BAMİDBAR

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
20 Mayıs 2009 Çarşamba

İnsanların yakılarak yabancı tanrılara kurban edildiği, insan hayatının asla önemsenmediği ilkel çağlarda bünyesinde Tora’nın ı?ığını ve güzelliğini barındıran dünyayı bu ilimin ı?ığı ile aydınlatan bir toplum. Bene Yisrael. O toplumu da kendi içinde aydınlatan ve verdiği güçle binyıllardır süren galut ortamına dayanmasını sağlayan bir olgu. ?abat. Bu hafta yeni okumaya ba?ladığımız ve demokrasinin ilk sinyallerini gördüğümüz Bamidbar kitabının aynı adı ta?ıyan ilk pera?asında ?abat günü ile ilgili bir anlama da rastlamaktayız. “Kaa?er yahanu ken nisau” nasıl konakladılarsa (dinlendilerse) o ?ekilde seyahat edecekler pasuğu gereğince bunu açıklamaya gayret edelim.

?abat uzun bir haftanın son günüdür. Bu günde dinlenmek veya canının istediğini yapmak daha mantıklı görünürken kar?ımıza sayısız yap ve yapmaları içeren kurallar dizini çıkmakta ve ?abat günü bir dinlenme günü olmaktan sanki çıkmaktadır. Öyle ya bütün haftanın yorgunluğunu yan gelip yatarak tv seyrederek canımızın istediğini yaparak geçirmektense bir sürü yasak ve yapılması gereken ?eyler. Din dı?ı bakı? tarzı olanlara yukarıda yazılanlar oldukça anlamlı gelmektedir. Fakat burada esas olan ?abat gününün nasıl bir dinlenmeden söz ettiğinin yani ?abat’ın maneviyat veya Zohar’ın görü?üne göre de “ne?ama” günü olmasıdır. Yani ?abat günü bir gelin gibi kar?ılanmalı, yeni gelinin istekleri yerine getirilip mutlu edercesine mecazi anlamda ?abat günü mutlu edilmelidir. ?abat gününün mutlu edilmesi aynı zamanda kendi manevi varlığımızın da mutlu edilmesi anlamına gelecektir ki günümüzün maddiyatla dolu dünyasında bunu yakalamak sonsuz bir iç huzura sahip olmak gibidir.

Bu güne verilen önem, bu günün gereği gibi kutsanması hani nasıl dinlendiysek öyle seyahat edeceğiz pasuğuna atıfta bulunarak önümüzdeki haftanın da nasıl geçeceği konusunda bir fikir verebilecektir. Maneviyat dolu keyifli bir ?abat günü hiç ku?kusuz ondan hemen sonra ba?layacak haftaya olumlu bir ba?langıç yapacaktır.

Pirke Avot bu hafta okunan altıncı bölümüyle sona ermekte. Rabi Yo?e ben Kisma bir öyküyle karı?ık olarak verdiği mesajda maddiyatın maneviyatın vereceği huzur kar?ısında hiçbir ?ey olmadığını söylemektedir. Biraz da gerçekçi olalım. Maddiyatın olmadığı bir dünyada ya?amak mümkün olabilir mi? Elbette hayır. Ama maneviyatımız zayıfsa ya da yoksa elde ettiğimiz maddiyatın bizler için hiçbir önemi olmayacaktır. Hani Tanrı insana ne asaletini, ne mülklerini ne de ?an ve ?öhretini sorar, Tanrı sadece insana dünyada ne i? yaptın diye sorar “Kenan en Tora” “eğer geçim yoksa Tora olmaz” demekte ama bunun tersinin geçerli olduğunu da belirtmekten kaçınmamaktadır. İm en Tora en kemah.