Değişime şaşırmayın

Alber NASİ Köşe Yazısı
20 Mayıs 2010 Perşembe

Bazen haftalar birbiri ardına geçer ve fazla değişen bir şey olmaz. Yazarlar olmayanın üzerinde sayfalarca yazılar yazar ve birçoğu boştur. Birkaç hafta içerisinde yazdıkları yazılar ve analizler çöp olur. Bazen de iki hafta içerisinde o kadar çok olay ve değişim olur ki hangisinin daha önemli olduğu kestirilemez.

Geçtiğimiz iki hafta içerisinde yaşananlar belki de tarihin gidişatını etkileyecek boyutta olan olaylar.

Yunanistan krizi, neredeyse Roma İmparatorluğu’ndan beri tekrar birleşme ve tek devlet hayali kuran Avrupalıların heveslerini bir kez daha kursaklarında kalmasına sebep olabilir.

Yunanistan krizinin ardından, ortaya atılan devasa yardım paketinin fos çıkması, ardından da İspanya, Portekiz ve hatta Avrupa’nın en güçlü devletlerinden olan İtalya’nın borç batağına saplanabileceği iddiaları önce Euro’ya darbe vurdu, daha sonra da gerek Euro’yu gerekse de Avrupa Birliği’ni tartışılır hale getirdi.

Aslına bakılırsa Euro /Dolar paritesindeki hareketin olağan seyrini sürdürdüğünü kimse söylemek istemiyor. Euro /Dolar paritesi, Euro’nun çıktığı ilk günden beri 0,8 – 1,6 Dolar bandında hareket etmiş. Bu uç noktalarda kalması ise ancak günlerle sınırlı kalmış. Euro öncesine bakılacak olursa Alman para birimi -  Dolar’ın çapraz kurlarının daha önce de benzer seviyelere geldiğini görmek geçen yüzyılın içerisinde mümkün.

Euro’nun 2008 yılında hızla değer kazanmasının ardında ABD ekonomisinin zayıflığının yanı sıra, Avrupa’daki problemlerin ertelenmesi ve güçlü Fransız ve Alman ekonomileri yatıyordu.

Bugün güçlü bir ABD ekonomisinden bahsetmek söz konusu değil. Ancak Avrupa’nın zayıf ekonomilerinin Avrupa’yı aşağı çektiği bir muhakkak. Euro – Dolar seviyesinin öncelikle 1.18 önümüzdeki yıllarda da 1 veya daha da altına düşmesi daha önceki sinüzoidal eğriye tamamen uyacaktır ve hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.  

***

Şu anda Türkiye’de en önemli konu CHP’deki ani ve beklenmedik değişim. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın şu veya bu sebeple kendi isteğiyle partinin başından ayrılması çoktan olması gereken değişimi gündeme getirecektir.

Bu değişim sadece partiyi değil, iktidarı ve ister istemez Türkiye’yi de değiştirecektir. İstense de istenmese de gelecek yeniden şekillenmiştir. Önümüzdeki bir iki senenin siyasi olarak oldukça çekişmeli olacağı muhakkaktır. Deniz Baykal’ın yerine kim gelirse gelsin, halkı ilgilendirmeyen saçma sapan polemikler yerine doğrudan halka hitap eden ve halkı ilgilendiren konularda siyaset yapması ve özellikle çözüm üretmesi bir yandan CHP’yi güçlendirirken diğer yandan siyasi tansiyonu arttıracaktır. 

***

İran’ın uranyum değişimini kabul etmesi son derece olumludur.  En azından İran’ın eline nükleer silah geçmemesi bölge için son derece olumludur. İran’ın bu konudaki samimiyeti çok önemlidir. Bu noktadan dönmesi İran’a müdahaleyi uluslararası kamuoyu nezdinde de haklı kılar.

Dünya bir kez daha değişmektedir. Ancak bu değişim her şeye rağmen doğanın, fiziğin ve matematiğin değişmez kuralı sinüs* eğrisine uygun olacaktır.

*Sinüs eğrisi: Matematikte açıya göre 1 ile -1 arasında değişen, tabiatta birçok döngünün temeli olan eğri. Elektrik dalgaları, yay salınımları bunlardan sadece bazılarıdır.