Dünyada işler sarpa sarıyor

Alber NASİ Köşe Yazısı
9 Mart 2011 Çarşamba

Tunus ve Cezayir'le başlayan olaylar Libya ve Cezayir'e de sıçradı. Özellikle Libya'da yaşananlar ve yaşanacak olanlar dikkat çekici.  Son derece genç bir yaşta yüzbaşıyken devrim yaparak liderliği ele alan Muammer Kaddafi, ne liderliği sırasında ne de son dönemde çıkan ayaklanmalardan sonra pozisyonunu bırakmayı düşünmüyor. Şimdiden kan dökülen olaylara Kaddafi'nin daha ne kadar dayanacağı bilinmiyor. Kan döküp de ülkenin kontrolünü ele geçirse de Kaddafi’nin ülke yönetimini uzun süre elinde tutamayacağını anlamak çok da zor değil. Kaddafi'nin bir an önce ülke yönetiminden ayrılması hem kendisi için hem de ülkesi için en hayırlısı olacaktır. Bölgede görev yapan Amerikan donanması şimdiden Libya'ya doğru harekete geçti. '' Demokrasi getirme'' söylemiyle ABD'nin Libya'nın kontrolünü ele geçirmesi ne bu ülke için ne de Avrupa için pek de hayırlı olmayacaktır.

En büyük riski taşıyan ikinci ülke ise hiç şüphesiz Suudi Arabistan’dır. Yarın Suudi Arabistan'da organize gösterilerin yapılması planlanıyor. ABD için Libya'dan çok daha fazla stratejik öneme sahip olan Suudi Arabistan'da halk hareketinin başlaması durumunda ABD’nin tavrı merak konusudur elbette.

Ancak kimin tavrı ne olursa olsun bir hareket başlamıştır ve bu hareket istense de istenmese de bölgesel kalmayacaktır. 19. yüzyılın sonunda çıkan milliyetçilik akımının yol açtığı sonuçlar gibi şu anda Kuzey Afrika'da başlayan akım yerel kalmayacak ve tahmin edilenden çok daha büyük bir bölgeyi etkileyecektir.

Sözgelimi hiç kimsenin aklına gelmiş olmasa da Sovyetler sonrasında oluşan ve demokrasiden nasibini sınırlı olarak almış ülkeler de eninde sonunda bu yeni akımdan nasibini alacaktır.

Aslında konu demokrasiden ziyade gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Gelir dağılımındaki aşırı eşitsizlik, paranın, dolayısıyla harcama yetisinin belli bir zümrenin elinde kalması hem ülke halkını hem de o ülkeyle ticari ilişkiler içinde olan ülkeleri rahatsız eder. 

Batı'nın bu devrim rüzgarında direk olarak parmağı olduğu söylenemese de, devrimler sonrasında refah düzeyi daha yüksek olan bireylerin ortaya çıkması hiç şüphesiz Batı dünyasının hoşuna gidecektir.

Sadece Libya'da gelir adaletsizliğinin biraz düzelmesi ve petrol gelirlerinin biraz daha dengeli dağıtılması, halkın yaşam standartlarını aşırı derece artmasına ve Avrupa'nın krizden inanılmaz bir hızda çıkmasına yeterli olacaktır.

***

Geçtiğimiz iki hafta içerisinde Türkiye iki önemli hocasını kaybetti. Biri tüm ülke tarafından tanınan ve Türk siyasetine hiç şüphesiz damgasını vuran ve şu anki ülke siyasetini de de dolaylı da olsa etkilemiş olan Profesör Necmettin Erbakan.

Bir diğeri ise cemaatimiz tarafından çok yakından tanınan, bilinen, ayrıca Türkiye'de birçok kişinin hocası olmuş olan matematik profesörü hocam ve üstadım Profesör Yomtov Garti.

Dedemin sınıf arkadaşı, babamın ve dayımın en nihayetinde de Saint Joseph veya Galatasaray Liseli olmamama rağmen benim de hocam olmuş olan bu değerli insanın benim için çok özel bir yeri var. Bu değerli insan rahmetli dedemin, dayım için matematik hocası aradığı sırada babamı önermiş ve bu sayede annemle babamın tanışmasına sebep olmuştu. Türkiye'de birçok insanın yetişmesinde katkıda bulunan üstadı saygı ve sevgiyle anıyor hepimize başsağlığı diliyorum.