İstifa sesleri

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
22 Ekim 2008 Çarşamba

Yeni bir işe başladığınızı düşünün... Yeni iş arkadaşlarınıza, ofisinize, masanıza bilgisayarınıza alışmanız için ne kadar zamana ihtiyacınız olurdu. Bence istifa haberleri için biraz erken davranmaya başladık.

Sezonun 7.haftasına geldiğimizde her yıl olduğu gibi yine rutin başlıklar spor medyamızda yerini bulmaya başladı. “İSTİFA” .Fazla değil geçen yıl yine bu zamanlarda Bülent Kormaz Bursaspor ile, Ziya Doğan Trabzon ile yollarını ayırmıştı. Bugünkü durumda ise Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’da ki, Hakan Kutlu Ankaragücü’de ki görevlerinden istifa ettiler. Bunun yanında Galatasaray ve Fenerbahçe teknik direktörleri hala görevlerinin başında fakat siz bu yazıyı okuduğunuzda belki de birileri istifa etmiş veya gönderilmiş olabilir.

Aslında bunlar bizim için şaşırtıcı işler değil, her sezon görmeye alışık olduğumuz sahneler...

Sadece altı aydır ülkemizde yeni bir hayata alışmaya çalışan teknik direktörleri, bir kaç maç üst üste malubiyet aldıkları için göndermeyi uygun görüyoruz. Fakat daha sonra İngiltere oynanan futbola ve oradaki teknik direktörlerin yıllarca görev yapmalarına hayranlıkla bakıyoruz.

Bir takımdan ve bir teknik direktörden başarı beklemek için, takım ve teknik direktörün belirli bir zaman geçirmesi, birbirlerine alışması için zaman vermek gerekir. İş kanununda bile işe yeni başlayan bir eleman için yasalar ilk üç ayın deneme süresi olduğunu, işçinin veya işverenin bu süre  içinde anlaşamamaları durumda tarafların birbirlerine her hangi bir yükümlülüğü olmadığını belirtir.

Düşünün hayatınızda ilk defa çalışmaya geldiniz yaşantısının, insanlarının, kültürünün her şeyi ile farklı olduğu bir ortamda/ülkede yeni insanlarla çalışmaya başlıyorsunuz. İşe başladığınızın dördüncü ayından itibaren sizi sürekli eleştiren bir medya ortamı var. Buna karşılık klüp yöneticinizin yaptığı “Teknik direktörümüzün arkasındayız” beyanatları ile size aba altından soba gösteriliyor. İster kariyerinizin doruğunda Avrupa şampiyonu bir teknik direktör olun, isterseniz kariyerinizin başında olan bir teknik direktör, bu şartlar altında çalışan bir teknik adam performansının %100’nü takımın başarısı için kullanamaz. Bu yüzden gerek basın gerek ise taraftarlar ve yöneticilerin bu teknik adamlara kendilerini göstermeleri için belli bir süre vermeleri gerekmektedir.

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Arsenal’in 1996 yılından beri başında olan teknik direktör Arsene Wenger pazartesi gün ki  Fenerbahçe maçı için yaptığı  basın toplantısında  Aragones’e zaman verilmesi gerektiğini savunanlardandı.Wenger “Şu an ekim ayındayız. Bir teknik direktörün başarılı olabilmesi için en az altı ay süre tanınmalı” şeklinde  görüş belirtti.

Hafta içinde takımlarımızın alacakları sonuçlar ne olursa olsun teknik direktörlere daha fazla zaman tanımalı futbol takımlarımız için hedeflerimizi uzun döneme programlamalıyız.