Küresel finansal kriz ne zaman biter?

Ekim 2004, İstanbul doğumlu ekonomist Nouriel Roubini kendi web sitesinde uyarıyor: “Ekonomideki yavaşlama geçici değil, bataklığa gömüleceğiz!”

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
8 Ekim 2008 Çarşamba

Ekim 2004, İstanbul doğumlu ekonomist Nouriel Roubini kendi web sitesinde uyarıyor:

“Ekonomideki yavaşlama geçici değil, bataklığa gömüleceğiz!”

2006 yılı boyunca Roubini defalarca konut kredisi piyasasının çökeceğini söylüyor.

Finans kuruluşları sinirden köpürüp, Roubini’yi “felaket tellalı” ilan ediyorlar.

Roubini’nin öngörüleri teker teker doğru çıkıyor.Ona felaket tellalı diyen kuruluşlar ise son bir ayda ya devletleştirildi ya da başka bankalara satıldı.

Finans kuruluşlarındaki çöküş domino etkisiyle çeşitli sigortacılık ve bankacılık sektörlerine de darbe vurmaya başladı.

Öyle anlaşılıyor ki ABD Kongresi’nden geçen 700 Milyar Dolarlık kurtarma planı krizin büyümesini engeleyemeyecek.  Morgan Stanley ve Goldman Sachs, Lehman Brothers’ın batmasından sonra kendilerini kurtarabilmek için mevduat bankası olarak yeniden yapılandılar. Ama nakit krizi durmak bilmiyor.

Amerikan Merkez Bankası bu kuruluşlara daha ne kadar arka çıkabilir? Roubini bu iki kuruluşu da yabancı büyük bankalarla acilen birleşmeleri için uyarıyor.  

Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri ve Asya’nın yükselen ekonomileri de bu yıkımdan paylarına düşeni alacaklar çünkü bu ülkelerdeki bankalar çöken ABD kuruluşlarından bolca kredi kullanıyorlardı. Nakit musluğu kapanınca teker teker karaya oturmaya başlıyorlar. İzlanda bu ülkelerin en başında geliyor, sırada Türkiye’nin de içinde bulunduğu “yükselen ekonomiler” var. Elli milyarlık cari açığımızla bu tufandan etkilenmeyeceğimizi düşünmek saflıkla açıklanamaz...

ABD’de yaşananların diğer ülkelere yansıması birkaç ay daha sürecek. Finansal krizler yatirim araçları ile uğraşmayanlara, borsa oynamayanlara ilk bakışta sanal gelebilir. Ancak bu tür buhranlar sokaktaki insana temel ihtiyaçlarda fiyat artışları, şirket kapanmaları, işsizlik ve girdi sıkınıtısı olarak yansıdığında gerçek boyutları toplumsal olarak idrak edilir.  

İçinde bulunduğumuz krizin ancak 1929 buhranı ile karşılaştırılabileceğini söyleyen Roubini bu hafta yayınlanan bir röportajında küresel ekonomik sistemin tamamen çökmemesi için acilen uygulanması gerektiğine inandığı dört adımı şöyle sıralıyor:

1. Bütün büyük dünya ekonomilerinin eş zamanlı olarak faiz indirimine gitmesi

2. Amerikan Merkez Bankasının büyük banka çöküşlerinde dahi nakit sağlama garantisi vermesi

3. Merkez Bankalarının şirketlere kredi sağlayan kuruluşlara kısa süreli nakit desteği vermesi

4. Eğer üçüncü madde işe yaramazsa Merkez Bankalarının doğrudan şirketlere kısa süreli kredi sağlaması  

Bu olağan dışı önlemlerin Merkez Bankaları tarafından dikkate alınıp alınmayacağını hepimiz yaşayıp göreceğiz. Ancak bugüne kadar tahminleri neredeyse tamamen tutan Roubini’ye inanmak için yeterli sebep var.

Aralarında Ayhan Köse’nin de bulunduğu üç uluslararası ekonomist bu hafta “Küresel Finansal Kriz: Ne kadar uzun? Ne kadar derin?” başlıklı bir makale yayınladılar. Dünya çapında son elli yılda 21 gelişmiş ülkede yaşanan 122 ekonomik bunalımı inceleyip şöyle bir sonuca varmışlar: “Durgunluk en az bir en çok üç yıl sürüyor.”

Anlayacağınız daha fırtınada gidecek çok yolumuz var...