Yaz barışı

Bu yaz Ortadoğu’da keyifler yerinde. Tam iki yıl önce her gün onlarca insan bomba ve füze yağmurunda ölüyordu. Bu yaz Hizbullah’ın Nasrallah’ı kaçırdığı iki askerin naaşlarını iade etmeye karar verdi. Karşılığında Olmert hükümeti terör eylemlerine karışmaktan hapis yatan beş Lübnanlı’yı iade ediyor. Hiçbir şey olmamış gibi eski hesapları kapatıyorlar. İnsan soruyor: Madem böyle güzel güzel anlaşacaktınız, neden savaştınız?

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
16 Temmuz 2008 Çarşamba

Bu yaz Ortadoğu’da keyifler yerinde. Tam iki yıl önce her gün onlarca insan bomba ve füze yağmurunda ölüyordu. Bu yaz Hizbullah’ın Nasrallah’ı kaçırdığı iki askerin naaşlarını iade etmeye karar verdi. Karşılığında Olmert hükümeti terör eylemlerine karışmaktan hapis yatan beş Lübnanlı’yı iade ediyor. Hiçbir şey olmamış gibi eski hesapları kapatıyorlar. İnsan soruyor: Madem böyle güzel güzel anlaşacaktınız, neden savaştınız?

...

Yaz barışının sebebi koltuk.  Arap halklarının en popüler lideri Hasan Nasrallah, silahlarını İsrail yerine Lübnan’a doğrultunca façayı bozdu. Olmert için ise İsrail güvenlik güçlerinden bir yetkili gazetelere ‘sade vatandaş olsa çoktan kodesteydi’ diyor. Ehud, yıllarca kafaladığı zenginlerin ve STK’ların paralarıyla dünyayı gezmiş. Üstelik aynı seyahatleri birden çok kişiye ödettirmiş. Üçüncü kez sorgulandı, yakında sahtekarlıktan yargılanacak.

Koltuk gitti gidiyor, yıl sonunu çıkarması zor. İyisi mi tarihe barışçı bir iz bırakayım der gibi...

Bush deseniz dünyaya yaşattığı harika sekiz yıldan sonra, fırtınalı yolculuktan çıkıp limana yaklaşan yelkenci edasında elini dümenden çekmiş, süzülüyor. 

Çetenin yeni üyesi, egosu boyunu kat kat aşan Sarkozy fırsatçı mı fırsatçı, boşluğu hemen dolduruyor. Hop la! Paris’te 14 Temmuz şovu: “Akdeniz İçin Birlik”  Tam da yaza uygun bir isim, kısaca “Club Med” diyor Fransız basını.  Şöyle de diyebiliriz: Rumeli hariç, Akdeniz havzasından Arap çöllerine, bütün Osmanlı coğrafyasına yayılan ülkeler ile Avrupa Birliği arasında yeni bir oluşum hareketi!

Fotoğraf karelerinde kimler yok ki?

Tekmili birden Arap liderleri orada; benzin paralarımızla dönen burgulu kuleler diken toprak güvenliklerini ABD’ye çoktan teslim etmiş küçük körfez ülkeleri, Lübnan, Suriye, Ürdün, kimi ararsanız var.  Suudi Kralı Abdullah etrafa gülücük dağıtıyor. Paris’ten Madrid’e geçecek. O da dinlerarası diyalog konferansı düzenliyor, Endülüs hesabı... Oysa ki cümbüşe davet edilmeyen Ahmedinejad daha geçen kış Mekke’ye Hacca gitmişti. Sormak lazım:  Şiilerle, Sünniler Irak’ta her gün birbirlerini keserken Yahudi ve Hıristiyanlara bu öncelikli ilgi neden? Yoksa mesele İran’ın nükleer başlık taşıyabilen füzeleri denediği “Yüce Peygamber 3” tatbikatı olmasın?

...

Toplu resim çektirilecek. Olmert ile Mübarek sarmaş dolaş. Birleşmiş Milletler tarafından, Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinde baş şüpheli ilan edildiği için üç yıldır diplomatik izolasyona maruz kalan Suriye Devlet Başkanı Başer Esad gayet formunda. Konferansın ilk günü Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in “yaşlı ve güçsüz” olduğunu söyledi.

Esad, Mübarek ve Olmert’le aynı karede ama sırtı ısrarla onlara dönük. 

Golan’ı geri almaya meraklı değilim der gibi...

Kamera ışıklarının yandığını gören Esad kendini kıvrakça Berlusconi’nin yanına atıyor. Durumun anlamsızlığından Angela Merkel ile Gordon Brown’un ağızlarına hafif bir gülümseme oturtuyor.

Konferans’ta diğer bir eksik, terör örgütleri listesinden bir türlü çıkamayan Hamas. Gazze’de de sükunet hakim bu yaz. Hamas, militanları ateşkes bozulmasın diye Sderot’a roket atan El-Fetih’in Gazze’li haydutlarını tutukluyor. İnanılır gibi değil! Birden aklıma konsolosluk saldırısında teröre verdiğimiz üç gencecik şehit geliyor.

Ah Ortadoğu, insanların ölüp nefretin baki kaldığı coğrafya...

Kış uzak değil, iyisi mi kısa yazın keyfini çıkarın.