EMOR

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
10 Mayıs 2012 Perşembe

“Velo tehalelu et şem kodşi venikdaşti betoh bene Yisrael – Benim kutsal olan ismimi kirletmeyiniz aksine onu Bene Yisrael’in içinde yüceltiniz.” (Vayikra 22/32)

En büyük mitsvalardan bir tanesi olan Kiduş Aşem yani Tanrı’nın ismini yüceltme mitsvasının kaynağı bu pasuktadır. Bu pasukta emredilen bu uğurda insanın canını bile feda etmesidir. Tarih Tanrı’nın ismini yüceltmek için hayatlarını feda etmiş sayısız Yahudi’nin varlığına işaret etmektedir.

Her ne kadar bu mitsva gerektiğinde hayatımızı feda etmemizi gerektirse bile bu her zaman bu kadar ileri bir fedakarlık gerektirmez. Tanrı’nın ismini yüceltir şekilde gösterilen bir davranış da bir Kiduş Aşem olarak kabul edilir. Kişinin davranışı “bu Tora’yı izleyen kişilerin güzel davranışlarının bir göstergesidir” şeklinde bir ifadeye meydan verecek olursa bu mitsva yerine gelmiş olur.

Rabi Şimon ben Şetah bir Arap’tan satın aldığı eşeği görmeye giderken hayvanın temizliğini yapan öğrencisi heyecanla Rabi’nin yanına koşar. Elinde az bulunur türden bir elmas vardır. Rabi öğrencisini gülümseyerek karşılar ve elması eşeği satın aldığı kişiye geri götürmesini ister. Öğrencisi itiraz eder. “Rabi bu kadar değerli bir elmasla ne çok mitsva yapacağınızı bir düşünün” Ancak Rabi Şimon fikrinde ısrarcıdır. Öğrencisi Arap’a gidip elması verince satıcının gözleri şaşkınlıkla açılır. Bu elması oraya sakladığını unuttuğunu ifade eder ve teşekkürünü de şu sözlerle yapar: “Rabi Şimon’un Tanrı’sı mübarek olsun” İşte basit ancak anlamlı bir Kiduş Aşem örneği.

Her Şema söylediğimizde benliğimizi Tanrı’ya adamak için kavana tutarız. Mesirat Nefeş olarak nitelendirebileceğimiz bu davranışla sadece tsadiklerin değil her Yahudi’nin Kiduş Aşem uğruna hayatımızı vermeye hazır olduğunu ifade ederiz. Filozoflardan biri şöyle der: Eğer kişinin yaşamında hayatını feda edebileceği bir değer yoksa o hayatın zaten çok fazla bir değeri yoktur. İşte Dr. Twerski’ye göre de Mesirat nefeş dediğimiz kavram aslında yaşamdan çok daha değerlidir.    

Yaşamın her zaman bir amacı vardır. Yapılan her hareketin en basit bir davranışın bile bir nedeni ve amacı olmalıdır. Örneğin kişi kaslarını güçlendirmek için çalışabilir. Kilosunu ve değerlerini kontrol altında tutmak için diyet yapabilir.

Bir Yahudi için ise yaşamın gerçek amacı Tanrı’nın emrettiği yolda yürümektir. Tanrı’nın emirlerini öğrenmek, bunları uygulamak yaşamının ana gayesi olmalıdır. Bu gaye onu Mesirat nefeş dediğimiz boyuta taşıyacaktır.