Gelecekten fotoğraf çekebilmek

Tavır değiştirme zamanı. Eskiden, ‘geleceği tahmin edip, ona göre pozisyon alanlar mutlu, başarılı olur,’ deniyordu. Ama bu tarifte bir eksiklik var, geleceği tahmin etmeye çalışan pasif konumda kalıyor. “Önce geleceği tasarlayacak, ondan sonra bugüne geri gelip adım adım gelecek için planladıklarımızı gerçekleştireceğiz” yaklaşımı daha aktif. Olumlu bir geleceği tasarlayıp onu senaryolarla kurgulayanlar, onu tahmin etmeye çalışanlardan daha mutlu oluyor

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
22 Haziran 2012 Cuma

Tavır değiştirme zamanı. Eskiden, ‘geleceği tahmin edip, ona göre pozisyon alanlar mutlu, başarılı olur,’ deniyordu. Ama bu tarifte bir eksiklik var, geleceği tahmin etmeye çalışan pasif konumda kalıyor.  “Önce geleceği tasarlayacak, ondan sonra bugüne geri gelip adım adım gelecek için planladıklarımızı gerçekleştireceğiz” yaklaşımı daha aktif.  Olumlu bir geleceği tasarlayıp onu senaryolarla kurgulayanlar, onu tahmin etmeye çalışanlardan daha mutlu oluyor. Ve hatta bunu yapamayanları yönetiyor. Bugün kim ayakları yere basar bir başarı grafiği çiziyorsa bilin ki, gücünün kaynağı fütürist yaklaşımdır. İş ve yaşam için olumlu gelecek tasarımına fütürizm ve bu tür bakış açısını benimseyenlere fütürist deniyor.

Genel bir kanı var: Sadece yetenekli insanların başarıya ulaştığı ile ilgili. Ancak yeteneğin başarı ile doğrudan bir ilişkisi yok. Her ne kadar yetenek kapıları aralasa da başarının en önemli iki bileşeni var. Tutku ve doğru tavır almak.

Geleneksel şirketler bir sonraki senelerini bütçelerken geçmiş senelerdeki satış grafiğine bakarak tahmini bir büyüme hedeflerler. Bu tutum, geçmişe bakarak geleceği şekillendirmek olarak tarif edilebilir. Bu yöntemle temkinli büyüme modelleri geliştirilir. Fütürist yaklaşım ise tamamen farklı. Şirket gelecekle ilgili oturup çalışanlarının hayal gücünün el verdiği kadar çok senaryo üretiyor. Geleceğe yolculuk yapıp gelecekten birkaç kare fotoğraf çekiyor. Sonra o senaryolardan en beğendiğini tutup diğerlerini elimine ediyor. Ve o beklentiyi hayata geçirecek kaynakları ve planı geri dönüp kurgulamaya başlıyor. Simülasyon sayesinde geleceğindeki başarıları ve tehlikeleri gören şirketler o anki boylarından bağımsız planlar yapabiliyor.

1948’de McDonalds kardeşler ilk yemek servisi işini kurduklarında “ikinci dükkânı da açarız inşallah” demek yerine, “paketlenebilir düşük maliyetli yiyecekleri her yerde ve herkese satıyoruz” diyerek geleceği belirlediler. 1964’te Singapur Havayolları, havayolumuzun lüksünü arttıralım, bakalım işler açılacak mı demek yerine, “30 yıl içinde Singapur dünyanın en iyi havayolu şirketi olacaktır”ı belirleyip hareket planlarını oluşturmaya başladılar. Bunları duyunca, asıl fütürist olmamak ütopya gibi geliyor, değil mi?

Fütüristlik en basit şekliyle, “gelecek senaryoları üzerine düşünmek ve geleceğe dair öngörülerde bulunmak” olarak ifade edilebilir... Gelecek için bol bol senaryo yaratmak, hayaller kurmak ve kendini bir yere konumlamak her bireyin de yapması gereken bir şey. Hatta her ülkenin de…

Pek çok üniversite mezunu genç nasıl bir iş yapacağını bilmeden kaygıyla bekleşiyor. Çoğunun gelecek algısı olumsuz. Oysa bu gelecek algısı değişebilir. Aileyle beraber yapılacak beyin fırtınası ve hareket planı, mutluluğa yaklaşmanın anahtarı olabilir. Para kazanmayı çözenler bile mutlu değiller. Sürdürülebilir mutluluk ve başarı, ancak bilinçli ve disiplinli düşünce ve çabalar ile elde edilebilir. Aşk da bile…

Büyük fotoğrafı akılda tutabilenler için ise ufak adımlar öneriliyor. Bebek adımları adeta. Büyük tavırlar alıp hüsrana uğramadan hep az da olsa ileri… Sonra bir adım daha… Kaybedecek şeyler az olunca insan ilerlemeye odaklanabiliyor. Deneyin, bebek adımları en büyük hedeflere giden yolları eninde sonunda kat eder. Yeter ki gelecekten çektiğiniz fotoğraf hep aynanızın kenarından size gülümsesin.