Kedoşim: İNSANI UYARMAYI BİLMEK

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
27 Nisan 2011 Çarşamba

“Oheah tohiah et amiteha – arkadaşını tekdir et” (Vayikra 19/17)

Gemara Masehet Şabat 119’da Yeruşalayim’in yıkılma nedeninin arkadaşını uyarma mitsvasını yerine getirmemek olduğunu yazar. Bina Leltim kitabının yazarı yanlış yapanları uyarma mitsvasının özellikle ruhani liderler tarafından yerine getirilmesi gerektiğini bildirir. Onlar da bu uyarıyı genellikle toplumun geneline karşı bir ders şeklinde yapmalıdır. Kişisel uyarılar daha ziyade özel ve yanlış yapan kişiyi herkesin önünde küçük düşürmeyecek bir şekilde icra edilmelidir.

Rabi Hayim Palaçi’ye atfedilen bir hikâye Şabat gününü ateş yakmak suretiyle ihlal eden bir kişinin nasıl uyarıldığını anlatır. Rabi Şabat gününü ihlal eden bu dindaşı evine kitaplarının olduğu odaya davet eder. Rabi bir kitabı almakta, açıp bakmakta daha sonra bir başka kitaba aynı şeyi yapmaktadır. Davet edilen kişi bir süre sonra Rabi’ye ne yaptığını sorunca “hangi kitapta Şabat günü ateş yakmanın serbest olduğu yazılıdır onu bulmaya çalışıyorum” şeklinde karşılık verince davet edilen adam yanlışını anlar ve bu konuda teşuva yapar.

Bilinmelidir ki insanoğlu her şeyi ile mükemmel bir karaktere sahip değildir. Daha da fazlası kendi yanlışlarına daha kör bir yaklaşımı vardır. Liderler bu konuda çok daha hassastırlar. Kendi kusurlarını görmek ve bunları düzeltmek için tarih boyunca birçok lider bir başka liderden yardım istemiş ve bu örnek davranıl günümüze kadar gelmiştir.

Vilna Gaon’u gibi büyük bir insan kendi yanlışları ile yüzleşmek istemektedir. Hiç kimsenin buna yanaşmayacağı açıktır. Onun için kendisi zamanın bir başka büyük liderine Dubnov magidi olan Rabi Yaakov Krantz’a gider. Kendisini uyarmasını ve yanlışlarını söylemesini rica eder. Dubnov magidi önce şaşırır. Sonra şöyle der: “Sen her gün Tora öğrenimine kendini verdiğin ve buna adapte olduğun için tsadik bir insansın. Bu yüzden de seni günah işlemeye mruz bırakacak bir ortamda bulunmazsın. Burada hiçbir marifet yok. Her tsadik böyle yapınca zaten günahtan uzak durur. Bir de herkesin yaşadığı ortamda durumu görmek lazım. Eğer orada da tsadik kalmayı başarırsan bu gerçek bir marifettir. 

Vilna Gaon’u bu uyarıyı alçakgönüllülükle kabul eder. Eğer böyle büyük bir insan kendi yanlışlarından dolayı bir şüphe duyabiliyorsa bizler her davranışımızı mercek altına almak zorundayız. Mişle’de Şlomo Ameleh konu ile ilgili şöyle der: “Bilge olan adamı uyar. O seni sevecektir”  (8/9).

Uyarmak bir mitsvadır kuşkusuz. Ancak bu uyarının nasıl yapıldığı da çok önemlidir. Yukarıda Rav Palaçi ile ilgili olarak verdiğimiz örnek uyarının nasıl yapılabileceğini göstermektedir. Eleştiri eğer yapıcı anlamda yapılıyorsa onu dinlemek ve dikkate almak esastır. Amaç eğer yapıcı olmayan bir eleştiri ile zaten onu yapmamak esastır.