İsrail seçimlerinin ardından

Alber NASİ Köşe Yazısı
6 Şubat 2013 Çarşamba

İsrail’de Knesset seçimlerinde beklendiği gibi Likud- Beitanu 31 oy alarak birinci parti olurken, beklentilerin aksine ikinci parti eski bir gazeteci olan Yair Lapid’in liderliğindeki Yesh Atid oldu.

Yesh Atid bu seçimlerdeki performansıyla adına yakışır şekilde ‘’Geleceğin Partisi’’ olmaya aday. Bu dönemde, iktidar ortağı olsa da olmasa da göstereceği performans partinin geleceği için son derece önemli. 

İsrail’de sağ ile sol oyların inanılmaz bir dengeyle nerdeyse eşit dağılması hükümeti kuracak olan Netanyahu’nun işini iyice güçleştiriyor.

Seçimlerden sonra günlerce uluslararası basın İsrail seçmeninin ne demek istediğini anlamaya çalıştı durdu. Oysa anlaşılmayan ve her İsrail seçiminde olduğu gibi İsrailli seçmen tipik bir gelişmiş ülke vatandaşının kullanacağı gibi oy kullandı. Son birkaç seçimdir, İsrail seçmeni ekonomik kaygılarla oy veriyor. Filistinlilerle olan durumu İsrailliler çoktan kanıksamış durumda. İsrail seçmeni için, Filistinlilerle barış olursa iyi olur ama olmazsa da gayet iyi yaşamaya devam edilir.

İsrail’in yapısı, İsraillilerin savaş ve terörizmden en az etkilenecek şekilde ve sürekli yaşam kalitesini iyileştirmek üzerine kurulu. Bu sayede halk kendini güvende hissetmesi sebebiyle, güvenlik kaygısıyla ve baskı altında olarak değil, kendi hür ve demokratik bilinciyle oy verir. Son üç seçim tüm gözler ve kulaklar İsrail seçimlerine çevrilse de, İsrail halkı kendi yaşam kalitesi için oy kullandı.

Neticede ortaya çıkan tabloda, Netanyahu hükümeti kurmakla görevlendirilmiş olsa da kuracağı hükümet son derece kırılgan olacak.

Barış getirebilir mi?

Barış, İsrail’in kendi içinde veya kendi kendiyle yapacağı bir barış olmadığına göre bununla ilgili bir yorumda bulunmak zordur. Ancak Filistinliler ve Hamas gerçekten isterse Netanyahu’nun başında olduğu bir hükümetle de barış yapabilir.

İsrail sağının veya solunun barış koşullarıyla ilgili radikal sayılacak nitelikte farklı yaklaşımları zaten pek yok. Söylemler ve yaklaşımlar genellikle farklı pazarlık üslubundan başka bir şey değil.

İsrail, siyasi partileri, güçlü teknolojisi, güçlü ordusu, güçlü ekonomisi, güçlü sivil toplum örgütleriyle demokrasi olmayı çoktan başarmış, kişilerden ve partilerden bağımsız devlet geleneği ve devlet politikası olan bir ülke. Bir seçimle bunun değişeceğini beklemek kendim de dâhil birçok gazetecinin yaptığı bir hata.