Medyada İnteraktivite ve Endişeler

Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Son dönemde internette birçok haber sitesinde “yorum yazma” bolümleri oldukça popüler oldu. Bir habere 100'ü aşkın eleştiri gelebilmekte, yorum “yazar”ları yazdıklarını takip etmekte ve hattâ kullanıcılar birbirlerine dahi lâf atabilmekteler. Elbette, haber sitelerinin kullanıcılarına söz hakkı vermesi olumlu bir yaklaşım; ne var ki yazılan yorumları irdelediğimizde, sonuçlar kimi zaman fazlasıyla düşündürücü olabiliyor...
İnternet, kullanıcılarının kimliklerini rahatça saklayabileceği ve bol kepçeden, arzu ettikleri gibi yayın yapabilecekleri, yazı yazabilecekleri bir ortam... Nitekim internetin şu 10 yıllık kısa tarihinde, sanal ortamdan yola çıkarak gündeme akseden birçok haberi birlikte izledik. Haber alma, e-posta, eğitim, eğlence, bilgi içeriği yönünden hârikûlade bir ortam olan internet; ahlâka aykırı siteleri, yanlı-ideolojik yayın yapan siteleri, ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileşimlere yol açabilecek sayfaları ve araçlarıyla da önümüzdeki senelerde de ciddî sorunlar doğuracağa benziyor. Bu perspekttiften bakıldığında bilimsel ve tarafsız haber ilkeleriyle yayın yapan basın kuruluşlarının siteleri son derece yararlı.... Kullanıcılarına yorum yapma şansı vermeleri, interaktif bir ortamı doğruyor, doğru... Ne var ki takip edebildiğim kadarıyla bu intetaktif yaklaşım, kimi kullanıcıların ya bilinçsizce yazmalarına neden oluyor ya da sahici bir kötü niyet ve potansiyel bir tehlikeye işâret ediyor. Kaldı ki “medya” adı altında yanlı yayın yapan ve birtakım çarpıtmalarla haber yayınlayan siteleri ele aldığımızda durum daha da kötüleşiyor. Tahminimce ortaya dökülen kötü niyet ve bu çerçevede gelişen etkileşim, tıpkı zamanında basılan örneğin kışkırtıcı, yanlı veya antisemit yayınlar gibi, toplum genelinde istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Elbette gazete gibi yazılı yayınlarla beraber, böylesi cehalet dolu, dar bir pencereden dünyaya bakan düşüncede bireyler her zaman vardı; ama benim endişem sanal ortam aracılıyla böylesi bir zihniyetin kollektif bir zemin bulması; bundan da öte pratik hayatta bir eylem şeklinde karşımıza çıkması...
Sizce paranoya mı yapıyorum? Bana katılmıyor olsanız bile, böylesi internet sitelerinde bol kepçeden, peşin yargılı ve atıp-tutan yazıları nasıl değerlendirmeli? Gelip geçici bir moda olarak mı? En basitinden tarihte ufak çaptaki antisemit hareketlerin de gelip-geçici bir moda olduğu düşünülmemiş miydi öncelikle? Günümüzdeki tüm bu modern saydığımız düzen ve ağlarla örülü iletişim ortamı gerek bireysel gerekse toplumsal olarak birtakım ırkçı, antisemit, ideolojik içerikli tehlikeleri azaltıyor mu? Tüm bu modern ve güçlüymüş gibi görünen 21. yüzyıl düzenine aldanmamız gerektiği düşüncesindeyim; çünkü kültürel düzeyde ne kadar evrimleşirsek evrimleşelim, beraberinde aynı şekilde insanın içindeki nefret, düşmanlık, savaş ve yok etme dürtülerinin de evrimleştiği kanaatindeyim.
Yazıyı sonlandırmadan önce tüm sağduyu taşıyan ve basın-yayın meslek ilkelerini edinmiş yayın kuruluşlarına bir çağrıda bulunmak isterim. İnteraktif bir ortamda, okurlarınıza yorum yazma hakkı vermenizi destekliyorum; fakat bu tür yorumların daha sıkı denetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Nasıl ki bir münazarada belli kuralar vardır veya belli platormlarda kişileri ve toplumları rencide etmeyecek ifadelere yer vermemek üzere dikkat edilir; aynı anlayış sitede yazılan yorumlar, yayına verilmeden önce benimsenebilir. Aksi hâlde, doğabilecek potansiyel olumsuz sonuçlardan medyanın da sorumlu olacağı aşikâr bir gerçek...
Yazımın, sağlıklı bir iletişim ortamı yaratmak adına bir vesile olması temennisiyle...