Konusuz masal, olaysız serüven

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
30 Aralık 2009 Çarşamba

‘Hoş geldin yeni yıl’, deriz. Yeni yılı ‘gelen’ zannederiz.

Hâlbuki o; yeni olmayan, bilinen sayısıyla sırasını bekleyen,  adı sıfır olan seneden beri olduğu yerde duran bir zaman dilimidir sadece.

O, bize gelmez.

Biz, ona gideriz.

Konusu olmayan bir masal, olayları henüz dizilmemiş bir serüven gibi; bilinmezliklerle dolu bir zaman dilimidir yeni yıl...

Biz de bu konusu olmayan masala konular bulmaya, serüvene olaylar katmaya gideriz.

Aklımız ve kalbimizde ne varsa onları önümüze katıp zamanı geri saymaya başlarız.

Zaman azaldıkça, kalp atışlarımız hızlandıkça yeni gelen, diye adlandırdığımız yıldan bir şeyler dilemeye, ondan medet ummaya başlarız.

“Yeni yıl sana ve ailene; mutluluk, başarı, huzur, sağlık, bol kazanç, şans getirsin.” diye yazdığımız mesajlarımızda sevdiklerimize de bu iyi dileklerimizi sunarız.

Sanki bizim yaşama katkımız hiç yokmuş gibi...

Sanki yeni yıl, mucizevî bir biçimde gelecek ve her şeye masalsı bir pırıltı katacakmış gibi...

Her şey bize ait hâlbuki her karar, her başarı, her yenilgi, her güzellik, her adım...

Hepsi bize ait.

Belki de kendimize ve sevdiklerimize yazacağımız yeni yıl mesajı aslında şöyle olmalı:

“Dilerim yeni yılda doğru işler yaparsın, sağlığına dikkat etmek için uğraşır, fazla yemez, ilaçlarını vaktinde alır, çok içmezsin; mümkünse sigarayı bırakır ve düzenli spor yapmaya çalışırsın. Huzuru bulmak için sevdiklerine daha çok özen gösterir, yalnızca kendini değil onları da düşünmeye çalışırsın. Başkalarının mutluluklarına sevinirsin, dünyada senden başka insanların da olduğunu yeniden düşünürsün. Başarmak için, önce istemek ve çalışmak gerektiğinin farkına varırsın, kendine yepyeni fırsatlar yaratırsın. Konu ne olursa olsun bir yerden başlamanın başarmak için şart olduğunu hatırlarsın. Doğru ortamlarda olur, doğru kişilerle oturur, doğru fikirlere açık olursun. Ailene ve sevdiklerine daha çok zaman ayırır, hayattaki var oluş sebebinin onlar olduğunu unutmazsın. Şans denen o büyülü kelimenin aslında kendi içinde yaratabileceğin bir şey olduğunun farkına varırısın. Dilerim gittiğin yılın içinde hayata ‘evet’ dersin.”

Biraz uzun bir temenni listesi belki; ama doğru ve dürüst... Kuru ve altı boş bir ifadeden çok daha gerçekçi ve değerli... Okunup atılacak değil, saklanıp ara ara okunacak türden...

Yeni yılın,  içinde her türlü güzelliği sakladığına inanarak, bize mucizelerin en güzellerini ayırdığını düşünerek, bir masal kadar olağanüstü, bir serüven kadar heyecanlı ve sürprizlerle dolu olarak bize geleceğini zannederek kendimizi nereye kadar kandıracağız?

O, bize gelmez.

Biz, ona gideriz.

Zamanı sayan, onun adına numaralar koyan, sonra da kendi saydığı ve içinde yalnızca üç yüz altmış beş tane boş günle hazır bekleyen bir yıldan konular ve olaylar bekleyen; biziz.

Kendimiz...

O ‘hoş gel’mez, biz ‘hoş bul’uruz.

Masalınıza istediğiniz konuyu, serüveninize istediğiniz olayları bulmanız dileğiyle...