Suriye değil İran’a bakmalı

Alber NASİ Köşe Yazısı
15 Mayıs 2013 Çarşamba

Herkes nefesini tutmuş Suriye ile savaş çıkacak diye bekliyor. Türkiye’nin ABD’nin dolduruşuna geldiğine dair komplo teorileri, daha da beteri İsrail’in ABD ile ortak hareket ettiği ve Suriye’yi Türkiye’ye kırdırmak istediği gibi ipe sapa gelmez bir sürü axiom (teori değil, matematikte ispatlanmamış teorilere axiom denir) aldı başını gidiyor.

Suriye ile savaş olacağa benzemiyor. Esas hedefteki ülke kim ne derse desin Suriye değil İran. İran ise önümüzdeki ay önemli bir seçimden geçecek.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlanmadan ve bir nebze de yeni cumhurbaşkanının atacağı adımlar görülmeden kimse savaşa girmez.

Mevcut Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’a yakın felsefe ve yaklaşımda bir adayın seçilmesi halinde İran’a karşı atılacak adımlar sert ve hızlı olabilir. Bu nedenle yapılacak seçimlerden önce, bu seçimlere katılmasına izin verilecek adayların profiline bakmak gerekir.

Hali hazırda eski Cumurbaşkanı Rafsancani ile beraber mevcut Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın danışmanı ve dünürü İsfendiyar Rahim Meşai adaylığını koydu. Geçtiğimiz hafta Meşai’nin adaylığı konusunda Ahmedinecad ile Hamaney arasında bir gerginlik yaşanmıştı. Ahmedinecad dünürünün adaylığı konusunda ısrarcı olmuş hatta Hamaney’i eski seçimle ilgili bazı gizli belgeleri açıklamakla tehdit etmişti. Bu durumda 23 Mayıs’ta seçim kurulunun vereceği karar büyük önem arz ediyor. Meşai’nin listeye girmemesi savaş riskini önemli ölçüde azaltacaktır. Meşai’nin listeye girmesi ise iki sebepten dolayı çok önemli:

Birincisi Ahmedinecad’ın da desteğiyle Meşai seçimi kazanır ve cumhurbaşkanı olabilir. Bu durumda Ahmedinecad’ın politikaları devam eder. İkincisi, Ahmedinecad elindeki kozla rejimi tehdit etmeyi başarmış demektir. İlk defa olarak İran rejimi bu kadar büyük bir açık vermiş olur. Çatlak başladıysa kırılma da gelebilir demektir. Ne yazık ki kıracak adam Ahmedinecad gibi biridir ama en azından İran rejiminin de değiştirilebileceğini görmek güzel.

Meşai’nin kazanması ve politikaların değişmemesi hiç şüphesiz İran’a karşı bir savaşa girilmesi anlamına gelir. Diğer yandan farklı bir lider dengeleri tekrar değiştirmek için İran’a en azından vakit kazandırabilir.

Suriye ne olacak sorusuna kısa vadede bir cevap vermek zor. Yurtdışından bir müdahale olasılığı ise zayıf. Türkiye ancak sınırı koruma altına alacak kadar operasyon düzenleyecektir. İran çözülürse zaten Esad da kendiliğinden çözülür diye genel bir kanı olsa da çözülemeyedebilir. Halen Suriye’yi Esad’ın yönetip yönetmediği bile belli değil. Esad tamamen pasifize edilmiş ve Ruslar tarafından durum kontrol altına alınmış olabilir. Bu kadar belirsizlik karşısında ne yapılmalı acaba?