Ezeli Rekabet!

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
14 Mayıs 2008 Çarşamba

Eminim hepiniz şampiyonluğun hikayesini veya tamamını yakından biliyorsunuz. Hatta bütün sene maçları yakından takip etmişsinizdir. Açıkçası bu seneyi değerlendirmek gerekirse, bu yılın iki şampiyonu var denebilir. İkincisi, tabii ki Sivas.

Ülkemizde futbol kalitesinin gözle görülür bir düşüş içinde olduğu, herkes tarafından kabul görmektedir. Hal böyle olunca düşük seviyedeki futbolun farkı da teknikten çok, hırs ve heyecan ile ortaya çıkıyor. İşte karşımızda iyi motive olmuş iki ekip ve kazandıkları başarılar. Galatasaray Avrupa’da harikalar yaratan Fenerbahçe’nin önünde ligi hem de teknik direktörsüz şampiyon bitiriyor. Bu gerçekten tarihe geçecek bir başarıdır.

Galatasaray, uzun zamandır kötü yönetiliyor. Bu Galatasaraylılar tarafından bile kabul edilmiş gerçek. Gelen yeni yönetim ise, hem geçmişteki hatalardan iyi dersler çıkardığını hem de dünya futbolunda çokça kabul gören başarıyı nakite dönüştürmede başarılı olduğunu, bu şampiyonluk sayesinde taraftarlara bir kez daha ispatladı. Bu yeni yönetim anlayışı ve yapılmakta olan yeni stat ile Fenerbahçe’nin ekonomik olarak çok gerisinde kalan Galatasaray, önümüzdeki yıllarda aradaki bu açığı kapatmak için en azından önünde bir ümit ışığı yakmışa benziyor.

Fenerbahçe’nin tarihine baktığımızda, kendileri açısından Avrupa’da oldukça başarılı bir yıl geçirdiğini kabul edebiliriz. Fakat Avrupa’da söz sahibi olabilmek için sürdürülebilir başarı gerekmektedir. Bunun içinde takım sahaya çıktığı zaman her ne kadar o futbolcuların bonservis bedelleri ve takımın ekonomik büyüklüğü önemli olsa bile istek ve arzu bir takım için vazgeçilmezdir. Bunun da maddi olarak bir karşılığı yoktur.

Fenerbahçe’nin  ülke futbolunu daha ileriye götürebilmesi için, Avrupa’da daha önce bu ülke tarafından yaşanılmamış başarıları getirmesi gerekmektedir. Aksi taktirde Fenerbahçe’nin zengin seyircisi bir zaman sonra bu pahalı oyuncaklardan sıkılabilir.

Ya da Galatasaray güçlü bir ekonomik yapı oluşturmaz ve Avrupa’daki başarılı günlerine geri dönmez ise, gelecek onun içinde pek de parlak olmayabilir.

Önemli olan; gelecekte kazanılması beklenen başarıların daha bugünden kabul edilip, kazanılmış gibi görülmemesidir.

Aksi taktirde, sonu gelmeyen futbol sohbetlerinde kimi benim stadım, benim param, benim Brezilyalım diye kendini övecek kimi de hala yedi sene önceki UEFA kupasından süper kupadan bahsedecek. Biz de kendi kendimize eğlendiğimiz bir ligte futbol seyredeceğiz.