Aşk üzerine...

Gündemin önemli maddelerine bakıldığı zaman, Kuzey Kore’nin nükleer denemesi, İran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve İsrail ABD arasında barış süreci konusunda hissedilen çekişme yer alıyor.

Alber NASİ Köşe Yazısı
27 Mayıs 2009 Çarşamba

Gündemin önemli maddelerine bakıldığı zaman, Kuzey Kore’nin nükleer denemesi, İran’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve İsrail ABD arasında barış süreci konusunda hissedilen   çekişme yer alıyor. 

Kuzey Kore’nin Birleşmiş Milletler kararına rağmen ABD ve Çin’e bir saat öncesinden bilgi vererek yaptığı nükleer bomba deneyi herhalde bir süre daha konuşulacak. Bu deney Kuzey Kore’ye herhangi bir  müdahale gerçekleşmesini sağlar mı? Oldukça zor. Kim nasıl yapacak ki bu müdahaleyi? Olsa olsa ekonomik yaptırım  uygulanır, bu da sadece kaçakçıların işine yarar.

İş işten geçtikten sonra yani Kuzey Kore bomba ve teknolojiyi  ele geçirdikten sonra yaptırımlar lafta kalır. Kaldı ki fazla sıkışırsa Kuzey Kore’nin elde ettiği teknolojiyi terörist sayılan ülkelerle paylaşma ihtimali de var. Ufacık Kuzey Kore’ye bir şey olmayacak. Acaba nükleer bomba teknolojisine her geçen gün yaklaşan İran’a  ilk bombayı ürettikten ve denedikten sonra kim ne yapabilir?

Bu arada İran’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken ortalık iyice kızıştı. Oldukça bağnaz ve George Bush’un İran’daki aynası olan Ahmedinecad seçimleri tekrar kazanmak için çırpınıyor. Bu uğurda ne yapmış ne etmiş internette’’ facebook’ ‘’u kapattırmış. Elinde olsa herhalde tüm interneti yasaklatacak ve milletten zorla oy toplayacak.

Rakibi olan eski başbakanlardan Musavi, ABD’de Obama’nın yaptığına benzer bir yol izleyerek kampanyasında interneti çok iyi kullanıyor ve özellikle gençlerden oy istiyor. Seçime katılım oranı artarsa Musavi kazanır. Musavi’yi desteklemek amacıyla bir önceki Cumhurbaşkanı Hatemi seçimlerden çekildi. Demokrasinin temellerinden uzak bir seçim sürecinde en azından bir seçim hakkı sunulan İran halkı bakalım ne diyecek?   Bölge ve İran halkı için hayırlısı demekten başka bir çare görünmüyor.

İsrail ile ABD arasında görüş ayrılıkları kendini belli etmeye başladı. Netanyahu söylem değiştirmedikçe fikir ayrılıklarının daha da artması beklenebilir. Ne yazık ki görüş ayrılıkları çözümsüzlük dışında hiçbir şey getirmeyecek. Obama’nın önceliği Afganistan ve Irak’a odaklaması ise çözümsüzlüğün tahmin edilenden uzun bir süre devam etmesine sebep olabilir.

***

Son Moskova yolculuğum  sırasında uçakta  Elif Şafak’ın ‘’ AŞK’’ isimli romanını okuma fırsatı yakaladım. Bilinen klişesiyle değil daha felsefi açıdan yaklaşılmış aşka.  Elbette çok boyutlu ve çok fazla mesaj veren bir roman olmakla beraber ilk gözüme çarpan bin yıldır bazı sosyal olguların değişmemiş olduğu. Önyargıların, klişelerin, yaklaşımların tüm değişen yönetim sistemleri, uygarlık seviyesi ve teknoloji seviyesine rağmen halen olduğu gibi kaldığı... Ve belki de en acısı yoz düşüncenin bir şekilde üstün ve galip  geldiği.

***

Yaklaşık on senedir düzenli olarak iki haftada bir yazdığım ve yaratıcısı olduğum “Gündem” köşesinde yazdığım yazılarıma yaz mevsimin gelmesiyle bir süreliğine ara verme kararı aldım.  

Köşe yazılarıma ara vermekle beraber, Şalom okurlarını ve Yahudiliği   ilgilendiren konularda yaz mevsimi boyunca birkaç araştırma yapmayı planlıyorum.

Görüşmek üzere...

Şavuot Bayramı kutlu olsun.