yi sakladı. Cemaat başkanı Demiri, “Arnavutça konuşan insanların, kurtardığı pek çok Yahudi var. 1941 yılında Makedon bir Yahudi doktoru Nazi POW Kampından kurtaran Kosovalı Müslüman Arslan Resniqi buna bir örnek. 2008 yılında, doktorun torunu tarafından yapılan bir kampanyanın ardından, İsrail’deki Holokost Müzesi Yad Vaşem, Resniqi’yi Uluslararası Dürüst olarak onurlandırdı.”
Demiri’nin Yahudi ve Balkan tarihi konusunda engin bir bilgisi bulunuyor. 1988-92 yılları arasında, Fransa’da Yugoslav Ticaret Odasını temsil etmiş. Paris’te de yaşamış olan Demiri öncesinde 2.600 işçi çalıştıran ve Prizren’in en etkili iş adamı olarak bir tekstil fabrikasını işletmiş. Birkaç bypass ameliyatı geçirmesine rağmen, hâlâ günde iki paket sigara içen yaşlı adam, 1963’te Kosova’nın tek sinagogunun, Priştina’de yeni parlamentoya yer açmak için yıkıldığı günü “17 yaşındaydım. Annemin haberi duyduğunda ağladığını hatırlıyorum. O sırada neler olduğunu tam anlayamamıştım” sözleriyle anlatıyor. 1929 tarihli siyah-beyaz bir fotoğraf, uzun süredir başkanlığını yaptığı cemaatin ofisinde asılı duruyor. Ayrıca odada İngiliz eski Başbakanı Tony Blair ile yakın tarihli fotoğraflarının yanı sıra, İbranice dua kitapları, bir konsol piyano ve Hanukiya yer alıyor. Demiri’nin bir kızı New York’ta, diğeri Tel Aviv’de yaşıyor; oğlu ise Kosova’da. Her cuma Demiri’nin evinde Şabat sofrası kuruluyor. Bazen bir minyan oluşturmakta güçlük çeken cemaate Macaristan sınırına yakın başkaları da katılıyor.
Sinagog ve müze projesi, ABD Yahudilerinin ve Müslümanların desteğini aldı. Demiri’nin evinden, bu yılki Pesah sederi’nde yüz misafirin ağırlandığı Ambient Restoranına Arnavut kaldırımlı patika yoldan beş dakikada ulaşılabiliyor. On dakikalık bir yürüyüşün ardından ise Rruga Hysen Rexhepi’ye varılıyor. Bu sokakta Prizren projesi kapsamındaki sinagog ve müzenin yeri bulunuyor. Söz konusu eski bina, Kosova Kızılhaç’ının hemen yanında yer alıyor. Eski Osmanlı camisi ve Katolik katedrali ile karşı karşıya konuşlanmış vaziyette.
Sinagog ve müzeyi içine alacak iki katlı kompleksin, 300 bin dolara mal olması planlanıyor. Kosova Kültür Bakanlığı projeye 50 bin Euro tahsis etti. Hayırseverler, önümüzdeki birkaç ay içinde inşaatı bitirmeyi umut ediyor. Planlara göre, birinci katta müze, ikinci katta ise Şabat ve bayramlarda açık olan bir sinagog yer alacak. Tüm sergiler İngilizce, Arnavutça ve İbranice açıklamalarla yapılacak. Giriş ücretsiz olacak.
Orta Çağ’da Bizanslılar tarafından fethedilen, daha sonra Bulgarlar, Sırplar ve Osmanlılar tarafından yönetilen kara ülkesi Kosova, bugün dünyadaki en Amerikan yanlısı ülkelerden biri. ABD eski Başkanı Clinton’un 10 metrelik bir heykeli, başkent Priştine’nin aynı ismi taşıyan bulvarının girişinde duruyor. Kosova’nın başkenti ve en büyük şehri olmasına rağmen, Priştine’de bugün bakımsız durumda olan, 70-80 kadar mezar taşının olduğu bir yamaç mezarlığı dışında, Yahudilerden kalan hiçbir şey yok. Priştine’de yaşayan Yahudi erkek berberi Fatos Jusufi, “Gerçeği söylemek gerekirse, Priştine’da çok az Yahudi var” diye anlatıyor. Eskiden annesinden İbranice öğrenen, ancak nadiren konuşma şansı bulduğunu söyleyen Jusufi, “Tüm Kosova’da ondan fazla Yahudi aile yaşamıyor, gerçekte kimin Yahudi olup olmadığını çok iyi biliyorum” diye ekliyor. Priştine’de ayrıca, parlamentonun zemin katında, Arnavutça, Sırpça, İngilizce ve İbranice olarak yazılmış, mermer bir anıt var. Sinagogun,1963 yılında yıkılmasından önce durduğu yeri işaret ediyor. Ayrıca Kosova Yahudilerinden Bergen Belsen Toplama Kampında öldürülen 92 Holokost kurbanının adlarının yazılı olduğu bir plaket de var.
İsrail, henüz devlet olarak Kosova’yı tanımamasına rağmen, Yahudi Cemaati Başkanı Demiri, Sırbistan ile uzun zamandır süren anlaşmazlığın çözülmesinin, Kosova’yı İsrail turizmi ve yatırımına açabileceğini ve aynı zamanda Yahudi geçmişine duyulan ilginin yeniden ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
“Hem Kosova, hem de İsrail genç millet ve her ikisi de düşmanlarla çevrili. Ancak ikisi de ABD gibi güçlü dostlar sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı” diyor ve ekliyor, “Size söylüyorum, İsrail’in bizi tanıması an meselesi.”