ABD ve Ortadoğu’dan kısa kısa

Alber NASİ Köşe Yazısı
25 Nisan 2012 Çarşamba

Avrupa ülkeleri ekonomik olarak tek tek sallanırken ABD’nin krizi Avrupa’ya ihraç edip yoluna devam ettiğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır. İşim gereği ABD’ye yaptığım ziyaret sırasında ABD’nin teknolojik olarak üstünlüğünün bir kez daha farkına vardım. Teknolojik, pahada ağır yükte hafif malzemeler sayesinde ABD ekonomisinin krizden çıkacağı zaten aşikârdı. Aynı zamanda ABD’nin kendini Çin’e fonlandırması eski refah günlerini geri getirmese de, AB kadar ağlanacak durumda olmamasını sağlıyor. Zaten AB istediği kadar çabalasın ABD gibi olmaktan çok çok uzak. Ufak sayılabilecek bir sarsıntıda hemen Yunanistan’ın para birliğinden çıkartılması gündeme geldi. Krizin en ağır anında bile ABD’nin herhangi bir eyaletinin ABD’den ayrılması telaffuz bile edilmedi. Edilseydi de zaten komik karşılanırdı. Oysa Avrupa krizinde ekonomik duygular hızla şovenist duyguları ortaya çıkardı ve güçlü ülkenin kendini üstün görme hakkını sağladı.

Ekonominin ABD’de iyi gitmesi hiç şüphesiz kısa vadede Obama’nın işine yarayacaktır. Bu yılın sonunda yapılacak seçimlerde Obama’nın seçilmesi pek de sürpriz olmayacaktır.

Bu arada Ortadoğu pek de iç açıcı durumda değil. İran’ın nükleer silah edinme çabaları İsrail’i ve bölgeyi gererken başlayan diplomatik görüşmeler kaplumbağa hızıyla devam edeceğe benzer. İsrail’in bu konudaki hassasiyeti göz önüne alındığında sıcak savaşın kaçınılmaz olduğu kanaatine varmamak mümkün değil.

Öte yandan hakkında ülkesinde tutuklama kararı bulunan Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Tarık Haşimi’nin Türkiye’de bulunması Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerin sağlığı açısında pek de olumlu sayılmaz.

İran’ın Irak üzerindeki etkisi, öte yandan Türkiye’nin Irak üzerindeki etkisini kaybetmiş olması, İran ile Türkiye’nin arasının açılmasına yol açabilir. Türkiye istediği kadar dengeli ve istikrarlı bir dış politika izlesin mevcut zihniyetteki bir İran’la uzun süre ‘dost’ kalması mümkün olmayacaktır. Eninde sonunda bu sözüm ona dostluk bozulacak ve gerginlikler yaşanacaktır. Kaldı ki Türkiye’nin İran’a karşı girişilecek bir savaşta taraf olması kaçınılmaz gibi görünüyor.

Mısır’ın İsrail ile doğal gaz anlaşmasını tek taraflı bozması ve yeni fiyat üzerinden anlaşmanın yollarını araması pek de iç açıcı değil. Eş zamanlı olarak İsrail’in güvenlik sebebiyle Sina’da turistik sebeplerle bulunan vatandaşlarına teröre karşı uyarıda bulunması anlamlıdır. İki ülke arasında bir gerginlik olduğu muhakkak. Bu gerginlik büyümeden kontrol edilebilir gibi görünse de siyasette ve diplomaside her an her şey olabilir…