Barak’ların korkusu

Alber NASİ Köşe Yazısı
3 Şubat 2010 Çarşamba

ABD Başkanı Barack Obama ile İsrail Savunma Bakanı, İsrail eski Başbakanı Ehud Barak’ın bu günlerdeki en büyük kaygısı Ortadoğu’da barış olamaması.

Her ikisi de, İsrail’in başında Netanyahu, daha doğrusu Likud Partisi olduğu müddetçe Filistinlilerle barışa gidilemeyeceğinin farkında. Her ne kadar en iyi İsrail – Filistin barışının Likud tarafından yapılacağı iddia edildiyse de Likud’un iktidara ortak olduğu tüm dönemlerde barış süreci genellikle tamamen durmuş ve hatta daha da kötüsü, geriye gitmiştir.

Bu durumun tek istisnası Ariel Şaron’un başbakanlığı sırasında yaşanmıştı. Ancak Ariel Şaron bile Likud’un başında ve Başbakan olduğu halde barış yapabilmek için partisinden ayrılarak Kadima’yı kurmuştu.

Kadima partisi, iktidarda olmamasına karşın İsrail’de son seçimlerde en çok oyu alan parti oldu. Dökme Kurşun harekâtını yapmış olsa da, kuruluş amacı ve politikası Likud’a göre daha barışçıldır.

Netanyahu göreve geldiğinden beri iki devletli bir çözüme karşı olduğunu belirtti. Oysa daha önce yapılan tüm anlaşmalarda bağımsız bir ‘Filistin Devleti’nden bahsedilirken şimdi bu konu tamamen gündem dışı kaldı.

Likud ile İsrail Evimiz Partisinin içinde olduğu bir koalisyon İsrail ile Filistinliler arasında barışı getirmeyecek hatta bunun olmaması için gereken her şeyi yapacaktır.

Bu durumu gören Mahmud Abbas, ABD Başkanı Barack Obama’nın Özel Temsilcisi George Mitchell’ın baskılarına rağmen barış görüşmelerine dönme niyetinde değildir.

İşçi Partisi lideri Ehud Barak ise barış istemesine karşın kötü pazarlıkçı olması sebebiyle başbakanlığı sırasında barışı tesis edememiştir.

Ehud Barak, Netanyahu’nun söylem ve politikalarıyla İsrail’in her geçen gün barıştan uzaklaştığının ve antipati topladığının farkında. Netanyahu’nun antipati toplaması Ehud Barak’ın politik olarak işine gelse de İsrail’in uluslararası platformda destek yitirmesi hiç de hoş değil.

Ehud Barak’ın Suriye ile barış için dikkat çekmesi biraz da bu olumsuz havanın dağılması için. Suriye ile İsrail arasında bir barış yapılması, Suriye’nin İran ile yakınlaşmasını engelleyeceği gibi İsrail üzerinde oluşan olumsuz havayı da dağıtacak.

Ticari olarak bölgenin kalkınacağını belirtmek isterdim ama İsrail ile Suriye bir barış anlaşması imzalasa bile ticari olarak sınırlı olmak kaydıyla bir tek Lübnan’ın işine yarayacak. Bunun en önemli örneği Mısır-İsrail barışıdır. İki ülke ‘barış’ içerisinde olmasına rağmen diyalog ve ilişkileri son derece sınırlıdır.

Barışın olmaması Barak’ların korkusudur ve olmayacaktır.

Bu arada George Bush, politikalarını uygulama konusunda Barack Obama’dan çok daha başarılıydı. Sebebi son derece basit; barış, çok daha soyut ve aslına bakılırsa insanların birçoğunun anlamadığı bir kavramdır. Savaş, barışın karşıtı gibi görünse de çok daha maddî ve en önemlisi çıkar üreten bir durumdur.