Kendisine adanmış Şostakoviç ve Kaçaturyan keman konçertoları ile ünlenmiş, geçtiğimiz yüzyılın önemli keman ustaları ve pedagoglarından David Ositrakh bu yıl 100 yaşında
Rina ALTARAS
Odessa’da çocukluk yılları
Karadeniz’in kozmopolit liman şehri Odessa/Ukrayna’da 30 Eylül 1908’de Yahudi tüccar ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ünlü keman virtüozü ve pedagog David Ositrakh, keman ve viyola çalmaya beş yaşında başladı. Dönemin ve bölgenin önemli hocalarından Nathan Milstein’ın da öğretmenliğini yapmış Piotr Stolyarsky onun ilk ve tek hocası oldu. Oistrakh ilk konserinde 1914 yılında Milstein’la sahneyi paylaştığında Milstein konservatuvardan mezun oluyordu. Oistrakh da konservatuvara girip (1923-1926) mezun oldu. Mezuniyet konser programı Bach’ın Chaconne’u, Tartini’nin Şeytanın Tril sonatı, Rubinstein’ın viyola sonatı ve Prokofiev’in re majör keman konçertosundan oluşuyordu. Glazunov’un yönetiminde Glazunov’un keman konçertosunu başarıyla çalması ona ertesi yıl Leningrad Filarmoni ile Çaykovski yorumlayabilmenin kapılarını açtı.
Moskova Konservatuvarı, ünlü olmaya doğru…
1927 yılında bir yıl sonra eşi olacak piyanist Tamara Roterava ile Moskova’ya taşındığında tanıştı. 1931 yılında babasının izinden yürüyecek olan İgor doğdu. 1934 yılından itibaren ise aralarında Ole Kagan, Gidon Kremer, Viktor Pikaisen, Ayla Erduran’ın da bulunduğu harika çocukları yetiştirdiği Moskova Konservatuvarı’nda öğretmenliğe başladı.
Oistrakh’ın uluslararası ünlenmesi 1937 yılında Brüksel’de, şimdilerde Kraliçe Elisabeth yarışması olarak bilinen o zamanlar Eugene Ysaye yarışmasını kazanmasıyla oldu. Bu dönemde Jacques Thibaud ile tanışıp, onun etkisi altında kaldı.
Ve İkinci Dünya Savaşı kapıyı çaldığında Oistrakh, Kaçaturyan’ın kendisi için bestelediği keman konçertosunu ve Prokofiev’in iki keman sonatının ilk seslendirilişlerini gerçekleştiriyordu. 1942 yılında Stalin ödülüne layık görüldü. Savaşın son yıllarında ise Şostakoviç ile yakınlaşması daha sonra Oistrakh ile anılacak iki keman konçertosu ve sonatın doğmasıyla sonuçlandı. Bu noktada Oistrakh’ın kariyeri ufak bir detay hariç, doruktaydı. Oistrakh Sovyetler Birliği’nin aşırı korumacı tavrı sebebiyle yurtdışına çıkamıyordu. Oistrakh Moskova Konservatuvarı’nda öğretmeye devam etti, ta ki Naziler Sovyetler Birliği’ne girene kadar… İşte o zaman David Ositrakh kemanını alıp savaş hattında askerlere ve işçilere çalmaya gitti.
Batı’ya merhaba
Savaştan sonra Oistrakh’a ülke dışına çıkma izni de verildi. 1949 yılında Batı’da ilk konserini Helsinki’de verdi. 1951’de Floransa’nın “Maggio Musicale”sinde, 1953 yılında Fransa’da, 1954 yılında İngiltere’de ve hatta ABD’de konserler verebildi. 1959 yılında Oistrakh için yeni bir kariyer başladı: orkestra şefliği. Bu kariyeri ona 1960 yılında Lenin Ödülü’nü getirdi. 1968 yılında 60. doğum yıldönümü büyük kutlamalarla gerçekleşti. Oistrakh Romanya’nın Enescu’su, ABD’nin Jascha Heifetz’i gibi zamanının önde gelen kemancıları ile eşdeğer sayılıyordu.
Oistrakh çok erken sayılabilecek bir zamanda 1964 yılında ilk kalp krizini geçirdi. Bu krizi atlatarak çılgınca çalışmaya devam etti. O artık Sovyetler Birliği’nin başlıca kültür elçilerinden biriydi. Ancak Concertgebouw Orkestrası’nı bir Brahms döngüsünde yönettikten sonra bu sefer kalbine yenik düştü ve 1974 yılında Amsterdam’da hayata veda etti.
Türkiye de Oistrakh’ı unutmadı. Gelmiş geçmiş en büyük kemancılardan David Oistrakh, 100. yılında bir video gösterimiyle ve öğrencisi Ayla Erduran’ın solistliğinde şef Cem Mansur’un yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası eşliğinde Kreisler, Dvorak ve Brahms’ın olağanüstü yapıtlarında anıldı.