İsrail Meclisi’nden anlamlı red

Alber NASİ Köşe Yazısı
13 Mayıs 2009 Çarşamba

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın buluşmasının ardından Abbas’ın açıklamaları daha önce verilen mesajları destekleyecek nitelikte. Abbas, İsrail - Filistin meselesinin Arapların iç meselesi olduğunu ve  İran’ın bu konuya hiçbir şekilde müdahil olmaması gerektiğini ayrıca İran’ın açıklamalarının Filistinlileri bağlamayacağını bildirdi.

İran’ın durumdan vazife çıkararak kendine pay biçmeye çalıştığı aslında öteden beri bilinen bir gerçek. Filistinlilere insani yardım yerine intihar komandoları eğitimi ve silah sağlayan İran’ın Filistinlilerin menfaatine çalıştığı nasıl düşünülebilirdi ki?

İran’ın terörü desteklediği gibi nükleer silah ve füze üretmeye niyetli olduğu biliniyor. Önümüzdeki haziran ayında Ahmedincad’ın  tekrar seçilmesi veya benzer söylemlere sahip bir liderin İran Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması Obama’nın planlarını altüst edebilir.  

Ahmedinecad’ın sert söylemleri  ve  İran’ın nükleer faaliyetlerini durdurmaması en azından kontrole açmaması beklenenden kısa sürede çok büyük gerginliklere yol açacaktır.

Obama barış yanlısı politikaları desteklese de, İsrail’in, kendi varlığını tanımayan   ve daha da fazlası İsrail’in yok edilmesi gerektiğine inanan bir lideri yönetimindeki bir ülkenin nükleer silaha ulaşmasına ne kadar göz yumabilir? Bu sene sona ermeden İsrail’in İran’ın nükleer silaha ulaşmaması için gereken diplomatik ve/veya askeri her türlü girişimde bulunacağı tabiidir.

***

Ürdün Kralı Abdullah’ın yaptığı uyarı niteliğindeki açıklama  dikkatle incelenmelidir. Kral Abdullah İsrail ile Filistinliler arasındaki barış görüşmelerinin kesilmesi, ertelenmesi durumunda Araplarla İsrail arasında  2010 yılında savaş çıkacağını belirtti.

İsrail ile Filistinliler arasındaki görüşmeler ve barış yolu planı için herkes ABD Başkanı Barack Obama’nın kapsamlı olduğu öne sürülen barış planını bekliyor. Barak Obama’nın Kahire’de yapacağı konuşmanın konuyla ilgili ipuçları vermesi bekleniyor.

***

Diğer yandan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Golan Tepelerini Suriye’ye geri vermeyeceğini açıklaması en azından yakın gelecekte Suriye ile bir barış yapılmayacağını gösteriyor. Netanyahu’nun ve Avigdor Levi’nin iki devletli çözümü de kabul etmemesi barış görüşmelerinin son derece zor ve bolca kesintiyle geçeceğini gösterir. Obama ile Netanyahu’nun yakın gelecekte önemli konularda arasında  çatışma yaşanabileceği gibi, düzgün bir koordinasyon ile her şey yolunda gidebilir.

Obama’nın mevcut haliyle bile son derece yoğun olan gündemi,  senelerdir süregelen İsrail Filistinliler  arasındaki sürtüşmenin çözülmesi de eklenince içinden iyice çıkılmaz hale gelebilir.  

***

Bu arada İsrail Meclisi Knesset’in Osmanlı İmparatorluğu’nda 1915 yılında yaşanan ve Ermenilerin mağdur olduğu olayları soykırım olarak nitelememesi ve üstüne üstlük Meclislerin tarihi yorumlama yeri olarak görülmemesi gerektiğine vurguda bulunması son derece önemlidir.

Soykırımın ne olduğunu bizzat yaşamış  ve hiç şüphesiz  en iyi bilen bir toplumun soykırımı tarihçilere bırakması ve ucuzlatmaması anlamlıdır.

Günümüzde özellikle siyasetçilerin ufak bir savaştaki sivil kayıpları bile ‘’soykırım’’ olarak niteleme densizliğini gösterirken İsrail Meclisinin aldığı tavır takdir edilmelidir.