Dusko Vujosevic: ‘Enerjimi boşa harcamıyorum’

Partizan Belgrade’ın efsane isimleri arasında yerini şimdiden almış olan Dusko Vujosevic’in Euroleague.net’in güzel uygulamalarından biri olan hayran mesajlarına vermiş olduğu cevapları okurken, keşke bunu herkes okumuş olsa diyordum. Yazı rotasyonu dolayısıyla bu haftaya denk geldi

Spor
4 Mart 2009 Çarşamba

ALP ALKAŞ


Sayın Vujosevic, son birkaç yıldır Partizan’ın kendi evinde oynadığı bütün maçlara gittim. Hep sizin Partizan için bu genç yetenekleri nereden ve nasıl seçtiğinizi merak ettim. Genç oyuncuları Avrupa’nın daha zengin ve tecrübeli ekipleriyle aynı düzeyde oynatıyor olmanın sırrı nedir? Her şey için çok teşekkür ederiz.

Milosp Cvetkovic - Sırbistan

“Büyük bir takım olan Partizan, güçlü bir çekime sahip. Daha da önemlisi ise geleneği olan bir takımız. Bu geleneğin en temel parçası da, Partizan’da genç oyuncuların “büyük” oyunculara dönüşmesi için fırsat sağlamaktır. Marka değerimiz, oyuncu arama ve seçim sürecini kolaylaştırıyor çünkü pek çok yetenekli oyuncu Partizan’da oynamak istiyor. Benim sırrıma gelince de, söyleyebileceğim tek şey kendi yetenek ve enerjimi boşa harcamıyorum”

İyi bir basketbol oynayan ve başarılı maçlar çıkaran takımınızın, yerel oyunculardan oluşmuş olması çok güzel. Tebrik ederim. Sizin durumunuzun Avrupa genelinde, pek çok genç takım çalıştırıcısı için ilham kaynağı olabileceğini düşünüyorum. Başarılı olmanızın temel sebeplerinden birinin Sırp ve Yugoslav ekolünün inatçı karakterine sahip olmaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Bunu nasıl başarıyorsunuz? İyi şanslar…

Savaş Kaynak - Sırbistan

“Bir oyuncu hakkında düşünürken, kendisini incelerken ve daha sonra seçerken oyuncunun karakteri de çok önemli parametrelerden biri. Ayrıca belirtmem gerekir ki genetik de bu işin çok önemli bir parçası. Oyuncuların bilmesi gereken çok önemli bir şey var: Partizan’daki her antrenman çok sert ve zorlayıcı olacak fakat bu bir ceza değil onlar için bir fırsat olacak.”

Sırp basketbolunun ve Partizan’ın uzun süredir takipçisiyim. Takımdan ayrılan Pekovic, Kecman gibi pek çok oyuncu olmasına karşın, hep bu takım ruhunu ve kimyasını korumayı nasıl başarıyorsunuz? Ayrıca Arjantin basketbolunu takip ediyor musunuz? Partizan’da bir Arjantinli görebilir miyiz? İyi şanslar.

Diego Sebastian Garcia Romero - Arjantin

“Arjantin’den bile insanların Partizan’ı takip ediyor olması, beni çok mutlu etti! Takım kimyasının korumamızın özünde, yerli oyunculara olan güvenimiz yatıyor. Oyuncuların basketbol yeteneklerini değerlendirirken yanlışlık yapabiliriz fakat, kimin doğru kişi olduğu ile ilgili yanlışlık yapma hakkımız olmadığını düşünüyorum. Kaliteli bir grup insanın arasında, ciddi bir uyum oluşur. Arjantin kültürü ve basketbolunu, çok takdir ettiğimi söylemeliyim. Arjantin, pek çok büyük oyuncu yetiştirirken basketbol tutkusunu da tüm dünyaya yaydı. “

Koç Vujosevic, bir kitap kurdu olduğunuz biliyoruz. Son zamanlarda okuduğunuz ya da favoriniz olmuş bir kitap önerebilir misiniz? Teşekkürler.

Vladimir - Sırbistan

“Long Hot Autumn”  - Tibor Dery.

Koç Vujosevic, geçen sene Partizan’ın en değerli oyuncusu olan Nikola Pekoviç Panathinaikos’a transfer oldu. Çok kısa zamanda yeni takımının karmaşık hücum ve savunma sistemlerine adapte oldu. Onu herkesten iyi tanıyan biri olarak bu durumu nasıl açıklarsınız? Oyununun hangi kısımlarını daha da geliştirmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

Nikos Birakis - Atina

“Nikola boyalı alanda potaya yüzü dönükken, daha iyi oynamalı. Kazanmak, onun ruhunda var ve hiçbir şey ya da kimse onu korkutamaz. Çok kuvvetli ve taktik zekâsı çok yüksek bir oyuncudur.”

Kendi evinizde, Pionir Arena’da oynarken, alışmış olsanız bile, the grave diggers (mezar kazıcılar) gibi ateşli bir taraftar karşısında ekstra bir baskı hissediyor musunuz?

Vlado - France

“Her maçtan önce, beni sahne korkusu etkisi altına alıyor. Kaybetme korkusu ise her zaman mevcut.”

Dusko, Avrupa basketbolunun efsaneleri arasında yer alıyorsunuz, ne kadar alçak gönüllü  olsanız da bu bir gerçek. Sizce, kaynakları daha büyük bir Avrupa takımı ile yüksek başarılar kazanmak mı daha iyi yoksa, Partizan ile ömür boyu diyebileceğimiz bir kontrat ile devam edip bir ilki gerçekleştirmek mi?

Slaven Popovic - Sırbistan

“Mantıklı düşününce, zaman zaman takım değiştirmek iyi olabilirdi. Fakat problem şu ki, ben maalesef mantıklı bir insan değilim. Ömür boyu kontrata gelince, bundan korkuyorum çünkü bu bile çok kısaymış gibi geliyor.”

Sayın Vujosevic, bu özel kariyer için sizi tebrik ederim. Partizan, bütçe olarak Euroleague’in bir ucunda olsa bile, takımlarınız her zaman seyretmesi keyifli, yenmesi güç olmuştu. Şartların size getirdiği zorluklar aşikâr, fakat siz bunlarla çok iyi baş ediyorsunuz. Ekonomik olarak diğer uçtaki takımların koçları, mesela Giannakis, Obradovic ve Messina sizce ne gibi zorluklarla karşılaşıyor? Onlarınki gibi bir takımı çalıştırma teklifi gelse, reddeder miydiniz?

Alex - Barcelona, Spain

“Eminim ki bu çok özel koçların her biri, maddi çıkarlardan çok başarı ve gelişim için çaba gösteriyorlardır. Her koçun, duyguları olmalı. Eğer bir koç, işini bir zorunluluk olarak görüyorsa, bu oldukça kötü bir durumdur. Bu büyük koçlar, maddi kazanımlarının yanında basketbola tutkuyla bağlı kişilerdir. Benim tek farkım daha cüzi rakamlara çalışıyor olmam.”

AJ Milano maçından sonra Jobey Thomas, “takımı yirmi sayıyla maçı kaybeden bir seyirci grubunun takımlarına bu kadar destek olması çok etkileyici” demişti. Partizan’da bu kadar uzun bir süredir görev yapıyor olmanızın sebebi olarak bunu gösterebilir miyiz?

Veljko Vujacic - Sırbistan

“Ben de, onlardan biriyim. Bir Partizan taraftarıyım. Bu benim işim de olsa, ben de koyu bir taraftarım. “

Sevgili Dule, takımızın için yapmış olduğun bütün hizmetler için sana çok teşekkür ederim. Tutku, bilgi ve profesyonellik ile takımımıza sınıf atlattınız. Daha önce koçluğunu yapmış olduğunuz Divac, Djordjevic, Danilovic, Grbovic, Savovicli altın nesil ile bugünkü takımı karşılaştırabilir misiniz?

Aleksandar Pertrovic - Sırbistan

“O altın nesil, Avrupa kulüpleri tarihindeki en yetenekli takımdı. Ne yazık ki, sadece çok kısa bir süre için bir arada oynayabildiler. Oysa ki birlikte, en yukarılara çıkma şansımız vardı. Her biri, daha sonraki kariyerlerinde çok önemli başarılara imza attılar ve efsane oldular. Fakat bugün artık şartların değiştiğini söyleyebiliriz. O zamanlarda, her takımın en fazla iki yabancı oyuncusu vardı, daha az maç oynanıyordu ve yerel oyuncular 26-27 yaşlarına kadar kendi takımlarında kalıyorlardı. Böylece daha küçük bütçeli takımlar, çok başarılı olabiliyordu. Partizan’ın şimdiki kadrosu da çok yetenekli ve onları çok seviyorum. Herkes görevini dürüstçe yaptığı sürece, zaman ve şartlar etken olmaktan çıkar. Ben ise, geçmişi değil oyuncularımı düşünmek zorundayım”