Bir gösterinin ardindan...

Marsel RUSSO Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bundan yirmi yüzyıl kadar önce Yahudiler Roma İmparatoru Titus’un orduları tarafından topraklarından sökülüp atıldılar ve sürgünde yaşamaya mahkum edildiler. Yahudi yaşantısının odağı Kudüs’teki Büyük Tapınak Beit Hamigdaş’ın yakılıp yıkılması günümüze kadar süregelen uzun ve çileli  diaspora yaşantısının başlangıcı oldu.
Dünyanın dört bir tarafında değişik birçok uygarlığın ve toplumun hemen yanı başında, onlarla aynı havayı soluyarak yüzyıllarını yüzyıllara kattı Yahudiler… Avrupa’nın bağrında, Arabistan’ın ıssız çöllerinde, ya da Rusya’nın sonsuz steplerinde, tarihin her döneminde yaşanan savaşlar sınırları değiştirir, insanlar ve uluslar bir o yana bir bu yana savrulup giderken, Yahudiler, Tora’nın kendilerine emrettiği yaşantıyı devam ettirmek, geleneklerini kendilerinden sonra gelen nesillere aktarabilmek için çabaladılar…
Birçok kez, farklı bir inanca sahip oldukları için aşağılandılar, ayrı tutuldular, toplumsal yaşantıya dahil edilmediler. Yakın bir geçmişe kadar birçok meslekten ve hatta eşit vatandaşlık haklarından men edildiler. Buna rağmen umutlarını yitirmediler. Neşeli olmanın, sevmenin, olaylara olumlu bakmanın içinde bulundukları duruma takınılabilecek  en doğru duruş olduğunun bilincinde yaşadılar.
Geçtiğimiz hafta, Şemeş Karmiel grubunun dans gösterisini izlerken, ilhamını bu duruştan alan muhteşem kültürel bir senteze tanık olduk. Doğal olarak içinde yaşadığı birçok toplum ile etkileşime giren Yahudi kültürünün ulaştığı zenginlik ve evrensellik sahnede elle tutulur bir hale gelmişti adeta. Arap ülkelerinde yaşayan Yahudilerin kıvrak oryantal havalarına, Ladino romansları eşlik ediyor ; Doğu Avrupa Yahudilerinin mistik derinlik içeren folkloru ile hepsi bir arada, bir bütün oluşturuyordu…  O kültür, kendisini yok etmek için her defasında daha sert, daha acımasız bir şekilde üstüne üstüne gelenlere nispet edercesine, sanki varlığını dansa dökmüştü…
Ne yazıktır ki, tarihin hiçbir kıvrımında Yahudi kültürü gereği gibi tanınmamış, Yahudilerin insanlığa yaptıkları sanatsal, düşünsel, bilimsel katkılar her defasında antisemitik girişimler tarafından şu veya bu şekilde gölgede bırakılmıştır…
“Sun Rise Sun Set – Güneş Doğar Güneş Batar” : Hayatın bu umut yüklü monoton çarkı, günleri birbirinin ardı ardına sıraya dizerken, zamanın acımasız “tiktakı”, eski Mısır’dan başlayan antisemitik zenginlik karşısında, bugünlere ulaşma başarısını ve becerisini gösteren Yahudi geleneklerini, kültür ve değerlerini  muzaffer kılmıştır.