Ahmet Ercanlar gözünden bir Fenerbahçe değerlendirmesi

Spor
11 Mart 2020 Çarşamba

Fenerbahçe’de Ali Koç’un gelişi büyük bir heyecan yaratmıştı. Fenerbahçe Ali Koç ile birlikte Avrupalı bir kimliğe bürünecek ve başarılar ardı ardına gelecekti. Gerçeklerin böyle olmadığı çok kısa bir sürede anlaşıldı. Teoriler ve pratikte yaşananlar birbirini tutmamıştı. Comolli ile bir sohbetimde bana şu cümleyi kurmuştu: “Geçen gün Tottenham başkanı aradı. Onunla konuştum. Sonra Malatyaspor maçına gittim. Düşünebiliyor musun?” Bu küçümser tavır transferlere, Samandıra’daki yönetime de tesir etti. Comolli futbolu çok iyi bilen, scout’luktan gelme bir futbol adamı. Ancak Türkiye Ligi’ni kolay başarı elde edebileceği bir yer olarak görmesi çok kısa sürede kredisinin tükenmesine neden oldu. Teknik direktör seçimlerindeki hatalar, idari kadro seçimlerindeki hatalar, transferlerdeki hatalar Başkan Ali Koç’un da çok zorlu dönemler yaşamasına neden oldu. İletişimdeki hatalar da buna eklenince Başkan Ali Koç hiç istemese de Ersun Yanal ile çalışmak zorunda kaldı. Ersun Yanal, Fenerbahçe ile tarihe geçen bir dönem yaşamıştı. Nisan ayında kazandırdığı şampiyonluk ile Fenerbahçe’de unutulmaz arasına girmişti. Ama insani ilişkilerinde yaşadığı sıkıntılar da unutulmamıştı. O dönemin futbolcuları Ersun Yanal’ı samimiyetsiz bulduklarını bir toplantıda dönemin başkanı Aziz Yıldırım’a da iletmişti. Yine de gelişi büyük heyecan yaratan Yanal bu beklentileri neden karşılayamadı? Bunun çok fazla yanıtı var. Kulübün içinden geçtiği ekonomik durum, istenilen transferlerin yapılamaması, Samandıra’nın mabet olma özelliğinden eser kalmaması bu başarısızlıkta etken olarak sayılabilir. Bunların yanı sıra Ersun Yanal’ın taktiksel bilgi konusunda çağın gerisinde kalması, rakip analizlerinin çok iyi yapılamaması da başarının gelmemesinde etken.

Türk futbolu her geçen gün gelişiyor. Bu gelişime ayak uyduramayan TFF ve hakem camiasını da bu başarısızlıktaki etkenler arasında sayabiliriz. Bu konuda Başkan Ali Koç ve Fenerbahçeli taraftarlar büyük bir mücadele verirken futbol takımından da sahada aynı direnci beklediler. Ersun Yanal’ın bu dönemde iyi bir liderlik yapabildiğini söylemek güç... Bu kavgalar verilirken Beşiktaş maçı sonrası yaptığı gereksiz çıkış ve yönetimle karşı karşıya gelmesi bir liderin yapmaması gereken bir hataydı. Futbolcular cin gibidir. Ersun Yanal’ın gideceğini düşünmeye belki de o gün başladılar. Çünkü Ersun Yanal o çıkışının devamını getiremedi ve geri adım atmak zorunda kaldı. Futbolcular Yanal’ın yeterince adil olmadığını ve takımdaki rekabeti yaratamadıklarını da düşünüyordu. Takımda yaratıcı oyuncu eksikliği yaşanırken Zajc’ın tam 17 hafta tek bir dakika bile alamaması, Tolgay’ın tüm sezon 24 dakika oynamışken Galatasaray maçında bir anda kendini ilk 11’de bulması, Tolga Ciğerci’nin sol kanatta oynadığı her maçta başarısız olmasına rağmen ısrarla oynatılmaya devam edilmesi, Adil Rami’nin bir türlü forma şansı bulamaması ve ayrılması ve en önemlisi özellikle kulübede olan oyuncular Ersun Yanal’ın kendilerine o şansı vermeyeceklerine inanması takımın birlikteliğinin önüne geçti. Zaten hakemler ile çok büyük sorun yaşayan Fenerbahçe’nin direncini düşüren en önemli etken bu düşük rekabet ortamıydı. Konuştuğum bir futbolcu bana şunu söylemişti: “Takımda oynayan oyuncular ile oynayamayan oyuncular arasında büyük bir iletişim sorunu var. Ersun Yanal bu konu ile ilgilenmiyor bile.” Peki, kim ilgilenecekti bu sorunla? Samandıra’da bu tarz sorunları çözecek bir ekip var mıydı? Olmadığını zaten sahaya yansıyan görüntülerle anlayabilirsiniz... Mesela takım arkadaşları başka bir oyuncu ile tartışırken ya da rakip oyuncuların arasında hırpalanırken oraya gitmeye tenezzül bile etmeyen, takımdaşlık duygusunu taşımayan oyuncularla başarı nasıl mümkün olabilir ki?

 Başkan Ali Koç artık çok başka bir Samandıra yaratmak zorunda. Yeni bir teknik direktör getirip onu da bu kötü futbol ortamına, cadı kazanına dönen Samandıra’ya atmak başarıyı getirmez. Önce Samandıra yeniden bir mabet haline getirilmeli sonra da orada güçlü bir huzur ortamı yaratılmalı. Arkadaşlık bağlarını güçlendirecek, tutkal olacak isimler Samandıra’da görev almalı. Fenerbahçe bu konuda eski sporcularından da destek almalı. Aksi takdirde Guardiola da gelse bu gayya kuyusundan çıkamaz. Başkan Ali Koç için son iki sezon çok büyük bir tecrübe oldu. Aynı hataları bir kez daha yapacağını düşünmüyorum. Daha güçlü bir Fenerbahçe için güçlü ve başarı kazanmış bir Ali Koç şart...

**

Ahmet Ercanlar kimdir?

22 yıldır medyada çeşitli görevlerde bulunan Ahmet Ercanlar, İstanbul İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. On yıla yakın Hürriyet Gazetesi'nde Fenerbahçe muhabirliği yapan Ercanlar, daha sonra ise Haber Global’de Kontra programında yorumculuk yaptı.

‘Sansürsüz Futbol’ adlı bir YouTube kanalı olan Ercanlar Fenerbahçe hakkında paylaşımlar yapmakta.

İki çocuk babası olan Ercanlar, ‘Ali’ ve ‘Bana Fenerbahçe'yi Anlat’ başlıklı iki kitap da kaleme aldı.

 

 

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün