Herşeye rağmen...

Seçilmeden önce , ABD’de alt yapı çalışmalarına önem vereceğini ve özellikle yeşil olarak bilinen çevreci politikalara yönelerek ekonomiyi düzlüğe çıkartacağını söyleyen Başkan Obama kendini kasoun içerisinde buldu.

Alber NASİ Köşe Yazısı
4 Şubat 2009 Çarşamba

Seçilmeden önce , ABD’de alt yapı çalışmalarına önem vereceğini ve özellikle yeşil olarak bilinen çevreci politikalara yönelerek ekonomiyi düzlüğe çıkartacağını söyleyen Başkan Obama kendini kasoun içerisinde buldu.

Barack Obama göreve başlar başlamaz bazı ekonomik planları gündeme getirdi. Ekonomik programlar ne yazık ki  daha önceki ABD hükümetinin öne sürdüğü ekonomik programların devamı niteliğinde...

ABD bankacılık sektörünün ve dolayısıyla Wall Street ve New York’un uygulanan programlarla dünya üzerinde olan ekonomik krizden çok daha derin bir yara alacağı muhakkak.

Bu arada şaşırtıcı şekilde kapitalizmin kuralları dışında,  çürümüş olan bazı şirketlerin ümitsizce kurtarılmaya çalışıldığına şahit oluyoruz. Oysa özellikle teknolojik olarak içi geçmiş ve kardan çok zarar getiren firmaların kurtarılmaya çalışılması ise dipsiz kuyuları tek tek atılan çakıl taşlarıyla doldurmaya çalışmaktan farklı değil.  

ABD ve Avrupa’nın adım atmaktaki  zaafiyetleri, bir şey yapmaktan çok bir şey yapmak için sadece çabalamaları ne yazık ki oluşan güvensizlik ortamının kalıcı olmasına ve global ekonominin 2010’un 2.yarısından önce düzlüğe çıkmasını engllemektedir.

Bu süreç içerisinde ABD dolarının, Avrupa Birliği’nin ve Euro’nun, IMF’nin ve var olan sistemin derinlemesine sorgulanacağına emin olabiliriz. Bu arada bilinçli ve eğitimli milliyetçi nüfusa sahip Avrupa’nın kötü  ekonomik koşullar altında birliğini ne kadar sürdüreceği belli değil.

***

Bu arada özellikle Türkiye’de büyük patırtıya yol açan İsrail’in Hamas operasyonu sonrasında bir barış olmasa da uzun vadeli bir ateşkesin sağlanacağı muhakkak.

Obama’nın seçim sonrasında özellikle Müslümanlara verdiği mesaj nerdeyse George W. Bush’un verdiği mesajın tam tersi. Ailesinde Müslümanların olduğunu özellikle vurgulayan Obama Müslümanlığa karşı olmadığını özellikle belirtmesi ABD’nin Ortadoğu Barış Süreci’ndeki rolünün yeniden  konumlandırılmasında önemli bir yer tutar.

Yeni dönemde İslami terör gibi söylemlerin azaldığını ancak Hamas gibi bazı örgütlerin terörist kabul edilmeye devam edildiğini göreceğiz.

Yine İsrail’in Hamas’a yönelik operasyonuyla ilgili olarak son birkaç haftadır Türkiye’de yaşayan Yahudiler olarak gerçek bir yüzleşmeyle karşı karşıya kaldık. İsrail ile Filistinliler arasında yaşananlar nasıl olduysa oldu bir anda,  medyanın  da gazlamasıyla  geniş toplumda aşırı sayılabilecek dozda bir Yahudi düşmanlığına dönüştü. Hangi çevrede ve sosyo ekonomik düzeyde olursa olsun şu anda Türkiye’de hayatta olan hiçbir Yahudi’nin hissetmediği Yahudi düşmanlığı hissedildi.

Başka bir deyişle kalıtsal olarak genlerimize işlenmiş korkularımız bir şekilde gün yüzüne çıkmış oldu. Oysa bu korkularımızın aslında pek de faydası olmadığını korktukça ve kaçtıkça kaderimizi kabullenmiş olacağımızı de bilmemiz gerek. Dünyanın neresinde olursa olsun Yahudi dininin mensubu olmak o veya bu ebepten zordur. Untulmamalıdır ki, zorluklarla mücadele etmek ve herşeye rağmen hayatta kalmak insanları güçlendirir.