Bir zamanlar Gaziantep’te

Bir zamanlar Gaziantep’te kalabalık bir Yahudi cemaati vardı

Dora NİYEGO Toplum 0 yorum
21 Kasım 2012 Çarşamba

 Kendinizi tanıtır mısınız?

İsmim Avraham Arkadaş. 1950 yılında Gaziantep’te doğdum. Sekiz kızdan sonra dünyaya geldim. Ailem beni çok şımarttığı için tahsilimi istenildiği gibi yapamadım. Çocukluğumda okul yerine sinemaya gitmeyi tercih ederdim. Ailem de bana müdahale etmezdi. İleriki yıllarda ne kadar büyük bir hata yaptığımı anladım. Yirmi yedi yaşıma kadar Gaziantep’te yaşadım orada ticaretle uğraşıyordum. Otuz yılı aşkın bir süredir İsrail’de Batyam şehrinde yaşıyorum. Yirmi yıl süresince, Milli Piyango İdaresinde çalıştım. İki yıl önce de emekliye ayrıldım.

 Gaziantep’teki Yahudi cemaati ve yaşantıları hakkında neler anlatabilirsiniz?

Tarihte bin yıla yakın bir dönem Gaziantep’te bir Yahudi Cemaati mevcuttu. Tarihte kalabalık bir Yahudi nüfusuna sahip olan Gaziantep’in tanınmış aileleri, Arkadaş Levi,  Bildirici, Franko Bilmen, Özsezikli, Duşi ve Nihmet olarak bilinir. İsrail’e göç edenler arasında, Eşkenazi, Seven, ve kökenleri Antep’li olan Tavaşi’ler var.

1979 yılında Gaziantep’te oluşan anarşik bir durum, Yahudilerin şehirden göç etmelerine neden olmuş. Büyük bir kısmı İsrail’e göç ederken, birkaç aile de İstanbul’da yerleşti. O tarihten sonra, şehirde yüz yirmi kişilik bir Yahudi nüfusu kaldı. Bugün ise Gaziantep’te hiç Yahudi yok.

Yahudilerin şehirden göç ettiği yıllarda, haham olan dedem, Gaziantep Yahudileri hakkındaki belgeleri İsrail’e giderken yanında götürdü. Bugün ise bir iki sayfa dışında hiçbir kayıt mevcut değil.

Orada yaşadığım yıllarda, cemaat fertleri birbirimize çok yakındı ve herkes birbirini tanırdı. Biri büyük, biri küçük, iki tane sinagog vardı. Genellikle sinagog çevresindeki yerleşim bölgelerinde yaşardık. Yahudiler genellikle tekstil ticareti ile uğraşırlardı. Orta yaş üstü bayanlar haftada bir gün aralarında kabul günü düzenlerlerdi. Genç evliler ise haftada bir gece aralarında toplanırlardı. Bekârlar, haftada iki üç akşam buluşur, çay bahçesinde sohbet eder veya sinemaya giderdi. Yaz aylarında ise, Gaziantep deniz kıyısında olmadığından, haftasonları deniz kıyısındaki bir kasabaya gidilirdi.

Çocuklar eğitimlerini lise sona kadar devlet okullarında yaparlardı.  Gençlerin çoğu, liseyi bitirince tahsillerine devam etmezlerdi. Aileler çocuklarının eğitimine çok önem verirlerdi, ancak Gaziantep’te üniversite yoktu, aileler çocuklarının yanlarından uzaklaşmalarını istemediklerinden, onların İstanbul’a üniversitede okumaya gitmelerine izin vermezlerdi. Benim dönemimde, cemaatimizin gençleri arasından sadece bir eczacı, bir öğretmen, bir diş hekimi, bir de bankacı çıkmıştır. Kız kardeşlerimin biri öğretmen, diğeri bankacı olmuştur. O dönemde, lise eğitiminden sonra erkek çocukları babalarının yanında çalışır, kızlar ise bankada çalışırdı.

  Dindar bir kişiliğiniz var. Gaziantep Yahudi Cemaati dindar bir cemaat mıydı?

Dini vecibeleri yakından takip eden ve geleneklerimize bağlı bir cemaat idik.  Çok küçük yaşlarda dini eğitim aldım. Küçük yaşlarda tefilla okumasını, peraşaları ve tamimleri öğrendim. Dedem Gaziantep Yahudilerinin Rav’ı (Rav Haim) idi. O zamanlar evimiz mahkeme gibi kullanılırdı. Cemaatteki aile anlaşmazlıklarını, hatta ticari anlaşmazlıkları bile dedem çözerdi. Dedemin verdiği karar uygulanırdı. Hatta bazı kararlar resmi mahkemeler tarafından dahi geçerli kabul edilirdi. Cemaatimizde asimilasyon yoktu. Evlilikler görücü usulü ile yapılırdı. O zamanlar flört etmek ayıp sayılırdı. Dini nikâhları amcam Rav Moşe Levi Arkadaş kıyardı. Amcam aynı zamanda cemaatin Şoheti idi. Et kesimini yapardı. Babam ise sinagogda hem hazan, hem de gabay görevlerini üstlenirdi. Bayramlar, geleneksel dini vecibeler doğrultusunda kutlanırdı. Pesah ve Sukot bayramlarında herkes birbirini ziyaret ederdi. İlk gün küçükler büyükleri ziyaret eder, ikinci gün ise iade-i ziyaret yapılırdı. Evimiz bayram günleri dolup taşardı. Bir evden çıkıp başka eve gidilirdi. Bayram sevinci ve heyecanı ile yorgunluğumuzu hissetmezdik. Şabat günleri ise tüm cemaat fertleri sinagoga giderdi. Sinagog çıkışı gruplar halinde kısa bir gezintiden sonra, herkes evine dönerdi. Şabat Hatan olduğu hafta, damadı evinden alıp duaya götürürdük. Duadan sonra da, hepimiz damadın evine gider, ailesinin hazırladığı yemekli ziyafete katılırdık. O gün geç saatlere kadar yer içer, şarkılar söylerdik.

  Cemaatteki hanımlar nelerle uğraşırlardı? Zamanlarını nasıl geçirirlerdi?

Hanımlar, haftada bir düzenledikleri kabul günleri dışında, aileleri çocukları ve ev işleri ile uğraşırlardı. Purim bayramı akşamı, akrabalar aile büyüklerinin evlerine gider, bayramı hep beraber kutlardık. O akşam, ev sahibi ailedeki çocuklara para dağıtırlardı. Purim’in bittiği gün de, hanımlar Pesah hazırlıklarına başlarlardı. O zamanlar yataklar yünden yapılırdı. Bütün yataklar sökülür, yünleri çıkarılır, yıkanır, hallaçlanır, sonra da yünler tekrar yataklara doldurulur, yataklar dikilirdi. Hanımlar, Pesah akşamına kadar kimsenin temizlenmiş yataklarda yatmasına izin vermezlerdi. Beylerin bu konudaki itirazları fayda etmezdi.

Bilindiği gibi, Gaziantep’in lahmacunu meşhurdur. Hanımlar lahmacunları hazırlar, fırına yollarlardı. Fırıncılar kaşerut kurallarını bilir, bizim lahmacunları ona göre fırınlarlardı.

Tavuk yemek isteyen tavukları satın alır, sonra da onları Şohet olan amcam keserdi. Kesimden sonra da, ev hanımları tavukların tüylerini yolar, ateşten geçirir, sonra da pişirirlerdi. Hele Kipur’da, tavuk kesimi akşam saatlerinde başlar gece yarılarına kadar sürerdi.

  Geniş toplumla ilişkileriniz nasıldı? O günlere baktığınız zaman neler hissediyorsunuz?

Cemaatimiz her zaman geniş toplumla iyi ilişkiler içinde oldu. Birbirimize her zaman yakın ve saygılıydık. 1979 yılındaki talihsiz saldırılar olmasaydı, belki bugün halen orada bir Yahudi Cemaati olabilirdi.

Bugün geriye baktığımda, o günlerin özlemini çekmememe imkân var mı? O güzel anılar belleğime kazındı.

1999 yılında, Arkadaş, Tavaşi ve Bilmen aileleri, şehirde yaşadıkları bölgeleri, evlerini torunlarına göstermek için, Gaziantep’e bir tur düzenlediler. Yöre halkı onlara büyük ilgi gösterdi.

Akrabam olan Özkul Arkadaş Levi, Gaziantep Sinagog’un onarılmasında büyük katkıda bulundu. Ayrıca, Gaziantep halkına vefa borcunu ödemek için, sinagogun çevresindeki yerleşim bölgelerinin onarılmasında da katkıda bulundu. 

 

Resim alt›

Gaziantep Musevi tiyatro topluluğunun hazırladığı Yosef Tesadik oyununundan bir sahne. Solda Avraham Arkadaş, Firavun rolünde Albert Bilmen, 1966

Arkadaş Ailesi, 1961

Arkadaş Ailesinin hanımları toplu halde, Tel Aviv

1 Yorum