Teşekkür ederim...

Ester YANNİER Köşe Yazısı
16 Eylül 2009 Çarşamba

Rutin olarak her gün evinize gelir, siz de büyük bir özlem ile karşılarsınız onu. Vaktinde gelmedi mi merak eder, hatta öfkelenirsiniz… Farklılık gösterir her gün değiştirir yüzünü. Beraberliğiniz süresince farklı ruh hallerine büründürür sizi, kâh eğlenirsiniz, kâh hüzünlenir, kâh meraklandırır… Bazen, daha cazibelisine, daha ilginç olacağına inandığınıza kısa süreli olsa da gönlünüz kayıverir, ancak mutlaka geri dönersiniz…

İnsan ve okuduğu gazete arasındaki bağı biraz evliliğe benzetebiliriz, zira genelde büyük bir sadakatle bağlıyızdır.

Bu genelde çocukluk dönemlerinden gelen bir alışkanlıktır. Siz de kendi yuvanızı kurduğunuzda, muhtemelen hiç düşünmeden aynı gazetenin siparişini verirsiniz getiren apartman sorumlusuna ya da markete.  Yıllar süresince aynı pencereden takip edersiniz dünyayı.  Kimi zaman gazeteyi elinize alır almaz okuduğunuz sevdiğiniz hatta bağımlılık yaratmış yazarlar ayrılsalar dahi siz neredeyse gönül bağı kurduğunuz gazetenize sadakatinizden ödün vermeden sürdürürsünüz aboneliğinizi.  Araya başka gazeteler girse de kısa sürer bu ilişki.  Geri dönersiniz ilk göz ağrınıza… Bir türlü alıştığınız lezzeti yakalayamazsınız hiç birinde.

Ancak,  tüm ilişkilerde olduğu gibi bu ilişki de zaman aşımına uğramaya başlar. Tüketirsiniz birbirinizi… Durağanlaşır, heyecanınızı kaybedersiniz… O durumda odak noktanız da farklılık göstermeye başlar… İşte o zaman bir ara verme vakti gelmiştir…

Son dönemlerde konuştuklarımın bir kısmının nedense artık günlük gazeteleri okumadıklarını dile getirmeleri dikkatimi çekmeye başladı. İnsanları neredeyse refleks olarak algılanabilecek davranıştan uzaklaşmalarına neden olan sebep nedir? 

Her birinin farklı nedenleri var… Kimisi vakitsizliğin arkasına saklanıyor, bir diğeri haberlerin veriliş tarzını beğenmiyor, öteki okunacak haber değeri olan bir yazı bulamamaktan şikâyetçi, “akşam televizyonda haberleri seyrederim yeter” diyor, sevdikleri köşe yazarlarını internetten takip edebiliyor gibi nedenler ileri sürüyorlar…  Ancak  aralarında en sevdiğim gazete okumama bahanesi  “en sadık okurlarımız arasında ilk on”a gireceğine inandığım Burgazadalı bir hanımdan geldi  “Ben sadece pazar günleri  …. gazetesini alırım. Diğer günlerde hiç almam, gerek de yok. Şalom var ya, okumam gereken bütün haberler orada var” dedi. Görmüş geçirmiş bir kişi olan bu hanım tanıştığımız ilk günden beri beni her gördüğünde Şalom Gazetesi’ni adaya getirdiğim için bana teşekkür eder…  Ben de ŞALOM okuduğu için ona…

İşte bu yeter…

"Güzel haberler iletmeye devam etmek dileklerimle, hepinize Şana Tova..."