Kara Veba’dan Korona’ya: “Karantina” kelimesinin ilginç dilbilimsel tarihi

Birçoğumuzun belki de pek sorgulamadığı ama günlük kullanımının şu sıralar zirvede olduğu “Karantina” terimi aslında çok ilgi çekici bir hikâyeye ve eski bir tarihçeye sahip.

Perspektif
24 Mayıs 2020 Pazar

Liza Cemel

 

Son zamanlarda dilimizden düşmeyen “Karantina” kelimesinin hiç nereden geldiğini düşündünüz mü?

Tarihte kısa bir yolculuğa çıkalım ve yaklaşık 670 yıl öncesine, dünyayı kasıp kavuran “Kara Ölüm” zamanına gelelim. İşte o zaman, “Karantina” kelimesinin dilbilimsel tarihini biraz olsun keşfetmiş oluruz!

1346-1353 yılları arasında etkisini kuvvetli bir şekilde sürdüren ve çoğu kaynağa göre tahmini 75 ila 200 milyon kişinin ölümüne yol açan “Kara Veba”, insanlık tarihinin en ölümcül salgınlarından biriydi. Yıkıcı etkisiyle akıllara kazınan bu veba salgınını, nispeten çok daha az bir hasarla şimdi bizzat biz yaşıyor gibiyiz. 

Güney Asya’da ortaya çıktığı tahmin edilen ve İpek Yolu üzerinden yayılmaya başlayan bu salgın, Kırım’a ulaştıktan bir süre sonra Cenevizli tüccarların gemilerindeki siyah farelerin taşıdığı pireler yoluyla Akdeniz havzasına, Batı Asya’ya, Afrika’ya ve Sicilya üzerinden de Avrupa’ya ulaşmıştı. 

Koronavirüsünün büyük hasarlara yol açtığı Kuzey İtalya, Kara Veba zamanında da en büyük kayıpların olduğu yerlerden biriydi. Devletlerin çeşitli politikalar uyguladığı bu dönemde, bir benzeri de 1377 yılında yürürlüğe giren Venedik Cumhuriyeti politikasında görülmüştü. Bu politikanın amacı, Venedik kıyısını, enfeksiyon ve hastalık bulaşma riski taşıyan kıyılardan korumaktı. Kökenini Latinceden alan ve İtalyanca’da “Quaranta giorni”, 40 gün anlamına gelen bu süre zarfı, kıyıya ulaşan gemilerin bekleme süresi ve “Karantina” kelimesinin de doğuş hikayesini açıklamaktadır. 

Aslında vebanın ilk çıktığı zamanlarda, bugünkü Hırvatistan sınırlarında olan Dubrovnik ve o zamanın Venedik Cumhuriyeti himayesinde olan kıyı kenti Ragusa’da bu önlem 30 gün olarak uygulanmış ve ilerleyen yıllarda 40’a çıkarılmıştı.

Zenginliğini ve gücünü deniz ticaretine borçlu olan Venedik Cumhuriyeti, Kara Veba döneminde fazlasıyla savunmasızdı. Nitekim, yayılma hızını azaltmak için kişinin kendini toplumdan ve özellikle kalabalık ortamlardan soyutlaması yalnızca günümüz pandemisine özgü değildi. Şimdi olduğu gibi, o zamanda da en etkili çözümün, sosyal mesafeyi korumak ve özellikle hastaların ayrı tutulması olduğuna karar verilmişti. Bu sayede sağlık sorunlarının önüne geçmek ve ekonominin devamlılığını biraz olsun sağlamak amaçlanıyordu.

Hepimizin hayatını farklı boyutlarda sarsan, beklenmedik sonuçlara ve büyük ölçüde plan değişikliklerine yol açan günümüz salgını, medikal ve teknolojik gelişmeler sayesinde Kara Vebaya nazaran farklı bir boyutta. Ama yine de bu hadise, tarihin belli bir ölçüde tekerrür ettiğinin de göstergesi.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün