D’uomo’da İsrail haftası

 

Alber NASİ Köşe Yazısı
15 Haziran 2011 Çarşamba

Geçtiğimiz pazar günü yapılan seçimlerde beklenen sonuç çıktı ve Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP üst üste 3. kez seçilmeyi başardı. Son beş sene içerisinde yaşanan global krize rağmen uygulanan politikalarla Türkiye’nin büyümesini sağlaması, hiç şüphesiz AKP’nin böyle bir başarıya imza atmasında etkili oldu.

Yeni iktidar döneminde AKP’nin önünde daha ağırlıklı olarak dış konjonktüre bağlı problemler görünüyor.  Pek ilgi gösterilmese de Yunanistan’ın içine düştüğü durum, Avrupa’nın dolayısıyla da Avrupa ekonomisinin pek de iç açıcı durumda olmadığını gösteriyor. Avrupa’nın krize girmesi, Türkiye’yi ekonomik olarak zorlayacak bir etmendir.

Bu arada seçim dolayısıyla ikinci plana düşen Suriye’nin durumu en fazla Türkiye’ye sorun yaratacak. Suriye’de Esad rejimi demokrasi ve reform yerine dikta ve despotizmi seçti. Suriye halkı gerçekten zor durumda. Suriye’den özellikle Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 7000’e dayandı. Suriye, Esad rejiminin işgali altında. Bu sırada BM, Esad yönetimine bir kınama bile yapamamakta. Bir kez daha BM, çaresiz ve fonksiyonsuz.  Bölge tarihine bakıldığında, Suriye halkının gerçekte bir millet olmadığını, değişik etnik kökenlere sahip toplulukların oluşturduğu bir devlet olduğu ortaya çıkar. Suriye’nin yakın bir gelecekte üniter devlet yapısını kaybetmesi olasıdır. Şu anda bile üniter varlığı ağırlıklı olarak Rusya’nın desteğiyle oluyor. Elbette Suriye’nin bu durumu Türkiye’yi gerek ekonomik gerek siyasi olarak fazlasıyla etkileyecek.

* * *

Geçtiğimiz hafta yoğun seyahat programının son durağı Milano’daydım. Hava biraz yağmurlu ve sıcaklık mevsim normallerinin az altında olmasına rağmen modanın önemli merkezlerinden olan Milano’da gezinmek oldukça keyifliydi. D’uomo Meydanı hiç şüphesiz Milano’nun merkezi. Dünya’nın en büyük Gotik katedrali, bu şehrin en önemli simgesi niteliğinde. Yapımı on yıllar süren katedral, Katolik dünyasının sembollerinden biri ancak katedralde onarım çalışmaları hiç bitmez.

Geçen Cuma günü meydanda gezerken bir köşesinde üstünde İsrail bayraklarının olduğu panoların yerleştirildiği bir platform dikkatimi çekti. Yaptığım kısa bir araştırmada haftanın 'İsrail Kültür Haftası' olduğunu, Milano ile Tel-Aviv’in ikiz kardeş şehir olduğunu öğrendim.

Son zamanlarda İsrail’in uyguladığı politikaların İtalya’da tepkilere yol açtığı ve bazı İsrailli diplomatların protestolara kaldığı bilinen bir gerçek. Hatta İtalya ile İran arasındaki ilişkilerin diğer Avrupa ülkelerinden daha iyi olduğu da bir sır değil. Ancak İtalya’nın ve Milano’nun Filistinli terörist grupların baskısına rağmen böyle bir organizasyona ev sahipliği yapması dikkate değer.

Darısı Türkiye’nin başına…