Tanrı inancının bir kez daha kalplerimize mucizelerle işlendiği çok önemli bir peraşayı daha okumanın önemini idrak ettiğimiz bu haftada Kızıldenizin veya Sazlıklar denizinin veya adı hangi deniz ise yırtılmasını okumaktayız. Bu noktada bu mucizenin Tanrı tarafından gerçekleştirildiğini anlamamız gereklidir. Çünkü Keriat yam suf hiçbir şart ve koşul altında basit bir gel-git olayı olarak değerlendirilemez. Tora’da yazılı olan "veamayim laem homa miminam umisemolam" su onların sağında ve solunda bir duvar gibiydi cümlesi denizin faaliyetlerine devam ettiğini sadece atalarımızın geçişine müsaade etmek için ortadan yırtıldığını bizlere göstermektedir. Atalarımız denizin içindeki her şeyin yerli yerinde durduğunu, kurumadığını gözleri ile görmüşlerdir. Burada bilginlerimiz tarafından söylenen bir söz vardır. Yehezkel ben Buzi’nin gördükleri, Keriat yam suf olayında basit bir insanın gördükleri yanında bir hiç sayılır. Yukarıda adı geçen Yehezkel ben Buzi Yehezkel kitabının sahibi peygamber Yehezkel’in ta kendisidir ve kendisine peygamberlik geldiği zaman inanılmaz bir rüyet ile göklerin açıldığını ve oradaki vizyonları görmüştür.
Tanrı çoğunlukla mucizelerini doğal yollarla gerçekleştirir. İnsanoğlu bu mucizelerin varlığını daha sonra idrak eder. Ancak eğer Tanrı o mucizede direkt olarak olaya müdahale ederse dünyanın düzeni o anlık değişir. Bu tip mucizelere Tora’nın satırlarında birkaç kez rastlamaktayız. Moşe Rabenu kayaya konuşmayıp iki kez vurduğunda Tanrı olaya müdahale etmiş ve yeryüzündeki bütün kayalardan sular fışkırmıştır. Bu mucize doğal yolla gerçekleşen bir mucize değildir. Keriat yam suf olayı da doğal olaylarla hiçbir ilgisi bulunmayan mucizeler grubuna girer. Tanrı olaya müdahale ettiğinde yeryüzündeki bütün suların yırtıldığını görmekteyiz.
Bu mucizenin gerçekleşmesinin de bir takım nedenleri vardır. Yehuda kabilesi lideri Nahşon ben Aminadav ve hemen arkasından Binyamin kabilesi lideri Avidan ben Gidoni’nin denizin sularına atlayarak Tanrı inancını nasıl taşıdıklarını göstermeleri halkı derinden etkiler, halk teşuva kapılarını zorlar ve kendilerini denizin sularına atarlar. Deniz boğaz sınırına geldiğinde Tanrı denizin yırtılmasını sağlayacak emri verir.
Bir başka neden de Yosef ile bağlantılıdır. Yosef’in doğa şartlarını hiçe sayarak Potifar’in eşi ile ilişkiye girmemesinin zehutu yine doğa şartlarının hiçe sayılarak denizin yırtılmasına neden olmuştur.
Son olarak bu haftanın Aftarası olan "Vataşar Devora" ile ilgili bir cümle ekleyelim. İzmir’in en büyük Tora bilginlerinden, ölüm yıldönümü olan bu günde kendisini saygı ile andığımız Rav Hayim Palaçi Tanah’ın açıklamalarını verdiği Tnufat Hayim kitabında Devora’nın adının Barak’ın adından önce yazılmasının Devora’nın peygamberliğinin Barak’ınkine oranla daha üstün olmasından ileri geldiğini kaydeder. Bu da bizlere Tanah’ta ve toplumda kadınlarımızın gücünü ispatlar.