Şampiyon belli ikinci kim?

İsrail’de seçimler yapılıyor. Bu yazı yazılırken henüz seçim sonuçları belli olmamasına karşın Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağını tahmin etmek pek de zor değil.

Alber NASİ Köşe Yazısı
23 Ocak 2013 Çarşamba

İsrail’de seçimler yapılıyor. Bu yazı yazılırken henüz seçim sonuçları belli olmamasına karşın Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağını tahmin etmek pek de zor değil.

Ne yazık ki son senelerde İsrail seçmeninin radikalleşmesi ve daha da sağa kayması sol ve liberal partilerin şansını iyice azaltıyor.

Naftali Benett’in liderliğindeki Yahudi Evi partisi ile Likud’un  koalisyona girmesi zaten pek de ılımlı olmayan Netanyahu’nun daha da sertleşmesine sebep olabilir.

Elbette seçim sonuçları ne olursa olsun ilk günden bir koalisyon kompozisyonundan bahsetmek oldukça güç.

Ilımlı ve yapıcı olan geniş destekli bir sağ sol ittifakı olabilir. Bu tip bir koalisyon uluslararası kamuoyu tarafından desteklendiği gibi barış görüşmelerini bir nebze de olsa ileri götürebilir.

Benett’in içinde olacağı bir koalisyonun Filistinlilerle herhangi bir barış masasına oturmasını beklemek oldukça zor.

Çift devletli çözümü kategorik olarak reddeden Benett’in Batı Şeria’yı ilhak etmek, Batı Şeria’da Yahudi yerleşim alanlarının arttırılması gibi fikirleri var. Batı Şeria’yı İsrail’in ilhak etmesi tam anlamıyla bir savaş sebebidir. Bu durum barışa bir katkı sağlamayacağı gibi İsrail’i zor durumda bırakır.

Yahudi Evi partisi liderinin bu fikirleri ne kadar samimi olduğu tartışılır. Ancak ürkütücü olan bu söylemleriyle İsrail seçmeninin hatırı sayılır bir kısmının desteğini alıyor olması.

Bu parti tek başına iktidara gelse dahi uygulamayacağı vaatleri  oy uğruna sallıyor.Nasıl olsa en fazla bir küçük ortak olacak. Zaten Benett görevinin Netanyahu’nun yumuşamasını engellemek olduğunu itiraf da ediyor.

İsrail’de sağ kanadın iyice güçlenerek seçimlerden çıkacağı muhakkak. Ancak İsrail halkındaki bu radikalleşmeyi sadece demografik yapının değişmesine bağlayabilir miyiz?

Filistinlilerin bu noktada hiç mi suçu yok?

Filistinliler bu kadar Hamas’çı olmasaydı acaba İsrail bu kadar Likud’cu olur muydu?

Şahsen ne Netanyahu’nun politikalarını ne de Benett’in fikirlerini kendime yakın hissetmediğim gibi doğru bir çıkış yolu olduğunu da düşünmüyorum. Ancak barış yolundaki tıkanıklıkları ve sebeplerini hatırladıkça da “acaba bu ikisi haklı ben mi haksızım” demekten de kendimi alamıyorum.

Sertlik ve zorbalık doğru bir yol olmasa da Filistinlilerin neyle karşı karşıya kalabileceklerini düşünerek hamle yapmaları gerektiğini bilmelerinde de barış adına sayısız fayda var...