1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu yönetimindeki Bağdat’ta doğan Rav Ovadia Yosef, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden İsrail’e göç etmiş Sefarad Yahudilerinin İsrail’de siyasette daha fazla temsil edilmeleri için yaptığı çalışmalar ile son yıllarda en çok dikkat çeken şahsiyetlerden biri idi.
7 Ekim’de hayata veda eden İsrail Devleti’nin eski Baş Hahamı'nın cenazesine tam 800.000 kişi katılmıştı.
Tevrat ve onun sözlü kanunları olan Talmud kitabı konusunda yakın tarihin en büyük hahamlarından olan Ovadia’nın iki misyonu vardı.
Bunlardan bir tanesi siyasi manada İsrail’deki Sefarad cemaatinin, ülkenin alacağı siyasi kararlarda söz sahibi olmasını sağlamaktı.
Bu misyon İsrail’de ‘dinci parti’ olarak görülen Şas partisinin kurulması ile vücut bulmuştu.
Misyonlardan ikincisi ise; din otoritesi hahamların liderliğinde Yahudiliğin iki kültürü olan Sefarad ve Aşkenaz akımlarını aynı potada eritmek idi.
Yahudilik hiçbir mezhebe sahip olmadığı halde 2000 yıllık diaspora (Roma İmparatorluğu’nun II. Betamikdaş’ı yıkarak İsrail Devleti’ne son verdiği MS 70 ile İsrail’in kurulduğu 1948 yılı arası) tarihinde iki farklı kültürel dala ayrılmıştı.
Sefarad, İspanya ve Arap ülkesi kökenli Yahudi kültürüne verilen isim iken, Aşkenaz Avrupa asıllı Yahudi kültürüne verilen bir isim idi.
Bu ayırım İsrail’in kurulmasından sonra ülkedeki toplumsal hayata yansımış ve ülkenin ilk yıllarında iki kültür arasında büyük sosyal çatışmalara neden olmuştu.
İsrail’in ilk yıllarında ülkeyi yöneten elitlerin birçoğu Aşkenaz kökene sahipken, Sefarad kesim daha az entelektüel bilgi gerektiren işler ile meşgul idi.
Halbuki MS 711 yılında İspanya’nın bulunduğu İber yarımadasını fetheden Müslüman Emevi İmparatorluğu, diğer dinlere mensup kişilere büyük bir özgürlük tanımış ve İspanya’nın Sefarad Yahudileri 300 yıl süren ve tarihçilerin ‘Altın Çağ’ olarak adlandıracakları bir dönem yaşamıştı.
Altın Çağ’da Sefarad Yahudileri, bilim, sanat, ticaret ve din felsefesinde son derece ileri gitmişti.
Rav Ovadiya Yosef’in hayatını adadığı misyon, Sefarad Yahudiliğine o çağlardaki kültürel zenginliğini yeniden kazandırmaktı.
Rav Yosef başını çektiği bu misyona bir slogan bile bulmuştu:
“ Geçmişin zenginliğini yeniden inşa edelim”
Rav Yosef farklı felsefesi sayesinde İsrail’in laik kesimi ile de köprüler kurmuş, Arap- İsrail barışına katkıda bulunacak din fetvalarına imza atmıştır.
Kutsal gün Şabat’ta (Cumartesi günü) çalışan laiklerin bunu hayatlarını kazanmak için yaptıklarını ancak daha sonra bundan vicdani bir rahatsızlık duyduklarını ve bunun İnanç’ın en büyük belirtisi olduğunu savunan Rav Yosef, kadınlar ile ilgili fetvaları ile de dini modern çağa adapte etmiştir.
Rav Yosef, Arap İsrail barışının imzasının atıldığı Oslo anlaşmasının İsrail’in radikal kesiminde yarattığı infiali de aldığı dini kararlar ile yumuşatmasını bilmiştir.
Rav Yosef şöyle demişti: “Eğer gerçekten barış olacaksa İsrail topraklarının bir kısmından vazgeçebilir”. Ancak Oslo anlaşmasından sonra İntifada’nın patlak vermesi Hahamın bu kararını geri almasına neden olacaktı.
Büyük adamların yetişmesi için elbette büyük eğitimciler gerekir. Rav Ovadia Yosef’in çocukluğuna ait anlattığı bir anı gelecek nesillere bir eğitimcinin nasıl olması gerektiği konusunda ders verir niteliktedir.
4 yaşında ailesi ile Bağdat’tan Kudüs’e yerleşen Ovadia Yosef, orta eğitimini Yahudi din okulu olan Porat Yosef Yeşivası’nda alır.
Sınıf birincisi olan Yosef okula sık sık devamsızlık yapmaya başlayınca okulun Müdürü Rav Ezra Attiya başarılı öğrencinin manavlık yapan velisine gider.
Rav Attiya, Yosef’in evindeki sefaleti görünce şok geçirir.
Ama asıl şok, Yosef’in babası artık oğlunu Yeşiva’ya gönderemeyeceğini çünkü manav dükkanında çalışması gerektiğini söyleyince yaşanır.
Haham ne yapsa babayı oğlunun eğitimini kesmemesi için ikna edemez. Ertesi sabah manav baba dükkanına geldiğinde Okul Müdürü Rav Attiya’yı manav önlüğünü giymiş şekilde bulur!
Rav Attiya sabah erkenden dükkana gelmiş Yosef’e bedava çalışacak bir gönüllü bulduğunu söylemiş ve onu okula göndermiştir.
Manav önlüğü içindeki Okul Müdürü başarılı öğrencinin babasına şöyle der: “Sen bir yardımcıya ihtiyacın olduğunu ve maaş veremeyeceğini söylemiştin işte o yardımcım benim!
Z.L. Rav Ovadia Yosef işte böyle bir eğitimcinin yetiştirdiği talebe idi.