“Bakakalırım giden geminin ardından…”

Diğer
11 Mayıs 2011 Çarşamba

Jose V.ÇİPRUT


Geçen gün kendime “van minit, pliz!” dedim: “Baskı makinesini Osmanlı İmparatorluğu’na tanıtanların İspanya Yahudileri olduğunu bilirim de, henüz Yahudiler arasında ‘oturan’ birine rastlamadım. Bu ‘keratalar’ bakmadığım hangi anda oturdukları yerde para basmaya muvaffak oluyorlar -- bir araştırayım.” Avrupa ve Amerika’da cerrah, doktor, avukat, mühendis, yazar, sinemacı, emlâkçı, yönetici, iktisatçı, malî idareci, kasap, kırtasiyeci yetkinlikleriyle para kazanıp Hawaii’de hayat tasarruflarını harcedenlerle vakit kaybetmektense bunlardan daha da açıkgöz, yaratıcı oldukları denilen bir yer aradım. İsrail aklıma geldi. Hani 1948de kuruluşundan beri komşu Arapların ve bunların uzak/yakın ahbap ve müttefiklerinin tek an rahat vermediği o minnacık yer -- Musevîlerin dindarlarının ilâhî bir vaadın semeresi; semavîlerinin, soykırımın küllerinden doğmuş bir mucize; dünyevîlerinin, içten dıştan desteklenmeye layık mânâ/emel taşıyan bir yaşam yeri; diğerlerinse türlü güçlüklerden doğmuş ilham/türetme kaynağı, addettikleri ufak tefek memleket -- var ya, o işte...

Çağdaş varlığının ilk 30-40 yılı süresince İsrail, Arap komşularının toprak alanları, maddî güçleri, yeraltı zenginlikleri ve küresel siyasî-iktisadî erişimleriyle boy ölçüşecek durumda değildi. Cemiyetin devamlı korunabilmesi için gayrisafî millî hasılanın önemli bir kısmının millî savunmaya ayrılmasını gerektiren bu devirde gençlik yetiştirmek zor bir görevdi. En umulmadık anda Batı Ürdün’ü elinde bulup kolundan tutmaya mecbur bırakılmasının yarattığı rahatsızlıklar bir yana, sayısız engel ve türlü düşmana rağmen, bugün ABD’den sonra dünyada ikinci sırada en türetici ve yenilikçi millet seviyesine ulaşabilmiş olması neye atfedilebilir? Vatandaşlarının ilim ve san’atlarda bilgi, zekâ, tahayyül, çaba, cesaret ve azmine mi? Atasal olduğu imâ edilen para basma kabiliyetlerine mi? Yedi milyonluk devletin ufacık toprağında faal şirketlerinin yerel/yöresel istikballerini iç pazarın zamanla büyüyeceği ümidine hapsetmeksizin ufuk taramış olmalarına mı? Yoksa, komplo nazariyesinde ihtisas yapmış zevatın bayat ekmeğine bal sürecek anlamda, dinci-milliyetçi amaçlı bir Musevî Konferans Örgütü’nün küresel erişimli uluslararası diplomatik ilişkilerine mi? Nasıl beceriyorlar bu önder gelişmelerini?!

Michael Steinhardt(1)’a göre yeraltı zenginliği olmayan bu ufak çöl toprağında bu tür başarının sırrı: 1) İlk 30-40 sene akadurmuş pazı teri, 2) zamanında en üst seviyede aydın öğretim sağlayabilmiş Orta Avrupalı bilgelerin gençliğin tahayyül gücünün temellerini kurabilmiş olması; son 20-30 yıldaysa 3a) beklenilmez tehlike dolu üç yıllık askerlik süresince kazanılan olağanüstü ehliyetli öngörü, 3b) 90’lı yıllarda Rusya’dan göç edenlerin beyin kudreti, 3c) dıştan her vesileyle eleştiri, içte her sahada müthiş rekabet, ve bu fasılasız tazyiklerin yarattığı olağanüstü tecrübe ve dayanıklılık... Herzliya’da Pitango Girişim Sermaye Şirketi’nin ortak kurucusu ve Amerika-İsrail Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı(2) Nehemia Peres’e göreyse yeni kurulmuş şirketlerinin adediyle ABD’den sonra dünyada 2. sıraya yükselerek Nasdak tarafından listelenen ABD-dışı şirketlerin en üstün sayısının menşe’i -- Dünya Bankası’nın (yönetim/denetimde basitlik/berraklık ölçen) İş Görmeyi Kolaylaştırma Endeksi’nin Güneybatı Asya’da 3., tüm dünyada 29. sıraya, yerleştirdiği -- İsrail’i türetim sahasında önder yapan etkenler arasında, hükümetin müteşebbislere verdiği maddî destek ve dış yatırıma gösterdiği kolaylıklardan da öte, nüfusun yüzde 20’sini teşkil etmelerine rağmen millî hasılanın ancak yüzde 8’ini üretebilen Arap, Dürzü gibi azınlıkların yararına tasarlanmış olan ve özel sektörle kamu sektörünün ortakça kurmuş olduğu Al-Bavadir (tomurcuk) misali mevcut ve müstakbel teşvik fonu kuruluşları unutulmamalıymış... Belki! Ama biz “otururken bile para basabilmek”ten çok daha başka, çok daha yüksek, meziyetleri olanları -- ne olur, ne olmaz -- gene de her fırsatta sıygaya çekmeye(3) devam edelim.

İsrail’in 63. yıldönümü kutlu olsun; yersel-yöresel mahiyeti, küresel gelişimi, daha nice mutlu asırlarca artık uyanmaya kararlı denilen bölgesel çevresine destek, dostluk, demokrasi misali; sulh ve refah vesilesi olsun... 

 

1 ABD’de şöhretli bir malîyet uzmanıdır. Geçenlerde, mezunu olduğum Wharton Okulu’na, bu konuda beyanda bulunmuştu.

2 İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in oğludur. Bu önemli mevkilere en evvelâ kendi kabiliyetiyle erişmiş olduğunu işitirim.

3 ‘sıygaya çekmek’ birini büyük kuşkuyla çok yakından sorgulamaktır. Yer az olduğunda, tabir altı kelemeyi iki kelemeyle ifade eder.