Sigara yoksa marihuana için (!)

Alber NASİ Köşe Yazısı
28 Ekim 2009 Çarşamba

İran’ın nükleer aktiviteleri mercek altına alınırken, İran nükleer silah üretmeye yarayan nükleer artıkları geri vermeyi kabul etti. Bazı kişilerin aklına şu soru takılıyor olabilir: Neden İran’ın nükleer silah sahibi olmamalı? Birçok ülke bu silaha sahipken neden İran bu teknolojiye ve silaha sahip olmasın?

Aslında İran’a ve İran tarihine bakıldığı zaman son derece köklü ve eski medeniyet olduğunu kabul etmek gerek. Yüzlerce yıldır kimsenin yıkamadığı kendine has kültürüyle dünya tarihinde çoktan yerini almış bir medeniyet.

Ancak ülkeler, milletler tarihte ve günümüzde çıkardıkları liderlerle ön plana çıkarlar ve hatırlanırlar. Ülkeleri yöneten insanlar demokratik olsun olmasın bir şekilde halkın yansımasıdır.

Örneğin  hiçbirimiz Almanya denildiği zaman Hitler çağrışımından kaçamayız. Günümüzde son derece barışçıl ve hatta Avrupa’nın tartışmasız lider ülkesi olmasına karşın bu kara leke Almanlara yapışmış gibidir.  Son derece köklü ve eski bir medeniyet olmasına karşın Almanya hiçbir zaman Hitler utancından kurtulamayacaktır.

Bu bağlamda konu nükleer silahın İran’ın elinde olması veya olmamasından çok nükleer silahın Ahmedinecad’ın ve mevcut İran yönetiminin elinde olması veya olmamasıdır. Sözgelimi acaba İran halen şahın idaresinde olsaydı nükleer tesis girişimleri bu kadar tepki yaratır mıydı?

Şu anda Türkiye İran’ın kurduğu reaktörün benzerini açık açık dünyadan ihale toplayarak yapmakta. Kimsenin bu konuya bir itirazı var mıdır? Veya itiraz edebilecek kimse var mıdır? Yoktur  ve olamaz da...

Ancak İran lideri, İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğini söyleyerek daha da ileri giderek Holokst’u inkâr ederek İsrail karşıtlığından ziyade antisemit olduğunu vurgulamıştır. Böyle bir zihniyetin eline nükleer silah vermenin Hitler’in eline nükleer silah vermekten ne farkı vardır?

Dünyanın değişik yerlerinden yolladığım yazımı bu hafta New York’tan yolluyorum. İstanbul’un ve Moskova’nın hızla değişen ve yenilenen çehresinin  aksine adıyla bağdaşmayan eskilikte olan şehirde ekonomik kriz iyice hissediliyor. ABD’deki gündem maddelerinin başında elbette domuz gribi var. Nedense büyük bir grip telaşı var. Korkulduğu kadar büyük bir salgın mı  olacak yoksa yine birlerini zengin etmenin farklı bir yolu mu bilinmez ancak domuz gribi gündemden düşmüyor.

Bu arada sigara yasağının sıkı sıkıya ve taviz  verilmeden uygulandığını söylememe gerek yok... Son günlerde ise yeni bir iddia ve tartışma başladı: Marihuna sigaradan daha az zararlı. Tabii bunun sonrasında değişik argümanlar çıkabilir: marihuana yasak, sigarayı neden yasaklamıyoruz? Veya sigara satılıyor neden marihuanayı Hollandalılar gibi resmileştirip yer altından çıkarıp resmileştirmiyoruz?

Bakalım hangisi olacak...