Hayaller kurdum, genç kalmalari dileğiyle...

22 Temmuz seçimlerine yaklaşık bir aylık bir süre kaldı. Bu süreçte tarihi günler yaşamaya devam ediyoruz... Bir yandan siyasette ciddi bir hareketlilik yaşanırken, öte yandan `terör` ülke gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Belirsizliklerin son bulduğu, huzur ve refahın pekişeceği bir ortamı sabırsızlıkla bekliyorum.

Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

22 Temmuz seçimlerine yaklaşık bir aylık bir süre kaldı. Bu süreçte tarihi günler yaşamaya devam ediyoruz... Bir yandan siyasette ciddi bir hareketlilik yaşanırken, öte yandan “terör” ülke gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Belirsizliklerin son bulduğu, huzur ve refahın pekişeceği bir ortamı sabırsızlıkla bekliyorum.
Geçtiğimiz haftalarda ANAP ve DYP’nin birleşmesi ile DP’nin kurulacağını bir sevinçle karşıladık. Ne yazık ki bu birleşim, çok kısa zamanda yerini ayrılıklara, istifalara bıraktı. Sonuçta ANAP seçimlerden çekildi, Anayasa Değişiklik Paketi’nin gölgesinde milletvekili listeleri hazırlanıp, açıklandı. Birçok isim partisine küstü, kimileri ayrıldı, gazeteler olan biteni “deprem”e benzetti. Ben bu “deprem”e biraz daha farklı bir açıdan bakıyorum. Nasıl ki coğrafya bilimi için deprem yapıcı güçler arasındaysa, tüm bu istifa, küskünlük sürecini akan bir cerahate benzetiyorum. Eğer birtakım ciddi anlaşmazlıklar, görüş ayrılıkları varsa, er veya geç ortaya çıkacaktı. Partiler, ideolojilerini, hedeflerini ve kadrolarını sağlam temeller ve değerler üzerine oturtabilmeli. Kazanan toplum ve demokrasi olabilmeli. Sandıkta son sözü halk söylüyorsa eğer, bu “gerçek” asla gözardı edilmemeli.
Elbette tüm gelişmelere, siyasi partilerde olduğu gibi aynı yapıcıkla bakamıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde CHP’nin çabası unutulmayacak nitelikte. Mecliste 1/3’lik grup, 2002 seçimlerinde geride kalan %66’lık “azınlığa” sahip çıktı. Ne var ki yeni cumhurbaşkanının seçilememesi sonucunda, anayasanın belirttiği üzere seçimlere gidilirken, aynı anda cumhurbaşkanlığı seçim süreci üzerinde de radikal değişikliklere gidildi. Elbette cumhurbaşkanını halkın seçmesi üzerinde durulacak olumlu bir düşünce. Yine de %34’lük bir oy oranıyla başa gelen bir iktidarın böylesi değişiklikleri alalece gerçekleştirmek istemesini anlamakta zorlanıyorum. Anayasa değişikliği paketi CHP’nin itirazı üzeri bir kez daha anayasa mahkemesinde. Olur da bir referandum gündeme gelirse, en sağlıklı ve doğru olanının gerçekleşmesini diliyorum.
Seçimler yaklaşırken, belirttiğim gibi partilerin milletvekili adayları listeleri açıklandı. Her ne kadar partiler ve onların başındaki liderler seçim sürecinde başı çekse de, bu listeleri incelemenin önemi var. Çoğumuzun mitinglerden, benim İstanbul Üniversitesi aracılığıyla tanıdığım değerli hocalarımız Prof. Dr. Necla Arat ve Prof. Dr. Nur Serter’i CHP’nin listelerinde görebilmek beni çok sevindirdi. Bir öğrenci olarak desteğim, hocalarımı mecliste görebilmekten yana...
Son dönemdeki etkin muhalefetinden sonra CHP’nin yakın dönemde gerçekten bir hayli güçlendiğini kanaatindeyim. Henüz sokaklarda propogranda dönemi tam olarak başlamadı, ama eli kulağındadır. Umarım CHP, hedeflerini, vaatlerini, yeni yasama döneme dairlerini en etkin biçimde anlatır ve halka iletişimlerini en güçlü seviyede tutar. Zira, buna son derece ihtiyaç var.
Hayaller, onu kuranlardan çok daha çabuk yaşlanır ve ölürlermiş. Oysa biz gençlerin daha nice hayali, isteği var. Tüm mücadelemiz, onları yaşatmaktan yana. Yaz dönemine girmeden önce, bu hafta kaleme aldığım son köşe yazım. Eylül’de belki de her zamankinden “çok daha yeni” bir döneme başlayacağız gibi görünüyor. Beklentim terörün son bulduğu, siyasette dengelerin kurulduğu, Cumhuriyet’in, laikliğin ve çağdaşlığın ilkelerini her alanda taşıyan bir iktidarı ve yine aynı değerler doğrultusunda bir cumhurbaşkanının seçildiğini görebilmek.
23 Temmuz sabahı “aydınlık” bir güne uyanmak ve Eylül’de görüşmek üzere sevgi, saygı, dostlukla...